“Eğer okumayı çok istediğin kitap henüz yazılmamışsa, o kitabı sen yazmalısın.”
Lily & Rose’un internet sitesinde yer alan ‘hikayemiz’ bölümüne girdiğinizde sizi Amerikalı yazar Toni Morrison’ın bu sözü karşılıyor. 20’li yaşlarının başlarındayken iki arkadaş, Liana ve Roys’un kurduğu Lily & Rose, zamanla kendi atölyesinde üretim yapan, global anlamda bilinir, trendsetter bir mayo-bikini markası haline geldi ve genç girişimcilerin yola çıktığı motto’larının altını fazlasıyla doldurmalarını sağladı. Liana Hananel geçen sene mart ayında ne yazık ki hepimizi etkileyen uçak kazasında hayatını kaybetti, ama Roys Anjel hem kurucu ortağının enerjisi hem de vizyoner bakış açısıyla markayı her sezon bir üst çıtaya taşımaya devam ediyor.
- ‘Heaven on Earth’ koleksiyonundan bahsedelim. Koleksiyonda öne çıkan renk paleti, materyaller ve ana temalar neler oldu?
Koleksiyonun başrolünde doğadan ilham alan desenler, kemer tokaları, doğal malzemeden aksesuarlar ve natürel tonlarda renkler var. Renk paletinde ise markamızın klasiği olan pastel tonlardan meydana gelen renk bloklarına yer verdik. Yeşil ve tonları, mor, turuncu, somon, kiremit, pudra, ekru, lacivert gibi renkler koleksiyonda geniş yer kaplıyor. Ayrıca Lily & Rose olarak bu sezon ilk defa doğadan alınan ilham ile desenli kumaşlarla mayo ve bikiniler tasarladık.
- 70’ler etkisinde tasarımlar görüyoruz. Birkaç sezondur hem hazır giyim hem de plaj giyimini domine eden geçmişe dönüş üzerine neler düşünüyorsunuz?
Bu koleksiyonda 70’lerin çok daha yumuşak ve feminen olan çizgisiyle, günümüz işçiliğini ve modern anlayışını birleştirdik. Hazır giyimde sürekli olarak gördüğümüz bu akımlara geri dönüş artık mayo tasarımlarında da oldukça önem kazandı. Bu akımlar markanın çizgisiyle birleştiğinde ortaya çok keyifli tasarımlar çıktığını düşünüyorum.
- Mayo tasarımcılığının hazır giyim tasarlamaya göre ne gibi avantajları ve dezavantajları var sizce?
Lily & Rose kurulduğu günden itibaren hep mayo markası olarak konumlandı fakat zamanla tabii ki bu mayo ve bikinileri tamamlayacak hazır giyim parçaları da üretmeye başladık. İkisi birbirinden oldukça farklı dinamiklere sahip. Mayo tasarımı, dikim, kalıp, kumaş ve kullanacağınız aksesuara kadar oldukça farklı süreçlere ve reaksiyonlara sahip, hatta sorumlulukları daha fazla diyebiliriz çünkü tüketici bu ürünü ıslak bir alanda ve direkt güneş ışığında kullanıyor. Bu nedenle aslında hazır giyime göre çok daha fazla detayla ilgileniyorsunuz.
- Koleksiyonun hazırlık süreci her zaman ilgi çekici oluyor. Başlangıçtan sonuna süreç nasıl işliyor?
Koleksiyonların hazırlık süreci her zaman çok heyecanlı oluyor, her yeni koleksiyona başlarken sanki ilk defa yapıyormuş gibi hissediyor insan. Yeni malzemeler, renkler, yeni bir hikaye, ilk çizimler, bu kadar yeniliğin ardından ortaya çıkan ilk tasarım numuneleri ve onları son hale getirdiğinizdeki merak inanılmaz bir duygu elbette. Büyük şeyler beklenen bir markanın tasarımlarını üstlenmek de o derece büyük bir sorumluluk getiriyor.
- Bir marka kurmak ve onu bu kadar başarılı hale getirmek oldukça zahmetli bir iş. Kaç kişilik bir ekipsiniz, iş bölümü nasıl?
Aslında zahmetten öte cesaret isteyen bir iş. Biz bu markayı kurmaya karar verdiğimizde ben kurumsal hayatta kariyerimin başındaydım, Liana ise üniversite son sınıfta öğrenciydi. İki kişinin ortak hayal ve cesaretiyle hayata geçen bu marka çok büyük emek ve paylaşımla kuruldu. Ortak bir bilgisayar, depo olarak kullanılan bir araba, bir makine ve ustabaşından bugün 20 kişilik ekibiyle kendi atölyesinde üretim yapan bir marka konumuna geldik. En büyük desteği güçlü ve çalışkan ekibimiz kadar varlığını her daim yanımda hissettiğim canım Lily’mden alıyorum.
- ‘Mommy & Me’ yeni sezonda ilk defa yarattığınız bir konsept. Bu mini koleksiyondan bahseder misiniz?
Bu markamızı kurduğumuz ilk günden beri çok istediğimiz, hayal ettiğimiz bir projeydi. Biz Lily & Rose bikinilerimizi giyerken yanımızda çocuklarımızın da onların mini versiyonlarını giymeleri fikri çok mutlu ediyordu. Müşterilerimizden de bu yönde çok talep gelince, bu projeyi bu sezon kapsül bir koleksiyon olarak hayata geçirdik. ‘Mommy & Me’, 2-10 yaş arası tasarlanmış özel bir anne-kız koleksiyonu. Lily & Rose tarzına sahip bu mini koleksiyonda yine sezonun trend desenleri ve pastel tonlar ön planda.
- ‘Heaven on Earth’de plaj kıyafetleri ve çantalar da var. El işçiliği mi?
Plaj kıyafetlerini; bu sene yer verdiğimiz doğal deniz kabukları, trend olan bel çantaları ve her zaman ihtiyaç olan büyük plaj çantalarıyla tamamladık. Bu çantalarda el işçiliği çok yüksek. Bu aynı zamanda kadınların çalışması konusunda istihdam yarattığımız bir üretim alanı, bir kadın markası olarak bizleri oldukça mutlu eden de bir proje oldu.
- Bikini ve mayo satın alırken mutlaka dikkat edilmesi gereken noktalar neler?
Vücut yapısı tabii ki en önemli etken. Biz modellerimizi önerirken mutlaka buna dikkat ediyoruz, hatta sadece vücut yapısı değil ten, saç rengi bile bir mayoyu alırken çok önemli oluyor. Bu doğrultuda koleksiyonumuz oldukça geniş bir ürün yelpazesine sahip, şık olduğu kadar ergonomik tasarımlarda mayo ve bikini alternatifleri sunuyoruz.
- Lily & Rose x Trendyol çok başarılı bir iş birliği oldu. Yakın gelecekte bu ve benzeri birliktelikleriniz olacak mı?
Evet, geçen sene ilk defa hazırladığımız Lily & Rose x Trendyol koleksiyonu yakaladığı başarının ardından bu sezon da yepyeni bir koleksiyonla 8 Nisan’da satışa çıktı. Trendyol ile yarattığımız ulaşılabilir marka birlikteliğinden çok iyi geri dönüşler alıyoruz.
- Bu yaz nerelere seyahat etmeyi planlıyorsunuz?
Bu yaz iş ve tatil programlarıyla dolu yoğun bir tempo beni bekliyor. İlk rotam dört yıl yaşamış olduğum New York, orada birkaç görüşmem olacak. Bayramı Güney Fransa’da geçireceğim. Temmuz ayında ise uzun zamandır iple çektiğimiz Miami Swim Show Fuarı’na katılacağız.
Röportaj: Eylül Solakoğlu