Geleneksel inovasyon olarak kabul edilen filizlendirme ve fermente etme yöntemlerini dünyada ilk defa bir arada kullanarak yeni bir gıda kategorisi yaratan The Good Wild, “ruhu olan” çanta tasarımlarıyla dünyada dikkatleri üzerine çeken Mehry Mu ile heyecan verici bir iş birliğine imza atıyor. Gezegene ve insana fayda sağlamayı amaçlayan iki marka olarak güçlerini ve yaratıcılıklarını birleştiren The Good Wild ve Mehry Mu beslenmeyi, sağlıklı ve doğal olmasının yanında şık ve zarif bir deneyime dönüştürüyor.
“Şehrin Yeni Yabanı” mottosuyla geleceğin sürdürülebilir gıdasını filizlendiren The Good Wild Kurucu Ortağı ve Beslenme Uzmanı Dilara Koçak Mehry Mu markası ile yollarının nasıl kesiştiğini şöyle anlatıyor: “Sevgili dostum Güneş ile uzun yıllardır iki kendi yolunu seçmiş kadın olarak birbirimize hem ilham hem destek oluyoruz. Mehry Mu’nun yenilikçi, dünyaya karşı özen gösteren tasarımlarını başından beri severek takip ediyor ve kullanıyorum. Birlikte bir şeyler yapmak için bir araya geldiğimizde beslenme çantası fikrimiz Güneş’in de çok hoşuna gitti. Böylece bu birlikteliğin aslında tam da doğru iş birliği olduğuna karar verdik, heyecanlandık, çok emek verdik ve işte sonunda oldu.”
Mehry Mu’nun kurucusu Güneş Mutlu Mavituncalılar ise bu iş birliği hakkında şunları söyledi: ““The Good Wild’ın ortaya çıkışı bana tekrar ne kadar ortak değerlerde olduğumuzu hatırlattı. Mehry Mu markası ortaya çıkarken dünyanın içinde bulunduğu kaosta ancak hayal gücü ve merhamet olursa ilerleyebileceğimizi söyleyerek yola çıktım. Bu noktada şehrin yaban lezzetiyle çok ortak noktamız olduğunu düşünüyorum.”
Kaynakları hızla tükendiği için bitkisel proteine yönelmemiz gereken bir dünyada, şişkinlik ve sindirim problemleri yüzünden tüketiciler tarafından tercih edilmeyen bakliyatları filizlendirme ve fermente etme yöntemi ile tercih edilebilir ve kolay sindirilebilir hale getirdiklerini vurgulayan Dilara Koçak, filizlendirmeyi bireylerin hayatına kolayca sokmak için çalıştıklarını belirtiyor. Koçak aynı zamanda şehrin hızında tüketicilerin zaman ayıramadığı için filizlendirilmiş ürünlere istedikleri zaman yanında olabilmesi için beslenme çantası fikrinin harika bir iş birliği olduğunun altını çiziyor. Tüketicilerin artık şıklığından ödün vermeden hem kendileri hem de dünya için faydalı olan öğünlerini kolayca yanlarında taşıyabileceklerini söyleyen Dilara Koçak, zamansız şıklığı yansıtan beslenme çantalarıyla yeni bir akımın öncüsü olmaya hazırlandıklarını belirtiyor.
Beslenme çantasının kültürel olarak da çok fazla şey ifade ettiğine değinen Koçak; “Temiz gıdaya erişim herkesin hakkı diyorsak aynı şekilde bu gıdanın korunması da sorumluluğumuz. İşe, okula, ofise rahatlık ve şıklıkla taşıyabileceğiniz bu çantalar günlük yaşamın ağır temposunda hayatınızı kolaylaştırsın istedik. Evdeki beslenme düzenini yanınızda taşıyabilmek hem konforlu hem de sağlık dolu hissettirecek. Aynı zamanda her 3 gıdandan birinin çöpe gittiği bir dönemde; artan yemeği yanına almak, duyarlı ve kendine özenen insanların davranışları ve bu davranışların artması için örnek olmayı, ilham vermeyi kıymetli buluyorum.” diyor.
Projede tıpkı The Good Wild gibi ilhamını geleneklerden alan bir sanat olan “hazeran”ı kullanmayı tercih ettiklerinin altını çizen Güneş Mutlu Mavituncalılar ise bu şık ve göz alıcı beslenme çantalarının tasarım süreci hakkında şunları paylaşıyor: “Bu projede biz de geçmişten günümüze bulunduğu her yere şıklık katan hazeran tasarımı kullanmak istedik. Aslında mobilyalarda daha sık rastladığımız bu malzeme yüzyıllardan beri olan ve tekrardan kendini hatırlatmaya başlayan bir doku.Bu doğal, delikli malzeme, tamamen el işçiliği ile örülen kamışlardan oluşan çok özel bir zanaat aslında. Günümüzde yapan insan ise giderek azalıyor. Biz el işçiliği ve geleneklerimizi korumaya çok önem veriyoruz. İstedik ki o nostaljik ve dayanıklı havayı günümüz tasarımıyla ve Mehry Mu dokunuşlarıyla sizlere getirelim. Burada The Good Wild’ın çizgisine de dikkat ederek hayvansal hiçbir malzemeye yer vermedik. Siyah çantalarımızda yerli bir üreticiden temin edilen zeytin derisi kullandık. Diğer iki modelimizde ise yine çok hoş bir kontrast yaratan kadifeyi seçtik. İç yalıtım malzemesi için de ısı kontrollerimizi özenle yaptık. Mehry Mu şıklığında, The Good Wild’ın kattığı lezzetle harika bir iş birliği oldu. Bir de son olarak Mehry Mu’nun olmazsa olması keselerimizi ekledik. Markamızın tasarım gücünü yansıtmaya bu projede de çok özen gösterdik. The Good Wild’ın yabandan esinlenerek yarattığı harika bir dünyası var, biz de keselerde bu dünyayı yansıtmaya çalıştık. Beslenme çantalarımızı bütünüyle çok beğeneceğinizi düşüyoruz.”
Önümüzdeki dönemde bu iş birliğinin yeni versiyonlarını görebileceğimizin müjdesini veren Güneş Mutlu Mavituncalılar sözlerine şöyle devam ediyor: “Mesela bu çantaların yaz versiyonunu çalışmayı konuşuyoruz. İlk numune geldiği gibi kendime bir yeşil kadife kaptım. O kadar rahat ettim ki. The Good Wild ürünleri ile evdeki akşam yemeğinden kalmış yemekleri karıştırıp öğlen yemeği yapmayı çok seviyorum. İşe giderken malzemeleri taşıyabileceğim şık bir çanta bulamıyordum. Seyahatler de benim için kabustu. Havaalanı ve uçak beslenmesi bana iyi gelmiyor. Bu çanta ile çok rahat ettim ve beslenme çantamızın kendim de müşterisi oldum. Dilara da severek kullanmaya başladı. Dolayısı ile bu çantaların bir de yaza giriş versiyonu yapmayı düşünüyoruz.”
Yakın gelecekte tasarım markalarının ancak birbirleri ve doğayla uyum içindeki tasarımlarla ilerleyebileceğini düşündüğünü belirten Dilara Koçak ise; “Herkes; her şey olamaz, markaların varoluşlarının sağlıklı olmaları için DNA’ları çok net olmalıdır. Nelere ‘evet’ dendiği kadar, nelere ‘hayır’ dendiği de belirgin olmalıdır. O netlik oturdu mu, her şey ivme kazanır. Markalar da özlerine sadık kalmalıdır. Doğanın içinde; doğaya, ekosistemlerine, yani aslında sektöre saygılı, uyumlu, ahenk içinde yaşamalıdır tasarım markaları. Mehry Mu ise benim gözümde öncü, renkli çılgın ve çok yönlü bir yaban cinsi. Bu doğrultuda evrilmeye devam ediyor. Evrim de yabanın ve markalaşmanın mihenk taşlarındandır, bana göre.” diyor.
Gıda ve tasarım markalarının döngüsel ekosisteme daha fazla katkı sağlayabilmesi için birlikte çalıştıkları herkese dürüst olmaları gerektiğinin altını çizen Güneş Mutlu Mavituncalılar: “Birlikte çalıştığımız herkesle dürüst bir ilişkimiz var. İnsan olduğumuz ve işimiz zanaat ile olduğu için hatalar olabilir, önemli olan ulaşılabilir ve şeffaf olmamız. Kullandığımız malzemelerin sağlığa zararlı olmayışı, doğanın dengesini bozmayışı; bunlara girmiyorum bile. Onlar zaten şu anda olmazsa olmazlarımız. Markalara verebileceğim tavsiye ise; orijinal bir fikir sahibi olup, onu ilmek ilmek doğru etik kodlarla, iş ortakları, strateji, vizyon ile örmek, her şeyin özünde ise Dilara’nın sevdiğim kelimesi “merhamet”i tutmak. Bunları yapınca yaptığınız işler tutuyor, benzer değerlere sahip kişileri çekiyor ve aile büyüyor. Bunun beraberinde olması gerektiği kadar sosyal medya ilgisi de geliyor. Temeller sağlam oluyor, vicdanlar da rahat…”