RÖPORTAJ EYLÜL SOLAKOĞLU FOTOĞRAF FIRAT KOÇAK STYLING BERNA TETİK, EKİN SU OKTAR
- Akıncı dizisinde Komiser Güneş karakterine hayat vermeye başladınız. Nasıl bir karakter?
Güneş çok güçlü bir kadın. Böyle bir kadını canlandırmak bana çok büyük bir haz veriyor. Çalışkan, kararlı, korkusuz, net bir duruşu var. Karaktere hazırlanmak için vaktim yoktu, çok hızlı bir geçiş oldu benim için. Gözlem yaparak, polislikle ilgili araştırmalar yaparak hazırlandım. Her geçen bölüm rolüme daha fazla şey katmaya çalışıyorum.
- Bale tutkunuzdan bahsedelim. Bu dönemde devam edebiliyor musunuz?
Çocukluğumdan beri bale ve oyunculukla iç içe büyüdüm. Bale benim için hem bedenim hem de ruhumun özgürleşmesi. Her anlamda dinlenmek, arınmak, kendimi dinlemek, kendime daha da yaklaşmak… İstediğim yere yolculuk yapabildiğim, sonsuz ben olduğum bir yer. Pandemiden dolayı okulu kapattım. Daha sonra tekrar açmayı planlıyorum. Elimden geldiğince yapmaya çalışıyorum. Barım var, evde devam ediyorum. Dans ve oyunculuğu birlikte yürütmek istemiştim, hayalimi yaşıyorum.
- Set dışındaki zamanınızı nasıl geçiriyorsunuz?
Öncelikle ailem ve yakın arkadaşlarımla zaman geçirmeyi tercih ediyorum. Yeni yerler keşfetmeyi ve gezmeyi de çok seviyorum. Vazgeçilmezlerim kamp yapmak, uzun yürüyüşler, dans etmek ve kitap okumak.
- Beslenme ve egzersiz rutininiz nasıl? Formunuza dikkat ediyor musunuz?
Sabahları güne iki bardak su içerek başlarım. En sevdiğim öğün kahvaltı, mutlaka çok sağlam bir kahvaltı yaparım. Günde iki öğün yemek yiyenlerdenim. Sebze ve tahıl ağırlıklı beslenirim. Bol su içerim, akşamları saat 18.00’den sonra yemek yemem. Bir de profesyonel dansçıyım tabii. Sabahları güne sporla başlamak vücuduma ve ruhuma çok iyi geliyor. O yüzden genelde sabahları aç karnına yarım saat spor yapıp akşamları yürüyüşü tercih ediyorum. Haftanın üç günü de dans ediyorum.
- Kişisel stiliniz nasıl, favori parçalarınız neler?
Çabasız ama şık. Jean ve sneaker vazgeçilmezlerim.
- Yakın gelecekte oyunculuk adına hedefleriniz neler?
Aslında şu an yolun başındayım ama gerçekten bu mesleği yapmak istiyorum. Bu nedenle aşkla, tutkuyla ve ne istediğimi bilerek ilerlemeye çalışıyorum. Her oynadığım karakteri karşı tarafa en iyi şekilde geçirmeyi amaçlıyorum.
Elbise (2.995₺), Kemer (1.455₺) ve Çizme, The Kooples.
Hira Koyuncuoğlu
Tişört (795₺), Pantolon (1.595₺), The Kooples.
Batuhan Bayar
Tişört (795₺), Ceket (7.995₺), Pantolon (2.495₺), The Kooples.
- Sizi yakında Barbaros dizisinde izleyeceğiz. Canlandırdığınız karakterden bahseder misiniz?
Niko analiz etmesi son derece keyifli bir karakter. Issız bir adayı keşfediyormuş gibi heyecanlıyım. Ağzı iyi laf yapan, hırslı, pratik zekalı bir adam. Derinlerine indikçe kendimden de bir şeyler bulduğum biri. İyi anlaşıyoruz. Osmanlı tarihini seviyorum, o dönemi araştırmak da güzel. Çekimler henüz başlamadı, yoğun bir hazırlık süreci var. Haftanın altı günü kılıçlarımızı kuşanıyoruz. Tempo yüksek ama tatlı yorgunluk her şeye bedel.
- Oyunculuk eğitimi aldınız. Sizce eğitim hangi yönlerden artı sağlıyor?
Eğitim her şey değil fakat aynı zamanda çok şeydir bence. Oyunculuk öncelikle tabiatımızı tanımamıza yardımcı oluyor. Sahnede ya da kamera karşısında empati yapmak zorunda bırakıyor insanı, bu da günümüzde insanlarda mumla aradığımız bir süper güç aslında. Öte yandan bu iş dışardan göründüğü gibi, “Ezberle ve oyna,” olayı değil. Bir karaktere bürünmek, kötü biri olsa dahi ona hak verebilmek, ona doğru soruları sormak çok önemli. Bu bir teknik gerektiriyor, ben de eğitmenlerimden bunları öğrendim ve uyguluyorum.
- Oyunculuğun yanında müziğe de tutkulusunuz. Hangi enstrümanları çalıyorsunuz?
Daha beş yaşındayken aile dostlarımızı, bindiğimiz dolmuşlardaki yolcuları, gittiğimiz restoranlardaki müşterileri Neşet Ertaş türküleriyle şaşkına çevirirmişim. İstanbul’da büyüyen bir çocuğun türkü merakı insanlara ilginç geliyormuş. Babam ustaya çok hayrandır, konuşmayı öğrenir gibi evde, yolda öğrendim türkülerini. İlkokulda da müsamerelerde oyuncak gitarla, Barış Manço, Erkin Koray söylemeye başladım. Zamanla sesime güvenim arttı, lise ve üniversitede özel günlerde sahne almaya başladım. Hatta o sıralar naçizane bir müzik grubum bile vardı. Gitar ve bağlama çalıyorum. Bağlamada gitar kadar iyi olmasam da birkaç saat içinde istediğim bir türküyü çıkarabiliyorum kulaktan. İkisini de kendi çabamla öğrendim.
- Pandemi dönemi sizde de doğaya dönüş hissi uyandırdı mı?
Yakın çevrem doğada olma merakım yüzünden bana, “İlk insan,” diyor. Özellikle bahar ve yaz aylarında sık sık kamp ve karavan tatili yapıyorum. Pandemi buna daha da vesile oldu. İstanbul’dan uzaklaştıkça yeşillenen güzergah beni mutlu ediyor. Yakacak toplamak, ateş yakmak ve başında dans etmek, doğada meditasyon yapmak bana yeniden doğuş hissi veriyor.
- Yakın gelecekte oyunculuk adına hedefleriniz neler?
Hedeflerim büyük. Yakın zamanda Altın Portakal ödülü alma hayalim var. Biliyorum fazla iddialı geliyor fakat hayalperestliğimin yanında süreci gerçek kılan bir çalışkanlığım var. Çalışırken ruhen hiç yorulmuyor, aksine besleniyorum.
Tişört (845₺), Gömlek (1.795₺), Pantolon (1.995₺) ve Ayakkabı (2.995₺), The Kooples.
- Tiyatro ya da sinemada özellikle canlandırmak istediğiniz bir karakter var mı?
Beyaz perdede özellikle canlandırmak istediğim bir rol var. Hasta bir insanın hayatta kalmasını, zorluklarla mücadele edişini canlandırmayı çok isterim. Beni zorlayacağını düşündüğüm şeyler bana her zaman çok şey öğretti. Bu da onlardan biri olurdu muhtemelen.
- Piyano çalıyorsunuz. Bu yeteneğiniz ve ilginizden bahseder misiniz?
Piyanoya karşı ilgim lisede gelişti. Müziğin, notaların ve çalma isteğimin beni başka bir aleme götürdüğünü keşfetmek çok muazzamdı. Sanatın bütün dallarına hayran biri olarak kendime yeni şeyler katmayı ve deneyimlemeyi çok seviyorum. Pandemiden önce piyano dersleri alıyordum. Fakat salgın nedeniyle derslere uzun bir zamandır devam edemiyorum.
- Yemekle aranız nasıl? Pandemi sizi de mutfağa soktu mu?
Yemeklerle aram her zaman çok iyi olmuştur. Mutfağı seven bir insanım. Pandemi beni de mutfağa biraz itti. Zamanımın çoğunu
evde geçirdiğim için mutfakta olmak benim için rahatlatıcı ve eğlenceli.
- Günlük hayatınızda en çok hangi kıyafetleri giyiyorsunuz?
Beni haftanın dört beş günü eşofmanla görme ihtimaliniz çok yüksek. Kelimenin tam anlamıyla rahatına düşkün bir insanımdır. Eşofman ve sweatshirt ikilisi benim için vazgeçilmez. Bir kalıbın içinde tıkılıp kalmayı seven biri olmadığım için birbirinden çok farklı şeyleri bir arada giymek de hoşuma gidiyor.
- Yakın gelecekte oyunculuk adına hedefleriniz neler?
Çok çalışıp, kendimi geliştirip, şu zamana kadar öğrendiklerime yeni şeyler katıp, herkesin oraya çalışma arzusuyla geleceği ve birlikte mutlu olabileceğimiz bir tiyatro kurmak istiyorum.
Ceket (3.395₺) ve Pantolon (2.395₺), The Kooples.
- Gündeminizdeki sosyal sorumluluk projenizden bahseder misiniz?
Manisa’da eğitimi desteklemek adına bir okul yapımına yardımcı oluyoruz. Amacımız pandemi bittikten sonra eğitimin tüm öğrenciler için ulaşılabilir olması.
- Bugüne kadar yer aldığınız film ve diziler arasında hangisi sizin için dönüm noktası oldu?
Benim için iki dönüm noktası olduğunu söyleyebilirim. İlki Çağan Irmak’ın yönettiği Ulak filmi oldu. Bu projede Ferhat karakterini canlandırdım ve Yeşilçam’ın en iyi genç yetenek ödülüne aday oldum. İkincisi de Ezel dizisi. Bence Türkiye’nin en iyi dizilerinden biriydi. Oradaki Eren karakteriyle popüler oldum. Üzerinden yıllar geçmesine rağmen sosyal medyada hala Eren karakteriyle hatırlanıyorum.
- Dublaj yeteneğiniz de varmış…
İlk dublaj deneyimim 12 yaşında Hatırla Sevgili projesiyle oldu. İlk başlarda zordu. Hiç bilmediğim bir alandı ama
aynı zamanda eğitici ve keyifli bir deneyimdi. Sonrasında farklı projelerde çocuk oyuncuları seslendirdim. Başka karakterlerde kendi sesimi duymak bana o yaşta çok komik geliyordu.
- Sosyal medyayla aranız nasıl. Düzenli olarak takip ettiğiniz hesaplar var mı?
İşim gereği sosyal medyayı aktif olarak kullanıyorum. Hayatımdan kesitleri takipçilerimle paylaşıyorum. Onlarla etkileşimde olmak beni mutlu ediyor. Haberleri, @hergun1yenibilgi gibi eğitici sayfaları, onun dışında yakın arkadaşlarım, sevdiklerim ve örnek aldığım meslektaşlarımı takip ediyorum.
- Yakın gelecekte oyunculuk adına hedefleriniz neler?
İlk projeme 11 yaşında başladım. Annemin bana bıraktığı bir miras olarak görüyorum. Her zaman oyunculuk adına kendime bir şeyler katmaya çalışıyorum. Mesleğimizde öğrenmenin gerçekten yaşı yok. Seçimlerimde özenli ve dikkatli olmaya çaba gösteriyorum. Oyunculuk adına hedefim kendimi geliştirip bana bırakılan mirasa sahip çıkmak.
Tişört (895₺), Ceket (7.995₺) ve Pantolon (1.795₺), The Kooples.
- Sizi bugünlerde Arıza dizisinde Aslı karakterinde izliyoruz. Bu aynı zamanda ilk diziniz. Çekimler nasıl geçiyor?
Çok keyifli geçiyor. Ekip olarak aile gibiyiz. Oyunculuğa dair sürekli yeni şeyler öğreniyorum. Sette geçirdiğim her saat çok keyifli ve çok heyecanlı.
- Oyunculuk alanında kendinize örnek aldığınız isimler kimler?
Yabancı oyunculardan Natalie Portman’ın özellikle Black Swan’daki oyunculuğuna hayranım. Türk oyunculardan ise Demet Evgar’ı çok beğeniyorum. Arıza dizisinde birlikte çalıştığım, dizide anneannemi canlandıran Yeşim Gül de beni oyunculuk anlamında büyüleyen isimlerden biri.
- Sadece sizi yakından tanıyanların bildiği bir özelliğiniz var mı?
Arkadaşlarım hep ikna kabiliyetimin yüksek olduğundan bahseder. Bir şeyi gerçekten istiyorsam karşımdakileri de kendime inandırır ve onları ikna ederim.
- Kişisel stilinizi nasıl tanımlarsınız?
Rahat, spor, sokak stili diyebilirim. Oversized hoodie’ler ve halka küpeler vazgeçilmezimdir.
- Henüz 21 yaşındasınız. Yakın gelecekte oyunculuk adına hedefleriniz neler?
Tabii ki her geçen gün daha iyi bir oyuncu olmayı hedefliyorum. Bunun için çokça tecrübe ve gözleme ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Eğitimlerime devam edip kendimi geliştirmeye ve daha iyi olmaya gayret ediyorum.
Elbise (2.955₺) ve Kemer (1.455₺), The Kooples.
- Bugüne kadar canlandırdığınız karakterler arasında sizi en çok etkileyen hangisi oldu?
Alef dizisinde canlandırdığım Güneş babasıyla ilgili büyük travmaları olan derinlikli bir karakterdi. Emin Alper ve Ahmet Mümtaz Taylan’la da aynı havayı soluyunca içimde yer edindi. Tiyatroda ise ilk göz ağrım olan Bill Blankson karakteri unutulmazlarım arasında.
- Hem tiyatro, hem sinema hem de dizi projelerinde yer alan biri olarak zorluklarını ve artılarını kıyaslamanızı istesek ne söylersiniz?
Bütünüyle baktığımızda yaptığımız iş özünde oyunculuk. Ancak hepsinin kendi dinamikleri, farklı haz noktaları var ve hiçbiri diğerinin alternatifi değil. İki perdelik bir oyunun ardından selama çıkmak ya da filminizin galası sonunda seyircinin yüzündeki memnuniyeti görmek paha biçilemez.
- Binicilik, basketbol, yelken gibi farklı spor branşlarıyla ilgileniyorsunuz. Son dönemde hangisine daha fazla yöneldiniz?
Bir de crossfit’i ekleyelim. Son zamanlarda daha çok crossfit yapıyorum. Ancak kendimi en özgür ve aynı zamanda güçlü hissettiğim spor kesinlikle binicilik.
- Pandemi sona erdiğinde ilk nereyi ziyaret etmek ve ne yapmak istiyorsunuz?
Los Angeles’a gitmek istiyorum. Pandemi başladığında elimde vize evraklarıyla Ivana Chubbuck’dan eğitim almak için Amerika’ya gitme planları yapıyordum. Şimdi uzun bir program için yeterli zamanım yok ancak workshop dahi olsa Chubbuck Method’u orada deneyimlemek için Los Angeles’a gideceğim. Bu metotla tanışmama vesile olan Harika Uygur’a sonsuz teşekkürler.
- Yakın gelecekte oyunculuk adına hedefleriniz neler?
Her daim en ideal olanın öğrenci kalarak yükselmek olduğuna inandım, hala da öyle. Güzel bir ivme yakaladığımı düşünüyorum. Öncelikle bunu devam ettirmek, ardından da uluslararası arenada kendime yer edinmek istiyorum. Çalışmak istediğim yönetmenler, yer almak istediğim prodüksiyonlar… Hayallerimi süsleyen detaylar değil bizzat hayalin ta kendisi. Bunların gerçekleşeceği günler için çabalıyorum ve hayat da bana istediklerimi sunuyor.
Ceket (3.795₺), The Kooples.
Gömlek (1.595₺) ve Pantolon (1.795₺), The Kooples.
Sıla Gözüm
Sweatshirt (1.595₺), Şort (3.555₺) ve Ceket (6.955₺), The Kooples.