Merhaba Cansel. Birden bire soğuk davranırmışım, tek kelimelik cevaplar vermeye başlarmışım değil mi? (gülüyor) Eyvah eyvah (gülüyoruz). Sinemayla nasıl tanıştığını hatırlıyor musun?
Tire’deyken ağabeyim beni sinemaya götürürdü. Tire Açık Hava Sineması’nda gündüzden anonslar yapılırdı, “Bu akşam, iki film birden!” gibi, önce Türk filmi ardından da bir yabancı film gösterilirdi. İyi, Kötü, Çirkin, Rocky ve Rambo gibi filmleri ilk orada izledim ben ağabeyimle. Fransa’ya gittiğimizde de rutinimiz aynı şekilde devam etsin istedi. Mad Max’in ilki geldiğinde ben 12 yaşındaydım. Sıraya girdik, gişedeki adam yaşımı duyunca giremeyeceğimi söyledi, biz de onun yerine bir komedi filmi izlemek zorunda kaldık. O da kötü değildi ama ağabeyim çok üzülmüştü hatırlıyorum. Ben de ikincisini sinemada izledim tabii sonra. Benim için efsane bir filmdir o yüzden. Mel Gibson’ı Mel Gibson yapan film…
Röportajın tamamı InStyle Haziran sayısında!