Onu yeni dizisinde şimdiye kadar görmediğimiz bir rolde izleyeceğiz. 13 yaşından beri ekranlarda olan Sinem Kobal, Gönül İşleri ile televizyona dönmeye hazırlanırken geçmişi gülümseyerek hatırlıyor ve şu an yaşadığı uyanışı anlatıyor
Birkaç gün önce doğum gününüzdü. Nasıl geçti?
Güzeldi. Dostlarım sürpriz yaptı bana. İlkokul, ortaokul, lise günlerinden bugüne taşıdığım arkadaşlarımla senelerdir doğum günlerimizde birbirimize sürpriz yapıyoruz. Mutlaka bir şeyler yaparlar diye bekliyordum, gerçekten çok güzel geçti.
O kadar eski dostluklarınız devam ediyor yani?
O konuda şanslı olduğumu hissediyorum çünkü birçok arkadaşınız olabiliyor ama insan zor dost buluyor. Çok fazla insan almam hayatıma, az ve özdür, bende yerleri ayrıdır. Bir ömür boyu kalsınlar inşallah hayatımda.
Çok küçük yaşta oyunculuğa başladınız. Tam büyüme çağında gözlerin sürekli üzerinizde olması nasıl bir psikoloji yarattı sizde?
Dadı dizisiyle başladım, 13 yaşındaydım ve benim için o zaman her şey oyun gibiydi. Çok farkında olduğum söylenemez. Ki hala işimin getirdiği şöhret kısmıyla çok ilgilenmiyorum açıkçası. Oyunculuğa başlamadan önce hayatımda bale vardı, haftanın üç günü gidiyordum. Daha sonra Dadı başladı. O benim için hem bir okul hem de okuldan sonra bir sosyal aktivite gibiydi. Keyif aldığım bir mesleğe adım attım. Daha sonrasında da onu geliştirmek ve devam etmek için çabaladım hep. Tabii ki çocukken garipsediğim anlar oluyordu. Tam gelişme dönemindeyken herkes sana bakıyor. Neden baktıklarını farkına varmam bile belli bir süre aldı (gülüyor). Mutlaka karakterimin gelişiminde izleri vardır ama sakin atlattığımı düşünüyorum.
İlk sete gittiğiniz günü hatırlıyor musunuz?
İlk seçmelere gittiğim zamanı hatırlıyorum. 100 kadar kız vardı. Elime bir senaryo verdiler, heyecanla onu ezberledim, karşımda Haldun Dormen, Kenan Işık oturuyor, ben onların önünde audition’a giriyorum ve 13 yaşındayım. Dışarıdayken herkese, ‘N’apıyorsunuz içeride?’ diye sorduğumu ve herkesin, ‘Hmm,’ diye kafasını çevirdiğini hatırlıyorum (gülüyor). Çoğu benden büyüktü. Seçilmeyi beklemiyordum da açıkçası. Üç audition’dan geçtikten sonra seçildim. Ondan sonra da aslında hayatımın yönü değişti diyebilirim. Üç sene sürdü Dadı çünkü, okulla beraber devam ettim.
Röportajın devamını InStyle Eylül sayısında bulabilirsiniz.
Dergiyi iPad`den indirmek için buraya tıklayabilirsiniz.