Martha Stewart, yemek kitabı yazarlığından, dev bir medya şirketi kurucusuna dönüşen başarı hikayesini, Netflix’te yayınlanan belgeseliyle paylaşıyor. Stewart, başarılarının, dönüm noktalarının perde arkasını ve özel hayatını tüm içtenliğiyle paylaşıyor. Genç bir Barnard Üniversitesi öğrencisi olarak çıktığı yolda, Amerika’nın ilk kadın milyarderi oluyor.
Belgeselde, Stewart’ın Wall Street’te borsa komisyonculuğu yaptığı dönemden tutuklanma sürecine kadar birçok anıya yer veriliyor. Hikayesi, yalnızca başarı ve güçten değil; hayatın getirdiği zorlukları göğüslemekten bahsediyor. Stewart; evliliğini, eski eşi Andy Stewart ile tanışma hikayesini, aldatılmak ve aldatmakla ilgili düşüncelerini, gezdiği yerlerin kendisine verdiği ilhamı açık yüreklilikle anlatıyor.
Bir bölümde, balayında, Floransa’da bir yabancıyla paylaştığı öpücüğü ‘anlık bir duygusallık’ olarak tanımlıyor. Geçmişte yaşadığı aldatılma deneyimi üzerine kadınlara verdiği tavsiyeler de dikkat çekici; bu tavsiyelerindede, tecrübelerinin izlerini görmek mümkün.
Netflix yapımı, Stewart’ın hayatına dair başka ilginç detaylara da yer veriyor. Eski bir Wall Street borsa komisyoncusu olan Stewart, o yıllarda yaşadığı zorluklarını anlatırken, bir “iş kadını” olmanın ötesinde birçok engeli aşmak zorunda kaldığını vurguluyor. Bir yandan, 2004’te içeriden bilgi ticareti nedeniyle mahkemeye çıkıp suçlu bulunmasından sonra beş ay tutuklu yargılanması, ardından kendini yeniden yaratma süreci Martha’nın azmi ve kararlılığını ortaya koyuyor.
Belgeselin belki de en çarpıcı anlarından biri, hapishanedeki zamanlarını anlattığı kısımlar. Stewart, mahkumlarla yaptığı konuşmalar ve onların geleceğe dair umutlarını dinlerken kendini onlara iş planı tavsiyeleri verirken buluyor. Bu deneyimi “yeni fikirlerin filizlendiği bir dönem” olarak tanımlayan Martha, bu zorlu sürecin ona düşünme fırsatı sunduğunu söylüyor.
Belgeselin son anlarında Stewart, yıllar içinde edindiği birikimi paylaşarak şöyle diyor: “İnsanın, yaşlandıkça kusurlarını gençliğinde olduğundan daha kabul edilebilir gördüğünü öğrendim. Bence kusurlarla başa çıkmak mümkün.”
Kapak/Fotoğraflar: Netflix