Victoria’s Secret, İngiltere’nin romantik dünyasından ilham alan yeni Dream koleksiyonuyla karşımızda. Güzelliği ve konforu bir arada sunan bu koleksiyonun kampanya yüzlerinden biri, Victoria’s Secret’a geri dönen ikonik meleklerden Behati Prinsloo. Kendisiyle sohbetimize davetlisiniz.
- Öncelikle, zamanda bir adım geriye gidelim. Victoria’s Secret ile yolculuğunuz nasıl başladı? Bize bu süreçten ve kariyer yolculuğunuzdan bahseder misiniz?
Victoria’s Secret ile çalışmak benim için hem profesyonel hem de kişisel olarak harika ve unutulmaz bir yolculuk oldu. Bunun için emeği geçen herkese çok minnettarım. Kariyerimin başından beri Victoria’s Secret ile çalışıyorum ve her yıl pek çok güzel kampanya ve şovun hayata geçtiğini gördüm ve bu benim için hala o zamanki kadar heyecan verici. Dream kampanyasının bir parçası olarak markaya tekrar katılmak, sadece her zaman sevdiğim tüm ihtişam ve moda dolu eve dönmek gibi hissettirdiği için değil, aynı zamanda şimdi bir anne olarak hayatımın yeni bir aşamasında onu kucaklayabildiğim için ekstra özel hissettiriyor ve bu çok güçlü bir duygu.
- Victoria’s Secret Defilesi milyonlarca kişinin merakla beklediği ve büyülendiği rüya gibi bir gösteri. Geçmişte o podyumda yürümek nasıl bir duyguydu? Favori bir şovunuz var mıydı?
Victoria’s Secret Fashion Show’da yürümek asla eskimeyen heyecan verici bir duygu ve onu bu kadar özel kılan da bu. Fashion Show, modada zamansız bir an ve kariyerim boyunca 10’dan fazla Victoria’s Secret defilesinde yürüdüğüm için çok gururluyum. Her defilenin kendine özgü bir özü var ama ben de dahil olmak üzere, hayranların da hayran olduğu ikonik ihtişam ve heyecan her zaman aynı. Sanırım bu yüzden benim için favori bir defile seçmek imkansız, çünkü deneyimin kendisi unutulmaz.
- Eminim modellik kariyeriniz boyunca birçok hikaye biriktirmişsinizdir. Bizimle paylaşabileceğiniz unutulmaz bir anınız var mı?
Kariyerim boyunca hayat boyu unutamayacağım sayısız hikayem ve inanılmaz anılarım oldu. Victoria’s Secret ile yıllarca çalıştım ve son olarak Dream kampanyasının bir parçası olarak markayla yeniden çalışmak elbette öne çıkan bir anı oldu. Bu kampanyayı çekmek çok eğlenceliydi çünkü Victoria’s Secret’ın mükemmel bir şekilde yakaladığı tüm ihtişam, ruhani özü ve ilham aldığım değerli kadınlardan oluşan güçlü bir kadro ile birlikteydim. Bu gibi kampanyalar, bu anların her dakikasını içinize çekmek istemenize neden oluyor.
- Uzun bir aradan sonra Victoria’s Secret podyumuna geri döndünüz. Dream Collection kampanyasının ve Fashion Show defilesinin bir parçasısınız. Dream koleksiyonunun nesini seviyorsunuz? Bu koleksiyonda neler öne çıkıyor?
Dream koleksiyonu bu zamana kadarki en iyi koleksiyon diyebilirim. Sadece Victoria’s Secret hem cazibeyi hem de konforu mükemmel tasarımlarla bir arada sunarak en iyi şekilde yansıtabilirdi. Koleksiyonda en sevdiğim parça ise Love Cloud™ inovasyonunu barındıran Dream Angels Demi sütyen oldu. Ayarlanabilir olması ve desteğinden dolayı benim vazgeçilmezim. Ayrıca, koleksiyondaki saten slip ve pijama takımlarına da bayılıyorum, çok lüksler ve hepimizin ihtiyaç duyduğu konfor anlarımız için harikalar.
- 2016 yılında anne oldunuz ve bir kız bebek dünyaya getirdiniz. Annelik hayatınıza neler getirdi? Bakış açınızı nasıl değiştirdi?
Annelik, hayatıma yeni bir öncelik, amaç ve tabii ki neşe getirdi. Ailemin sağlığı ve mutluluğuna liderlik etmemin her şeyden önemli olduğunu öğrendim. Küçük şeylere takılmamaya ve kızlarımın gözünden görebildiğim ve yaşayabildiğim tüm olumlu, heyecan verici şeylere odaklanmaya çalışıyorum. Bu çok güzel bir duygu.
- Dünya genelinde kadınlara dayatılan bir güzellik standardı var. Son yıllarda bazı markalar bu mükemmellik idealine karşı savaşmaya başladı ve Victoria’s Secret da bunlardan biri. Bugünün Victoria’s Secret’ı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Günümüzün Victoria’s Secret’ı tüm kadınları temsil etmeye, tüm farklı bakış açılarını ve geçmişlerini kutlamaya kendini adamış bir marka. Bu beni çok güçlü hissettiriyor ve bunu dünyanın neresinde olursa olsun tüm kadınlarla paylaşabildiğim için gurur duyuyorum. Markanın misyonunun kadınları yaşam yolculuklarının farklı aşamalarında desteklemesini kesinlikle çok seviyorum, bir anne olarak bu benim için gerçekten çok anlamlı ve güzel bir mesaj.
- Güzellik rutinleriniz ve olmazsa olmazlarınız nelerdir? Güzellik sizin için ne anlama geliyor? Sizce bir kadını güzel yapan nedir?
Güzellik rutinimin vazgeçilmezi kesinlikle nemlendirme! Nerede olursam olayım ister evde, ister işte veya tatil için seyahatte, nemlendirme cilt bakımımda en önemli olmazsa olmazlarımdan biri! Bu adımların en önemlisi de her gün bolca su içmek ve hem sabah hem gece rutinimde kullandığım cilt bakım ürünlerimi aksatmamak. Serumlardan yağlara ve güçlü bir nemlendiriciye kadar her detay benim için çok önemli. SKII’nin Mid-Day Essence ve Dr. Barbara Sturm’un Glow Drops ürünleri uzun zamandır favorilerim arasında yer alıyor. Benim için güzellik, içten dışa sağlıklı ve mutlu hissetmek anlamına geliyor. Bu yüzden cilt bakımı rutinleri olduğu kadar sadece dinlenmek de kişisel bakımıma dahil çünkü bunun bir kendini sevme biçimi olduğuna inanıyorum. Kendinizi en iyi hissettiğinizde, güzel hissedersiniz.
- Victoria’s Secret bir iç çamaşırı markasından çok daha fazlası; kadınların benzersiz bir bağ kurduğu bir marka. Onların farklı ruh hallerine ve ihtiyaçlarına hitap ediyor, her an yanlarında duruyor. Victoria’s Secret Meleği olmadan önce markayla nasıl bir bağınız vardı? Böyle bir markanın yüzü olmak nasıl bir duygu?
Victoria’s Secret’ın ikonik cazibesi ve modası, markayla çalışmaya başlamadan önce bile beni her zaman büyülüyordu. Victoria’s Secret kampanyalarında ve ürünlerinde herkesin sevdiği, tanınabilir bir öz var ve daha da anlamlı bulduğum şey, markanın bunu yaparken tüm kadınları yüceltmeye ne kadar kararlı olduğu. Dream kampanyası gibi kampanyalar bu mesajı çok iyi temsil ediyor, bu inanılmaz derecede ruhani bir moda koleksiyonunun, aynı derecede zamansız olan dinamik kadınlarla birlikte yakalandığı bir an.