Yatağın yerini zor bulur insan. O yüzden, burayı yaparken evde rahat edeceğim bir kanepe ve yatak olması en önem verdiğim konuların başındaydı,” diyen Birgören, beyaz renkli salonuna tam da bahsettiği gibi konforlu bir L kanepe yaptırmış hemen. “Burada gördüğünüz büyük parçaların hepsi özel olarak yaptırıldı. Mağazaya girip hazır mobilya almayı sevmem,” diye anlatmayı sürdürüyor. Salondaki ahşap orta sehpasını bir restoranda görüp çok beğenmiş, ondan ilham alarak yaptırmış. “Zaten dekorasyon dergilerine hep meraklıydım. Bu işlerin içine girince hepsini daha ayrıntılı incelemeye başladım. Hatta bulduklarım arasından beğendiklerim için bir dosya bile hazırlamıştım. Bu evi dekore ederken o kadar çok işime yaradı ki,” diye anlatmayı sürdürüyor Birgören.
Klasik ve modern parçaları karıştırmak hoşuna gidiyor. Rahatlık ise en önem verdiği konu. Ona göre evinde şu sıralar sanat eksik. “Heykel veya tablo hoşuma gidiyor. Onları da zaman içinde almayı düşünüyorum. Evde küçük aksesuarlar yerine büyük ve tek bir heykel görmeyi tercih ederim,” diyor. Evi olduğundan büyük göstereceği için duvarları beyaz olsun istemiş. “Tuğla ve doğal taş dokuyu evin bir duvarında böyle görmeyi seviyorum. Mekana güzel ve bir ferah bir hava veriyor,” diyen Birgören salon duvarını beyaz tuğla, alt kattaki yatak odasının iki duvarını ise doğal taş ördürmüş. Evin en dikkat çekici mekanı hiç kuşkusuz yatak odasında yer alan açık banyo.
Burası tam da banyo keyfini uzatmaktan zevk alan birinin tarzına göre. “Bazen işlerin yoğunluğundan spa keyfine zaman olmuyor. Burayı o yüzden yaptım,” diyor Birgören. Canlı bitkiler, kokulu mumlar, sandal ağacı kokan tütsü ve dev Buda heykelleri ile buraya mistik bir görüntü kazandırmış. “Lush’ta sabun çeşidi çok. Her tarz kokulu sabunu bulabiliyorum orada,” diyor. Led ışıklar sayesinde evin akşam bambaşka bir görüntü sunduğundan bahsediyor. “Gündüz ile gece çok farklı olur burada. Işık bence bir evde en önemli unsur. Geçenlerde akşam kalabalık misafirimiz vardı. Bahçe ve evin içi gizli aydınlatmalarla o kadar farklı ve ihtişamlı gözüküyordu ki, herkes çok şaşırdı,” diyor. Birgören, erkek arkadaşı Sarp’ın mutfakta harikalar yarattığının da altını çiziyor. “Misafir ağırlamaya bayılırız.
Sarp’ın yemek yeteneği değme şeflere şapka çıkartır. Gecenin bir vakti anne poğaçası bile yaptığını bilirim. Füzyon mutfakta da çok başarılıdır,” diye gözleri parlayarak anlatıyor. Evlerine genelde kendileri gibi oyuncu ve tiyatrocu arkadaşları konuk oluyor. Oyuncu Burçin Terzioğlu ve eşi Murat Yıldırım, Sezen Aksu’nun oğlu Mithat Can Özer evin baş konuklarıymış. Kurt köpekleri Amidala, Anakin ve kedileri Jedi’yı kimselere bırakamadıklarından uzun seyahatlere pek çıkamadıklarını anlatıyor Birgören. “Zaten üç gün bana yetiyor. Hemen eve dönmek istiyorum,” diyor. Levendoğlu’nun ortak olduğu Fethiye Kabak Koyu’ndaki Shambala ise kafalarını dinlemek istediklerinde gittikleri favori adresleri. “Orası gerçekten özel bir mekan. Doğanın içinde her şeyi sıfırlayarak dönüyoruz İstanbul’a.
Formunu Etiler Hillside’a giderek koruduğunu söyleyen ev sahibi, Levendoğlu’nun hayatına girmesiyle ister istemez daha sık yemek yemeye başladığını da itiraf ediyor. “Sarp iki saatte bir acıkır. Ben de ona ayak uydurmak için çoğu zaman eşlik ediyorum. Bu durumdan biraz şikayetçiyim aslında,” diye gülerek anlatıyor. Zaten aşk da 2,5 sene önce Kürşad Başar’ın sunduğu yemek masasında geçen bir TV programında başlamış. Birgören ve Levendoğlu yakında bu masal evinde, birlikte kurmayı planladıkları yaşamda uzun ve mutlu bir yolculuğa çıkacaklar.
Bebek’te yemyeşil bir korunun bitişiğinde küçük bir evin önünde duruyoruz. Dışarıdan bakıldığında Lego evleri hatırlatan bir yer burası. Bizi kapıda sıcak gülümsemesiyle oyuncu Begüm Birgören karşılıyor. O sırada tam da çiçeklerini sulamakta… “Hepsini ellerimle diktim. Harika gözüküyorlar değil mi?” diyerek bizi hemen içeri buyur ediyor.
Kapıdan girdiğimiz anda ise kendimizi yeşillikler arasında Boğaz’ı gören renkli döşenmiş bir salonda buluyoruz. “Buraya 1,5 sene önce taşındım. İlk halini bilseniz şimdi gözlerinize inanamazdınız,” diyerek konuşmaya başlıyor.
Üç kattan oluşan 120 m2’lik evin her noktasında Birgören’in büyük emeği var. “Bu eve ne bir mimar ne de dekoratör girdi. Her ayrıntısı ile Sarp ve ben ilgilendik,” diyor. Bahsettiği kişi, birkaç ay sonra evleneceği oyuncu Sarp Levendoğlu. “Ben daha önce Cihangir’de oturuyordum, Sarp da Bebek’te. Burayı emlakçı bize gösterdiğinde ikimizin de içi ısınmıştı. Manzarası, bahçesi olması bizim için çok önemliydi. Çünkü gördüğünüz kedimizin yanı sıra şu anda eğitimde olan iki kurt köpeğimiz de bizimle burada yaşacaktı,” diye anlatmayı sürdürüyor Birgören. O konuşurken evin sevimli kedisi Jedi da şaşkın şaşkın etrafı süzüyor.
Bir yamacın üzerinde konumlanan ev, içine girildiğinde bambaşka bir atmosfer sunuyor. Meğer iki cephesinden farklı gözüken bir konumu varmış buranın. Arazideki kottan dolayı bina, ana girişten tek, bahçeden üç kat gözüküyor. Aşağıda yatak odası, en üstte ise bir çatı katı var. Burası şimdilik Sarp Levendoğlu’nun Playstation odası. Ama ileride bebek odası yapmayı planladıklarından bahsediyor Birgören. “Eve ilk taşındığımda çok harabeydi. İçindeki gereksiz duvarları yıkıp, merdivenin yerini değiştirdik. Banyolar baştan yapıldı. Kapılar yok edilip, zemin tamamen ahşap kaplandı. Tadilat üç ay sürdü. Aslında başımıza tahminimden büyük işler çıktı. Ama sonuca değdi,” diye mutlulukla anlatıyor Birgören. En son Fox’ta oynadığı Ömre Bedel dizinin bitmesiyle neyse ki bir çok ayrıntıyla yakından ilgilenebilmiş evinde. “Dizi çekimleri o kadar yoğun geçer ki… Ev dekore etme işlerine vakit ayırmak öyle kolay olmaz. Setten eve zaten yorgun argın gelmişsinizdir.