Türkiye’nin en genç fantastik yazarı MELODI BAÇ’ın Anka serisi, bu yaz hem Türkiye’de hem de Amerika’da okuyucularıyla buluşacak. Bir sanat ve mimari tutkunu olan Baç’ı, senaryo ve yazarlık kariyerine devam ettiği Amerika’da yakaladık.
Anka serisinin genç yazarı Melodi Baç, yedinci kitabını Türkiye’de çıkartmak için çalışmalarını devam ettirirken, ilk kitabı ‘Anka’nın Dönüşü’nü de onu aşkın ülkede yayınlatmak için yoğun bir çalışma sürecinde. Bu yaz hem dünyada hem Türkiye’de Anka rüzgârları esmeden önce, Baç ile yazarlık serüveni ve okuma köşesi hakkında konuştuk.
Oldukça genç bir yaşta 6 kitap yayınladınız. Bize nasıl başladı bu macera, nasıl gelişti anlatır mısınız?
Maceram, sizin de söylediğiniz gibi, ben çok genç yaştayken başladı. Sürekli fantastik hikâyeler yaratır, bunları arkadaşlarımla ya da ailemle oyun şeklinde hayata geçirirdim. Annem bana küçükken hep derdi, “Melodi, bu hikâyeleri yaz, yoksa unutacaksın.” Dediği de oldu, çünkü hikâyeleri unutmaya başladım. Bunun üstüne, bir gün elime bir ajanda aldım ve en son tasarladığım hikâyeyi yaratmaya başladım. 13 yaşıma geldiğimde ilk kitabım ‘Yasak’ böylece hayata geçmiş oldu. Elbette o yaşta kitap bastırmak çok zor. Bu yüzden ailemin desteği olmasaydı asla başaramazdım. Annem yayınevlerini tek tek gezerek benim bu yolculuğa çıkmamı sağladı. Ona minnettarım! 16 yaşımda ilk kitabım çıktıktan sonra da, bu yolda devam etmeye karar verdim.
Kitaplarınızı senaryolaştırma projeniz devam ediyor mu?
Evet, ediyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde aldığım sinema eğitiminden sonra UCLA’de senaryo eğitimimi tamamladım. Bir yandan kitaplarımın senaryolarına, diğer yandan farklı senaryo projelerine odaklanıyorum. Örneğin, yazdığım bir orijinal dizi senaryosu uluslararası bir yarışmada ödül kazandı. Kitaplarımın senaryo planlarını hayata geçirmeden önce de, onları uluslararası okuyucularla tanıştırmak istiyorum.
Genç bir yazarın kütüphanesi hep merak konusu olmuştur, tasarımından raflardaki kitaplara kadar bize biraz kütüphanenizden detay verir misiniz?
İstanbul’daki evimde kütüphanem çok geniş. Annemin senelerce topladığı tüm kitaplar, benim fantastik tutkumla birleşince geniş bir kütüphane oluştu. Amerika’ya taşınmam ile maalesef hepsi geride kaldı. Son yıllarda çok ev değiştirdiğim için de yanımda fazla kitap taşıyamadım ama bunu en kısa zamanda değiştirmek istiyorum. Şu an San Diego’da yaşıyorum ve kendime büyük bir kütüphane inşa etmek en büyük hayallerimden biri. Bana göre, kitapsız bir ev eksik bir evdir.
Yeni bir kitap daha olacak mı? Anka serisi devam edecek mi? Ne gibi planlarınız var?
Anka serisinin son kitabını bu sene içinde çıkartmak istiyorum. Serinin son kitabını yazmam bir hayli zaman aldı, ama bunun temel bir nedeni var. Anka’yı bugüne kadar takip eden tüm okuyucularımı eşi benzeri görülmemiş efsanevi bir son yolculuğa çıkartıyorum. Seri sonlanırken, serinin ilk kitabının Amerika dahil birçok ülkede yayınlanacak olması da manidar bir anlam taşıyor.
Ben kitaplarımı Anka Kuşu’nun doğup, büyüyüp, ölüp küllerinden tekrar dirilmesi üzerine kurguladım. Anka serisi beşinci kitabı ile sonlanacak olabilir, ama Anka uluslararası bir yolculuğa çıkarken, onun için yepyeni bir döngü başlamış olacak.
Biz kütüphanenizi merak ettik ama evinizde en çok sevdiğiniz kısım neresi? Nasıl vakit geçirirsiniz?
Evimin en sevdiğim köşesi kütüphanemin de olduğu ve terasa bakan oda. Bitkilerin ve kitapların enerjiyi iyi yönde etkilediğine inanıyorum. Ben de evimde tam da böyle bir ortam kurmaya çalışıyorum. Bazen bu keyifli odaya gidip, köşemdeki rahat koltuğa kurulup kitabımı okuyorum ve tüm dünyanın kaosu bir anda kayboluyor. Bazen gitarımı elime alıp bir şeyler mırıldandığım da oluyor.