Klişe ilişki dinamikleri, kaotik iş hayatı ve rengarenk moda anlayışıyla Emily tekrar Paris’te. “Emily in Paris”, dördüncü sezonuyla ikonikleşen moda anlayışını yansıtan bir tecrübe daha sunuyor.
İlk iki sezonda “The Devil Wears Prada” ve “Sex and the City”nin ünlü kostüm tasarımcısı Patricia Field, dizinin moda dünyasındaki yeri için büyük önem taşıyordu. Ancak üçüncü sezondan itibaren dizinin stilisti Marilyn Fitoussi, görevi tek başına devraldı ve karakterlerin eklektik ve karmaşık stil anlayışını yeni bir boyuta taşıdı.
Bu karmaşıklığın temsilcileri Emily ve en yakın arkadaşı Mindy’nin yanında dizinin sofistike karakterleri arasında yer alan Sylvie ve Camille’in zarif ve özgün tarzları da göz kamaştırıyor.
Marilyn Fitoussi, bu sezonlarda karakterlerin kişiliklerine ve yaşam tarzlarına uygun kıyafetler seçerken bir bölümde Couture parçalara gönderme yapılıyor ve dizi resmi olarak moda açısından daha zengin bir noktaya taşınıyor.
Emily’nin cesur desenlerle dolu gardırobu, Sylvie’nin sofistike ve zarif tarzı, Camille’in sade ama şık kombinleri ve Mindy’nin sahneye çıktığı her an parlayan kostümleri, hikayeyle her seferinde bütünleşiyor.
Fitoussi’nin bu seçimleri, sadece karakterlerin kimliklerini pekiştirmekle kalmıyor, aynı zamanda Paris’in farklılıklarla dolu bir moda başkenti olmasına da göz kırpıyor.
Kapak: Netflix
