Tüm erkekleri genellemek istemiyoruz ama maalesef acı bir gerçek var: Genellikle erkeklerin kendilerinden daha güçlü kadınlara tahammülü yok. İzin vermek, hesap sormak, kıyafetinize, eve giriş saatinize karışmak, bir şeyi tek başınıza değil onlardan yardım alarak başarmanızı isterler. Bunun adına; ataerkillik, kendini geliştirememişlik, güçlü olma içgüdüsü veya siz ne derseniz..
Kendine güvenen kadınlar erkekleri korkutur. Çünkü özgüvenli kadınların kimseye ihtiyacı yoktur ama erkekler onlardan yardım almadan bir şeyi başarmanızı istemez. Onlara ihtiyaç duymanız gerektiğini düşünürler.
Güçlü kadınların kendilerine ait fikirleri ve düşünceleri vardır, erkekler genelde onaylanmak isterler. Onlara karşı çıkılsın veya bir konuda onlardan daha çok bilen bir kadın olsun bunu istemezler. “Çok konuşan kadın” veya “her konuda bir fikri var” başlığı altında sinir bozucu olduğunuzu düşünürler.
Güçlü kadınlar sevgilisinden izin almaz, ilişkilerinde izin alma – izin verme gibi saçma bir diyalog geçmesini istemezler. Ama erkekler “hayır gidemezsin” veya “tamam, izin veriyorum” demek, son kararı vermek isterler.
Kendine güvenen kadınların ayrı bir hayatı vardır. Kendi arkadaşları, kendi işleri ve çevreleri vardır. Hayatındaki önemli olan herkese ve her şeye zaman ayırırlar. Ama erkekler sevgililerinin en çok kendilerine vakit ayrımalarını, hobilerine, işlerine ve arkadaşlarına çok fazla vakit ayırmamalarını, hayatlarında kendilerinden başka hiçbir şeyin çok fazla yer kaplamasını istemezler.
Kendine güvenen kadınlar hesap sormaz ve hesap vermez. Gereksiz kıskançlıklara katlanamaz Oysa erkekler sahiplenilmeye ve sahiplenmeye bayılırlar.
Bu yüzden genel olarak erkekler kendilerine muhtaç olan güçsüz kadınlara daha çok çekilirler. İlk başta güçlü kadının duruşu hoşlarına gider ama zaman geçirince gözleri korkar, başa çıkamam diye düşünürler. Buna bir çeşit kompleks de diyebiliriz. Hatta “sevgilinizin kavanozunu açmasına izin verin” teorisi aslında biraz da bu yüzden. Ona onsuz bir şeyleri yapamadığınızı göstermek, eril hissetmesini ve kendini önemli görmesini sağlamak. Bizce böyle şeylere gerek yok. Biz kadınlar olarak çok güçlüyüz, her şeyi kendimiz yapabiliriz. İlişkide rollere girmemize gerek yok, ilişkide kadının rolü; ilişkide erkeğin rolü gibi kavramlara ihtiyacımız yok.
Hesabımızı kendimiz ödeyebilir, sinema biletimizi kendimiz alabiliriz. Jestlere hayır diyelim demiyoruz tabii ki ama bunlar erkeğin bir görevi değil karşılıklı yapılabilecek incelikler.
Bu algıya sadece erkekler değil kadınlar da sebep oluyor. Yardıma muhtaç olmak, güçsüz olan taraf olmak bazı kadınların da işine geliyor bir yerde. Özgürlüklerin kısıtlanması, yeteneklerinin küçümsenmesi ve belirli kalıplara sokulmaları onlara o kadar da önemli gelmiyor. Hesaplarının ödenmesi ve onlar yerine başkalarının işlerini halletmesi daha keyifli ve doğru geliyor. Herkesin hayatı kendisine, tabii ki herkesin doğruları farklı. Ama, sırf bağımsız bir kadın olursanız, genel yargıların dışına çıkıp kendi başınıza hareket ederseniz hiçbir erkekle mutlu olmayacağınızı, yalnız kalacağınızı düşünüyorsanız bu koca bir yanlış. Zaten kendi benliğinizden vazgeçtiğinizde, muhtaç kadın rolünü oynamak zorunda kaldığınızda bir zaman sonra pişman olacaksınız, mutsuz ve tatmin olmamış hissedeceksiniz.
Bu algıya sahip olmayan, özel alana saygı duyan bağımsız kadınların olduğunu kabullenen çağımıza uygun erkekler ve toplumun belirli kalıplarında davranmayan güçlü kadınların olduğunu biliyoruz. Güçlü olmak daha özel diye de ekliyoruz.
Yazı: Eftelya Yücel