Kararında tüketilen tuzun sinir sisteminin sağlıklı işlemesinden kan basıncının düzenlenmesine dek birçok faydası olduğunu biliyoruz fakat günlük miktarın aşılması halinde kalp damar hastalıklarından böbrek hastalıklarına dek birçok ciddi sorunla karşı karşıya kalabilirsiniz.
Yemeklere tuz eklemeden de, yediğimiz besinlerden günde beş gram tuz temin edebiliriz.
Bugün fazla tuz kullanımında karşı karşıya kalabileceğiniz beş hastalığı anlatıyoruz.
Hipertansiyon
Fazla miktarda alınan sodyum yüksek kan basıncına neden oluyor ki inmelerin yüzde 62’sinden, kalp hastalıklarının da yüzde 49’undan yüksek kan basıncı sorumlu. Yapılan çalışmalar; yüksek oranda sodyum tüketen çocukların da hipertansiyona daha yatkın hale geldiğini ortaya koyuyor. Diyetle alınan tuzun 10 gramdan beş grama düşürülmesi ile inme riski, kalp damar hastalıkları riski azalabiliyor.
Böbrek Hastalıkları
Tuz tüketiminin azaltılması, böbrek hastalığı tedavisinin en önemli basamağını oluşturuyor.Çünkü fazla tuz tüketildiğinde böbrek içindeki kılcal damarlarda kan basıncı yükselip harabiyet başlıyor ve bu harabiyete bağlı olarak idrardan protein kaçağı meydana geliyor. Protein kaçağının başlaması böbrek hasarının geliştiğini gösteriyor. Fazla tuz tüketimi aynı zamanda böbrek taşı oluşumunda önemli bir rol oynuyor.
Ödem
Sabahları uyandığınızda ellerinizde ve yüzünüzde şişlikler olması, ayakkabılarınızın ayağınızı sıkması ve çorabınızın ayağınızda iz bırakması ödeminiz olduğunu gösteriyor. Hücreler arası sıvının artması anlamına gelen ödemin en önemli nedenlerinden biri gereğinden fazla tuz tüketmek. Tuz tüketimini kısıtlayarak ve uzun süre hareketsiz kalmamaya dikkat ederek ödeminizin atılmasını sağlayabilirsiniz.
Osteoporoz
Osteoporoz kemik kütlesinde azalma ve kemik yapısının zayıflaması sonucunda, kemik kırılganlığında artış ile kendini gösteren bir iskelet hastalığı. Gereğinden fazla tuz tüketmek, kemiklerden kalsiyum serbestleşmesine, böbreklerden kalsiyum kaybına ve dolayısıyla osteoporoza yol açıyor. Osteoporozdan korunmak için kalsiyumdan zengin bir diyet, yeterli vitamin tüketimi, düzenli egzersiz yapılması ve gereğinden fazla tuz kullanılmaması gerekiyor.
İnsülin Direnci
“Fazla tuz tüketimi şekeri de etkiler mi!” demeyin. Fazla tuz tüketimiyle insülin direnci arasında birçok ilişki bulunuyor. İlk olarak fazla tuz tüketimi, hücrelerdeki insülin sinyal yollarını bozarak insüline karşı artmış dirence yol açıyor. Aynı zamanda fazla tuz tüketimi, yağ deposundan adiponektin isimli maddenin salgılanmasına; adiponektin ise karaciğer yağlanmasını tetikleyerek fazla insülin salgılanmasına neden oluyor. Sağlıklı bir hayat için tuzun şekerle olan bu garip ama gerçek ilişkisini aklınızda tutmanızda fayda var.
Tuz Seçiminde Dikkat Etmeniz Gerekenler
Son günlerde kaya tuzu ve himalaya tuzu gibi iyotsuz tuz kullanımının özendirilmesi ülkemiz açısından önemli sağlık problemlerine yol açabilir. Ülkemiz halen iyot eksikliği olan bölgeler arasındadır ve bu nedenle 1998 yılından bu yana sofra tuzlarının iyotlanması zorunlu hale getirilmiştir. İyot sinir sistemi gelişimi için çok kritik bir maddedir ve özellikle hamile kadınların sağlıklı bebek gelişimi için iyotlu tuz kullanması hayati önem taşımaktadır. Ayrıca iyotsuz tuz kullanımının tiroit kanserine yol açtığına dair uyarılar da bulunmaktadır. Bu nedenle tiroit bezi fazla çalışan hastalar dışında iyotsuz tuz tüketimi önerilmemektedir. Tiroit bezi fazla çalışan hastaların neden iyotsuz tuz kullanması gerektiğini de şöyle özetleyebiliriz: İyot, tiroit hormonu üretiminde anahtar rol oynar. Düşük iyotlu beslenme ile tiroit hormon sentezi azaltılabilir.
Fazla Tuzun Yol Açtığı Beş Hastalık
İlgili Makaleler