Lüksün zıttı bir tanımı varsa o da tek bir kelime: Sıradanlık. Lüks marka tercihinde hepimizin hissetmek istediği belirli duygular var. Kimisi için mağaza deneyimi, kimisi için kıyafetlerin kalitesi veya buna benzer nedenler olabilir. İşte dünyanın en lüks mağazalarında yüksek para miktarlarıyla yapılan alışveriş sonrası aklımızda kalan tek bir şey oluyor, bu da deneyim.
Moda başkentlerinden Paris, Milano ve New York gibi şehirlerin en popüler meydanlarına baktığınızda bu lüks markaların mağazaları olmazsa olmaz oluyor. En çok turist çeken noktalarda özel olarak konumlandırılan bu mağazaların size özel yaşattığı deneyimler, daha doğrusu özel olma hissi, belki de mağazalara gitme nedenlerimizden biri olan kıyafet kalitesinin daha da önüne geçiyor. Peki bu mağazaların önünden geçerken hiç insanların uzun sıralar halinde beklediğini gördünüz mü? Bu ‘sırada bekletme’ sistemi lüks algısına tamamen ters olmasına rağmen, çoğu markanın tercihi olabiliyor ve bu sistemi sizler için inceliyoruz.
Pandemi sonrası dünyanın her yanında gelen kısıtlamalarla heyecansız müşteri profiliyle karşılaşan lüks mağazalar, satışları arttırmak için var olan sıra yöntemini arttırmaya karar vermiş gibi gözüküyor. Aynı zamanda yurtdışında çokça gördüğümüz mağazaya bir anda giren ve yüz binlerce dolarlık çantaları çalan hırsızlara karşı da bir korunma yöntemi olarak alınmış diyebiliriz.
Peki gerçekten bu sıralara girdiğimizde ne hissediyoruz? Geçtiğimiz cuma yaşanan Black Friday indiriminde insanların saatler önceden mağazaların önünde sıraya girdiğini ve indirimli ürünleri almak için birbirleriyle nasıl bir kavga haline girdiğini görüyoruz. Bu sıraya girdiğimizde hissettiğimiz ‘bu kadar beklediğime değsin, bir şey almalıyım’ veya ‘bu kadar beklediysem mutlaka içeride güzel bir ürün olmalı’ algısı aslında bir pazarlama stratejisidir. Peki gerçekten Gucci’den bir ürün aldığınızda sadece çantayı mı almak istiyorsunuz veya deneyimi mi? Bussiness of Fashion kurucusu ve genel yayın yönetmeni Imran Amed, yayımladığı yazıda günümüzdeki en önemli lüksün zaman olduğundan, bazen bir mağazaya sadece göz gezdirmek istediğinden, bir satış danışmanının yardımcı olmasını veya sırada beklemek istemediğini belirtiyor. Aynı zamanda müşterilerin ‘birazdan biri size yardımcı olacak’ cümlesini de duymaktan sıkıldığı belirtiliyor. Sonuçta sıradan bir mağazada olduğumuz gibi davranılmak istemiyoruz.
Online bir dünyada yaşadığımızdan ve markaların popüler olmasının kolaylaştığı bir zaman diliminde, lüks markaların kendilerini öne çıkarma isteklerinin bir yansıması olarak gördüğümüz bu sırada bekletme tekniği, tüketicilerin şikayet ettiği bir nokta olsa da, lükse sahip olma isteğinden vazgeçemeyenler için tam bir ‘buna değer’ algısı yarattığını anlıyoruz. Bu çantayı almak için 3 saat bekledim ve bunu almak zorundayım cümlesini duyarsanız hiç şaşırmayın. Bunun yanında da dünyadaki lüks kavramının kendinizin, yani müşterinin, belirlemesiyle buna göre şekillendiğini de hatırlamak gerekir.
Kapak Fotoğrafı: Getty Images