Ne sorsam şaşırırsınız?
“Çocuğun var mı?” diye sorsan şaşırırım herhalde.
Var mı yoksa?
Yok.
Peki ne sorsam şaşırmazsınız?
Şaşırdım şimdi, güzel sorularmış. “Neden bu kadar çalışıyorsun?” diye sorsan şaşırmam.
Soruyorum o halde, neden?
Hem öyle icab ediyor, hem de sevdiğim için. Herkesin işini ciddiye aldığı kadar ciddiye alıyorum ama iş gibi de gelmiyor bana. Hepsinin içinde bir oyun, hepsinin içinde eğlenebileceğim bir şeyler var. Yaptığım iş beni mutlu ediyor.
Size neler ilham kaynağı olur?
En büyük ilham kaynağım insan ilişkileri, insanlar. İnsanların değişik durumlar için verdiği tepkiler. Kitaplar, yazılar, gittiğim sergi, seyrettiğim film… Bir şeyi seyrederken tam konsantre olabiliyorum ama başka şeyler de hatırlatıyor, ilham kaynağı oluyor bana. Bir filmin çekim sürecinde benim aklıma başka bir şey geliyor olabiliyor, o yüzden bir şeyi yaparken başka bir şey yapmayı seviyorum. Yaptığım şey bir başka şeye ilham kaynağı olabiliyor aslında.
Röportajın devamını okumak için fotogaleriye tıklayabilirsiniz.
Mert Fırat`ın Seçtikleri
KALEM
“Aksesuar olarak kalemlere özel ilgim var, nasıl olduğu önemli değil kalem olsun yeter. Kendinden iz bırakmak işte…”
Lamy, Kurşun Kalem
107,10 TL, markakalem.com
Mert Fırat`ın Seçtikleri
CD
“Amy Winehouse’un da başka bir yerden gelmiş bir insan olduğuna inanıyorum”
Amy Winehouse, Frank albümü, 23,49 TL
Mert Fırat`ın Seçtikleri
KİTAP
“Kürk Mantolu Madonna aslında Sabahattin Ali’nin okuduğumdan beri unutmak istediğim bir eseri. O kadar güzel ki unutup tekrar okumak istiyorum."
Kürk Mantolu Madonna, 11 TL
Şu anda bulunduğunuz noktaya dair neler söylemek istersiniz?
Keyif almayacağım bir işi asla yapamam diye düşünüyorum hep. Bir gün gelirde oyunculuktan keyif almazsam, onu da yapamam. Farklı farklı deneyimler yaşamak için bu mesleği seçtim, o yüzden de yer aldığım işlerin kendi içerisinde bir tutarlılığı var. Derdim başka başka karakterleri oynayabilmek. Çünkü aynı anda çok fazla işte yer alıyorum: Reklam, oyun, dizi, sinema… Bunların hepsi bir anda çok fazla Mert Fırat etkisi yaratabilir ama bir yandan baktığında da hepsi farklı farklı karakterler.
Bu karakterlerden hangisine daha yakınsınız?
Hepsine yakın hissediyorum ama şöyle bir durum var: Sinemada çekerken çektiğin şeyin sonucunu, seyircinin tepkisini hemen alamıyorsun. Halbuki tiyatroda, tepkiyi ilk anda alıyorsun.
Tiyatro, oyuncuyu rahatlatıyor mu?
Tam tersine geren bir şey, zamanla da rahatlatmıyor. O gerginlik keyifli aslında. Adrenalin. Tiyatro yamaç paraşütü gibi: ayaklar yerden kesildi, 300 metredesin artık senin elinde. Rüzgarı alamadın mı, aşağı doğru giderken yapacak hiçbir şey yok. Yaptığım işlerin hepsini kendime yakın buluyorum fakat tiyatronun başka bir büyüsü var.
Geleceğe dair hayallerinizin arasında neler var?
Geleceğe dair hayallerim arasında Hollywood yok, Hollywood’a gerek yok. Türkiye’yle daha çok derdim, daha burada alacak çok yolum var. Belki de o yüzden bu kadar çok çalışıyorum. Çektiğimiz Başka Dilde Aşk’da 30 dilde gösteriliyor. Geleceğe dair planım, her sene, hiç değilse bir tane utanmayacağım film yapabilmek.
Kendi karakter özelliklerinizde sevdikleriniz ve sevmedikleriniz neler?
Hala iki cümle ile verilecek cevaba 10 dakika gibi uzun bir süreyle karşılık verme özelliğimi sevmiyorum. Bazen en son söylenecek şeyi ilk söylemek ile ilgili sıkıntılarım var. Bunlar dışında çok sakin ve sevecenimdir ama çok hızlı sinirlenirim. Sevdiğim özelliğim ise çabuk unuturum. Büyük intikamlar kurarım kafamda ama sadece bir saatliğine. Bu da hem sevdiğim, hem sevmediğim özelliğim. Bu kadar hızlı sinirlenip karşındakini üzüyorsan, sonraki evresini de yaşamaya izin vermek lazım. Ben de hemen akabinde: “gel hadi barışalım” diye saçma bir durum oluyor.
Dinlenmek sizin için ne yapmaktır?
Modayla aranız nasıl?
Vazgeçemediğiniz, takıntılı olduğunuz aksesuar ya da giysi var mı?
Kapüşonlular ve tişört. Çok sayıda tişörtüm vardır. Baskılı olan tişörtleri seviyorum ama dev yazılı olanları değil. Dolabımda farklı farklı ceketler ve jeanler de çok sayıda bulunuyor.
Hem kendi adınıza, hem de karşı cins adına güzelliği nasıl tanımlarsınız?
Bana göre tutarlı olan, kendi içinde bir uyumu olan şey güzeldir. Dolayısıyla o asimetrinin de çok güzel bir güzelliği vardır. Ben asimetriyi severim mesela. Bebek gibi dediğin şey benim için çok güzel değildir. İlk baktığındaki etkisinden öte konuştukça ya da tanıdıkça oluşan güzellik beni daha çok ilgilendiriyor.
Kadınlarda giyimde çekici ve itici bulduğunuz detaylar neler?
Bir kadında ilk olarak ne ilginizi çeker?
Aşık olduğunuzu nasıl anlarsınız? Aşkı nasıl yaşarsınız?
Bu aralar aşık mısınız?
Bu aralar aşık değilim. Yer yer oluyormuşum gibi oluyor ama ne bileyim değilim herhalde. Oluyormuş gibi oluyor ondan sonra hızla geçiyor. Oluyormuşum gibi oluyorların içinde kimseyle bir şey yaşamıyorum aslında, onların haberi bile olmayabiliyor.