İş ya da özel yaşamda sürekli yoğun düşünceler içinde olmak bünyeyi yorgun düşürüp yanlış kararlar almamıza neden olabiliyor. Aşırı düşünmenin endişe, kaygı, takıntı ve depresyonu tetikleyebildiğine dikkat çeken TalkTuBaNa’nın kurucusu, mentor Tuba Müftüoğlu bu durumla başa çıkmanın yollarını anlattı.
Zihin yorgunluğu, bedeni ve ruhu yıpratır
Bazen doğrudan ya da dolaylı olarak içinde bulunduğumuz konularda sonu gelmeyen düşüncelere boğuluruz. İşyerindeki bir proje, ilişkimizdeki bir sorun, ekonomik durumumuzdaki bir çıkmaz veya bir yakımızla ya da arkadaşımızla yarım kalan hararetli bir konuşma beynimizde kum fırtınaları estirebilir. Bu durumun sonu gelmezse büyük bir yorgunluk hissiyatı oluşturabilir. Yorgunluk hali ise zaman içinde depresyonu beraberinde getirir. Çok düşünmek bizi çözüme götüremediği gibi endişeli ve takıntılı olma sorunlarıyla karşı karşıya bırakabilir aynı zamanda vücudumuzu ve ruhumuzu yıpratır. Derin düşüncelerin içeriği genellikle olumsuzdur ve çevremizde de gerginlik oluşturur. Bu yüzden zihnimizi dinlendirmeyi öğrenmek, stresten ve olumsuzluklardan arınabilmemiz için çok önemlidir.
Zihnimize küçük molalar verebiliriz
Düşüncelerle sürekli meşgul olan zihnimizi küçük molalarla dinlendirebiliriz. Bunu yapmanın en basit yolu düzenli olarak kendimizi kontrol edip o an ne düşündüğümüzü sorgulamamızdır. Bu düşüncelerin bizim için verimli olup olmadığını değerlendirmeliyiz. Zihnimizi dinlendirmek için derin nefes alıp vererek bulunduğumuz yerde gözlerimizle tek bir noktaya odaklanabiliriz. Her nefes verme süremizde geçen saniyeleri içimizden sayarak birbiriyle eşitlemeye çalışabilir, bu şekilde bedenimizin farkındalığını artırabilir veya bakışlarımızla odaklandığımız noktadaki ayrıntıları inceleyerek yorucu düşüncelerimizden uzaklaşabiliriz.
Yürüyüş meditasyonu zihni dinlendirir
Eğer fiziksel olarak bulunduğumuz yerden uzaklaşabiliyorsak ve zamanımız uygunsa yürüyüş molası bilişsel yorgunluktan arınmamızı sağlayabilir. Sakinleşmek istiyor ama hareketsiz oturamıyorsanız yürüyüş tam bir meditasyon etkisi yaratacaktır. Kitap okumak, sürükleyici bir filme odaklanmak veya iş çıkışı arkadaşlarımızla vakit geçirmekte zihnimizi ve dikkatimizi farklı şeylerle meşgul etmeye yarar. Uyku da yoğun düşüncelerden kurtulmak için güzel bir araçtır. İyi bir uyku ve dinlenmiş bir zihin karamsarlıktan uzaklaşıp yeni bir sayfa açmaya yarar.
Kendimizi uzaktan gözlemleyebiliriz
Zihnimize farkındalık kazandırmanın yollarından biri de kendimize yüzlerce metre yukarıdan baktığımızı hayal etmektir. Hayali bir kuşbakışıyla sadece kendimize odaklanmadan içinde bulunduğumuz yeri, şartları ve olay akışını birlikte değerlendirebiliriz. Bunu yapmak bizi ‘ben’ duygusundan çekip çıkarabilir. Dışarıdan baktığımızda çevremizde birçok insan olduğunu ve aslında hepimizin büyük olaylar akışının küçük birer parçası olduğunu görürüz. Bunu yapmak farkındalığımızı genişletme, geleceğe dönük endişeleri azaltma, şimdiki zamana odaklanma ve ‘ben’ merkezli bir düşünce yapısından uzaklaşmamıza yardımcı olabilir.
Uzun düşünceler yanlış kararlara yol açabilir
Aklımızda sürekli dönen ve meşguliyet yaratan aynı düşüncelerin aslında bir zaman kaybı olduğunu kabul etmeliyiz. Fazla düşünmek bir sorunu çözmez veya kötü şeylerin olmasını engellemez. Sadece daha fazla fiziksel ve zihinsel yorgunluk yaratır. Yapılan araştırmalar insanların uzun süre derinlemesine düşündükleri konular hakkında genellikle stratejik olmaktan çok dürtüsel seçimler yaptığını ve bu doğrultuda kararlar aldığını gösteriyor. Bunu farkedip zihinsel trafiğimizi yavaşlattığımızda daha dingin ve doğru kararlar alabiliriz. Düşüncelerimizi normal akışına soktuğumuzda daha özgür ve daha mutlu hissedeceğimizi göreceğiz.