Başak Sayan’ın Evi

Dördüncü yıla giren ve dramın bir nebze olsun hız kesmediği Yaprak Dökümü dizisinde komplolar kuran Ceyda karakterine hayat veriyor Başak Sayan. Malum, dizide yer alan her evde bir ıstırap var. “Ama gördüğünüz gibi evimde mutluluk ve huzur hakim,” diyor gülümseyerek Sayan ve salondaki kanepesinde oturarak anlatmaya başlıyor. 18 yaşından beri yalnız yaşadığından ve sayısını hatırlamayacak kadar çok ev değiştirdiğinden bahsediyor bize. Levazım’daki yeni taşındığı bu apartman dairesini internet sayesinde bulmuş. “Ev gezmeye ne zamanım ne de tahammülüm var. Burası ilk gördüğümde tek kelimeyle korkunç bir haldeydi. Satın almayı aklımın ucundan dahi geçirmemiştim,” diye anlatmayı sürdürüyor Sayan ev bulma hikayesini.

Ama evin çok merkezi oluşu ve etrafının sakinliği tam ona göreymiş o başka. “Buranın üzerine bir kaç eve daha baktım. Sonra bir inşaat firmasına ve yakın arkadaşım mimar Bora Özdemir’e felaket gözüken bir evin ne kadar zamanda halledilebileceği üzerine akıl danıştım. Buradan bahsettim onlara. Kısa sürede baştan aşağı yenilenerek istediğim gibi bir eve kavuşabileceğim söylendi bana. Buna güvenerek ben de daireyi satın almaya karar verdim. İyi ki de almışım. Şu an içi tam istediğim gibi sımsıcak ve ferah oldu,” diyor keyifle Sayan. Evin tadilatı bir buçuk ay sürmüş. 100 m²’lik daire iki oda, salon, mutfak ve banyodan oluşuyor. “Ben evde vakit geçirmeyi oldu bitti çok seven biriyim.

Evimden ayrı kalacağım için öyle seyahat etmekten de çok hoşlanmam zaten. Senede bir kere arkadaşlarımla tekne kiralayıp bir haftalığına mavi yolculuğa çıkmak yetiyor da artıyor bana,” diye anlatıyor Sayan.
Özellikle yağmurlu günlerde, battaniyesi altında, yanında Fransa’dan özel olarak getirttiği çay varsa evden asla çıkmayacağını söylüyor. Öyle zamanlarda yazı yazmak da çok hoşuna gidiyor. Ankara’daki lise eğitiminden sonra Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni kazanıp, İstanbul’a yerleşmiş Sayan. “Friends dizisindeki gibi bir hayatım oldu öğrencilik dönemlerimde. Ama gerçek anlamda kendinizi size ait bir eve çıktığınız zaman tanıyorsunuz,” diyor Sayan.

Akşam gazetesinde pazar günleri hayata dair yazıları kaleme aldığı bir köşesi var. “Yazmaya çocukluğumdan beri meraklıydım. Şu anda üzerinde çalıştığım romanım da bitmek üzere,” diye anlatan oyuncu geçenlerde Bahar, Aşk ve Baştan Çıkarma Üzerine adlı bir araştırma kitabı piyasa çıkarmış. “Adını duyan hemen, ‘Kadın erkek ilişkisini anlatan bir kitap daha,’ diye düşünebilir. Ama alakası yok. Dünya üzerinde olan insana dair her tür ilişkiyi mercek altına aldım,” diye anlatıyor heyecanla.

Tam bir gündüz insanı olduğunu ve geceleri asla yazı yazamadığını da sözlerine ekliyor. Evin dekorasyonuna gelince…
Tüm duvarları beyaza boyatmış, zemini koyu kahve lamine parke ile kaplatmış. “Koyu zemin seviyorum. Çünkü beyaz duvarla güzel kontrast oluşturuyor. Evde daha çok pastel renkler, sütlü kahve ön planda olsun istedim,” diye anlatan Sayan İngiliz tarzı döşenmiş evleri çok beğendiğini ve ilhamını da bu tarzdan aldığını söylüyor. Geçen sezon dizide yaşadığım ev Çukurcuma’daydı. Bu sayede orada harika mağazalar keşfettim.

Araya modern unsurlar da katarak evde eski objeler görmeyi seviyorum,” derken beyaz lake kütüphanesini ve yemek masasını işaret ediyor. Evdeki çoğu eşya Bora Özdemir tarafından buraya özel çizilmiş. Çok sevdiği New York’u ve Broadway’i anlatan bir fotoğrafı da salon duvarına asmış Sayan. Evde yemek yapmayı sevmiyor. “Bana yapılması hoşuma gider ama. Zaten yemekle aramda öyle fazla yok,” diyor. Mutfağına kara bir tahta yaptırmış Sayan. Üzerine arkadaşlarından telefonda aldığı yemek tariflerini yazıyor.

“Bazen de evime gelen eş dost buraya küçük notlar karalıyor,” diye anlatıyor Sayan. Evde çok titiz ve takıntılı biri olduğundan bahsediyor sonra da. Kalabalık misafir ağırlamak hiç ona göre değil. “Dört, en fazla beş tamam bu ev için. Yere sigaranın külü ha düştü ha düşecek derken stres yapıyorum kendime ve karşı tarafa,” derken kahkahayı patlatıyor Sayan. Yazı yazmak, ardından üst üste yeni çıkan filmleri DVD’den izlemek onun tüm bu stresini yok ediyor evindeyken. Hele bir de müzik setinde asla dinlemekten bıkmadığı Beethoven’ın piyano sonatları çalıyorsa… İşte o zaman değmeyin Sayan’ın ev keyfine…
 

İlgili Makaleler