BAHÇEŞEHIR KOLEJI İCRA KURULU ÜYESI VE SEY VAKFI BAŞKAN VEKILI BEGÜM YÜCEL ILE SICAK VE SAMIMI BIR SOHBET
Eğitimci bir ailenin eğitimci kızı Begüm Yücel, sosyal medyadaki paylaşımlarıyla dikkat çekiyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve iklim krizi gibi meselelerle yakından ilgilenen Yücel, sadece kendi çocuklarını değil herkesi bu konuda bilinçlendirmeye davet ediyor.
Sosyal medyada aktifsiniz ve birçok kişi hayatınızı yakından takip ediyor. Peki, Begüm Yücel nasıl biri?
Aslında göründüğüm gibiyim. Sosyal medya hiçbir zaman gerçekleri yansıtmıyor tabii ki ama bu demek değil ki sahte bir hayat sunuyorum. Sadece özelimi artık çok fazla paylaşmamaya özen gösteriyorum. Özellikle bu kararımı oğlum Aslan’ın rahatsız olmasından sonra aldım. İş hayatı ile kendi özel hayatımı dengeli paylaşmaya çalışıyorum. Ama kurumsal hayatta kendimden de ödün vermemeye çalışıyorum. O yüzden de farklı bir bakış açısı getirdiğimi düşünüyorum.
Hayattaki motivasyonunuz nedir?
Motivasyonum tabii ki ailem ve çocuklarım ama sanırım beni en çok motive eden şey bir hedefin olması. Sabah kalktığımda gün içinde yapılacak programı, planı biliyorsam ve bir hedefim varsa o güne dair motivasyonum artıyor. Hedef odaklıyım. Fakat bu hedefe giderken yolculuktan da keyif almayı öğrenmeye çalışıyorum.
Nasıl bir annesiniz? Disiplinli mi, eğlenceli mi?
Kesinlikle her ikisi de diyebilirim. Eğlenceliyim çünkü genç bir anneyim ve çocuklarımla aynı dili konuşabiliyorum. Bence bu ebeveynler için çok önemli. Onların gözünden onların dünyasına bakabilmek, dahil olmak… Mesela birlikte sıklıkla konsol oyunları ve futbol oynuyoruz. Ama tüm bu eğlencenin içinde bir yerde mutlaka rutinler ve disiplin var. Rutin ve disiplin olmazsa ipin ucu kaçar. Bu açıdan çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Aslan da Kaplan da ne zaman oyun oynayacaklarını ne zaman yatmaları gerektiğini bilir. Bu konuda hiç sıkıntı yaşamıyorum. Üstün Dökmen’in de söylediği “Çocuklarınızla çok fazla arkadaş olmayın, onların kendi arkadaşları olacak ama anne baba bir tanedir.” O yüzden anne sorumluluğunda davranmaya özen gösteriyorum.
Eğitimci bir aileden geliyorsunuz. Bu sizin okul hayatınızda baskı kurmuş muydu?
Hiç baskı kurmadı, gayet de vasat bir öğrenciydim. Annem her zaman bana “Örnek öğrenci olmak zorunda değilsin,” derdi. O yüzden de olmadım. Babam da her zaman “Çok okuyan mı bilir, çok gezen mi?” sorusunda çok gezen bilir tarafını savunmuştur. Benim şansım, vizyonlu anne baba ile büyümek. Bana hiçbir zaman derslerin iyi olsun diye diretmediler. Ben de okul başarısının iş başarısı ile doğru orantılı olduğunu düşünmüyorum.
Ailenizin eğitim vakfı kurmanızla bir ilişkisi var mı?
Annem de babam da hayatlarını eğitime adamış insanlar. Doğduğumdan beri eğitimin içindeyim diyebilirim. Vakfı kurmamızda tabii ki en büyük etken eğitim. Ama size şöyle söyleyebilirim, vakıf kurulana kadar, sosyal medyadan ya da mail yolu ile yardım isteyen birçok öğrenciye zaten burs veriyorduk. Ama bilgisayarı hatta telefonu olmadığı için bize ulaşamayanlar da vardı. Vakıf sayesinde artık yüzlerce bursiyerimiz var ve ailemiz her yıl büyümeye devam edecek, bunu gururla söyleyebilirim.
Hayattaki öncelikleriniz ve olmazsa olmazlarınız neler?
Önceliğim bir anne olarak çocuklarımın düzgün yetişmesi… Düzgünden kastım da vicdanlı, empati yeteneği yüksek ve eşitliğe inanan bireyler olmaları. O yüzden iki erkek çocuk yetiştirmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ve üstüme düşen görevi elimden geldiğince yapmaya çalışıyorum ama tabii ki benim de hatalarım oluyor. Vakıfta toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine yeni bir projeye başladık. Ben de kendi yaptığım hataları bu proje daha yakından görmüş oldum. Umarım hep beraber bu yarayı sarabiliriz.
SEY Vakfında da toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili “Kadının sorunu, erkeğin meselesi” projenizin olduğunu biliyoruz. Projenizle ilgili nasıl adımlar atacaksınız?
Future Talks by SEY Vakfı etkinliğini gerçekleştirdik. Aslında bir anlamda projeyi de tanıttık diyebilirim. Çok değerli konuşmacılar katıldı. Ama şimdi ikinci adıma geçerek asıl yola çıkıyoruz. Yedi bölgede, yedi ayrı şehre gideceğiz ve oralarda ailelere ve çocuklara toplumsal cinsiyet eşitliğini anlatacağız. Türkiye’de bir ilk olarak cinsiyetsiz bir kutu oyunu hazırlıyoruz. Böylelikle çocuklara bu önemli konuyu oyunla anlatmış olacağız. Bir de sürprizim olacak! Beni çok heyecanlandıran ve üstünde uzun süredir çalıştığım bir projemi de gideceğimiz ilk şehirde tanıtacağım.
“Bu sorunu çözemezsek gelecek riske girer,” dediğiniz bir başlık var mı?
Kesinlikle iklim krizi diyebilirim. Giderek büyüyen, sinsi bir tehdit. Bu konuda en büyük hatayı büyük büyük laflar sarf ederek yapıyoruz. Karbon ayak izi, sera gazı gibi birçok kişinin anlamayacağı kavramlarla bu tehdidi anlatmaya çalışıyoruz. Öncelikle kullandığımız dili basite indirgememiz lazım. Değişimin adresi biz olmalıyız. Örneğin kendi kurumumuz diye demiyorum ama, Bahçeşehir Kolejlerinde söylemin dışına çıkarak harekete geçtik. İklim değişikliği modülünü okul öncesi ve ilkokul seviyesinde 45 bin öğrencimizle başlattık. Anne babaları düşününce bu rakam gerçekten inanılmaz! Ben hiçbir kurumun aksiyona geçerek bu kadar kişiye ulaştığını düşünmüyorum açıkçası bu konuda da gururla söylüyorum, Bahçeşehir Koleji olarak iklim konusunda öncüyüz.
İklim krizinin Bahçeşehir Koleji’nde eğitim programlarına girdiğini söyleyebiliriz o zaman. Peki evde siz de dikkat ediyor musunuz?Oğullarınıza iklim krizi ile mücadeleyi nasıl anlatıyorsunuz?
Evet, bunu Bahçeşehir Koleji’nde programa soktuk. Hazırladığımız bu programı da MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’na sunmaya hazırlanıyoruz. Kendi evimde tabii ki uyguluyorum ama işin güzel tarafı Aslan okulda öğrendiği ve benim bilmediğim şeyleri bana ve kardeşine anlatıyor. Hatta bunun videosunu BM Genel Sekreter Yardımcısı Nikhil Seth’in de katıldığı Bahçeşehir Koleji İklim Zirvesi’nde paylaşmıştık ve çok ilgi görmüştü.
Gezmeyi çok sevdiğinizi biliyoruz. Dünya mutfakları ile aranız nasıl? En çok neyi seversiniz?
Bu aralar en çok Thai mutfağını seviyorum. Yurt dışına çıktığımda da ilk tercihim Meksika mutfağı oluyor!
Tarzınız sizi takip edenler tarafından çok beğeniliyor. Peki kendi koleksiyonunuzu çıkartmayı planlıyor musunuz? Böyle bir planım yok ama SEY Store’da tasarladığım ürünler var ve beni yansıttığını düşünüyorum. Çok da keyifle yapıyorum, umarım beğeniliyordur. En güzel tarafı da gelirin çocukların eğitimi için kullanılması.