Berk Cankat InStyle’da

Yıldızlar Şahidim dizisinde Aras isimli bir pop starı canlandırmaya başlayan Berk Cankat’la, ilhamını oyuncunun kendi sportif tarzından alan bir çekimde bir araya geldik

Bu kış nadiren karşımıza çıkan güneşli bir sabahı seçmişiz çekim günü olarak, fok balıkları gibi sıralanıyoruz  Son Topağacı Cafe’nin amfi tiyatroyu andıran basamaklarının üzerine. Berk Cankat’ın gün boyunca sayısını bilmediği kadar çok tükettiği filtre kahvelerimizi yudumlayarak başlıyoruz güne, sohbet keyifli, kimsenin işe başlayası yok gibi. Cankat geçen yıl dergimize ilk kez konuk olduğunda aylardan aralıktı ve aynı sayıda şimdi Yıldızlar Şahidim’de birlikte rol aldığı Özge Gürel’i de çekmiştik. Bu tatlı tesadüften bahsediyorum, çok şaşırıyor, “Kader ağlarını örmüş,” diyor ve gülüyoruz. Çok heyecanlı ve beklentileri yüksek yeni dizisi için; çok istekli ve bir o kadar da meraklı izleyicinin tepkisinin ne olacağı hakkında. İlk kez şarkı söyleyip dans edeceğinin de müjdesini veriyor bu dizide yakışıklı oyuncu, izlemek için ne kadar sabırsızlandığımızı söylesek az!

Heyecanınız gözlerinizden okunuyor Yıldızlar Şahidim için, doğru mu yorumluyoruz?
Elbette, yeni bir iş, yeni bir heyecan. Hazırlık sürecimiz uzun sürdü ve hepimiz en iyisini yapabilmek adına çok çalıştık. Bu emeğin nasıl tepki alacağı konusunda oldukça meraklıyım.
 
Ne oldu sizi çeken bu projeye?
Ben bir işe başlamadan önce beni ne kadar zorlayacağına bakıyorum. Garantiye kaçmayı sevmiyorum, böyle bir kaygım yok. Ben sadece şu rollerde oynarım diyerek alanımı daraltamam. Bu işte de beni en çok çeken karakterin şarkı söylüyor ve dans ediyor oluşuydu. Bu benim için yeni bir sınav oldu.
 
Konusundan bahsedebilir misiniz, nasıl bir dizi bekliyor bizi?
Aras, küçük yaşta ailesi sayesinde şöhretle tanışmış bir karakter. Renkli dünyanın içinde aslında ne kadar yalnızlaştığının öyküsü biraz. Daha sonra hayatına dahil olacak olan Haziran (Özge Gürel) ile bambaşka duygular yaşamaya başlayacak. İçinde hem saf ve temiz duyguları barındıran hem de aile içi hırsın, rekabetin ve arada kalınmışlığın hikayesi diyebilirim.
 
Sizin nasıl müzikle aranız? Playlist’inizde ilk karşılaşacağımız isimler hangileridir?
Müzik dinlemeye bayılırım. Günüme ve anıma göre çok farklılık gösterir ne dinlediğim. Kings of Leon, Creedence Clearwater Revival, Travis, Starsailor, Parov Stelar, Royksopp, Talking Bugs, Johnny Cash vs… Uzar gider bu liste.
 
Formdasınız, ama yedikleriniz konusunda da bir hayli hassas gördük sizi çekimimiz sırasında…Spor yapıyor musunuz?
Yemeğe düşkün bir yapım var. Her zaman bu kadar dikkat edemiyorum tabii ki, zaman zaman ucu kaçıyor ama genelde dikkat etmeye çalışıyorum. Çalışmadığım dönemlerde daha yoğun, çalıştığım dönemlerde de ancak vakit bulduğumda spor yapıyorum.
 
Oynamayı çok istediğiniz bir rol var mı?
Festival filmlerinde oynamayı çok istiyorum. Sabırla bekliyorum, o festival filmi gelene kadar da beklemeye devam edeceğim.

Dönüm noktası olarak gördüğünüz iş hangisi kariyerinizde?
Sanırım iki bölüm konuk olarak yer aldığım, Medcezir. 
 
Hayatınızda böyle tanımladığınız bir an var mı?
O da sanırım ilk işim olan Sana Bir Sır Vereceğim’e dahil olmamdır.
 
Oyunculuğunuzu geliştirmek için neler yapıyorsunuz, set başlı başlına yeterli oluyor mu?
Set başlı başına bir yere kadar yardımcı olabilir. Bir noktadan sonra yerinizde saymaya başlarsınız. Pratik açısından çok yardımcı bir yer set elbette. Sadece oyunculuk adına değil, hayatın her alanı adına kendimi geliştirmek için izliyorum bolca, okuyorum, insanları dinliyorum, aklımı ve bedenimi her daim açık tutuyorum, deniyorum, deneyimliyorum, istemekten vazgeçmiyorum, çok takıyorum, çok önemsiyorum ve çok çalışıyorum. 
 
Sizinle ilgili çok güzel bir şey fark ettik çekim sırasında, etrafınızdaki herkesi desteklemek için bir saniye bile düşünmüyorsunuz.
Vefaya çok önem veririm. İşini iyi ve severek yapan insanlara da çok saygı duyarım ve böyle insanlarla birlikte çalışabilmenin değerini bilirim.  Etrafımda böyle insanlar oldukça ben de işimi daha iyi yaptığıma inanıyorum. Güvenme, sırtını yaslayabilme meselesi. Onlar için elimden ne geliyorsa seve seve yaparım.
 
Yaratıcı tarafınızı en çok besleyen şeyler neler?
Yurt dışı seyahatleri çok iyi oluyor benim için bu konuda. Onun dışında yürüyüşe çıkarım uzun uzun. Bir de hala tasarımdan kopamadım. Benim için apayrı bir yeri var. Hala bilgisayar başına geçer tasarım sitelerinde saatlerce vakit geçiririm. Tasarlamaya ve çizmeye de devam ediyorum bir yandan. Belki de en çok besleyen şey budur beni.
 
Hayatınızda aldığınız ve uyduğunuz en önemli öğüt hangisi?
Ne yaşatırsan onu yaşarsın. Kelimesi kelimesine bu değil belki ama ailemden aldığım öğütlerin temelinde hep bu vardı ve ben de buna çok inanırım.
 
Seviyor musunuz alışveriş yapmayı?
Hiç bana göre değil alışveriş, çok bunalırım.
 
Çekimde giydikleriniz arasında en sevdiğiniz parça hangisi oldu peki?
Oğuz’un (Oğuzhan Erdoğan) tasarımı sweatshirt favorimdi.
 
Asla vazgeçemediğiniz bir aksesuarınız var mı?
Vazgeçemediğim bir şey, yok ama saat ve şapka takmayı severim.

İlgili Makaleler