Bu sezon politik drama Sürmanşet’te canlandırdığı Yeşim karakteriyle hem göz doldurdu hem de korkuttu (!) Dolunay Soysert. Zira hırslı, kötü denebilecek bir karakter Yeşim. Kapalı gişe oynayan bu başarılı oyunun turne hazırlığına çıkma telaşındayken, nihayet evinde yakalamayı başarabildik onu. Kolunda ‘bileziğim’ dediği İran kedisi Haşmet’le bizi evinin kapısında karşılıyor.
Eşiyle buraya taşınmalarının üzerinden üç yıl geçmiş. Ulus’taki siteyi gördüklerinde akıllarına Çeşme gelmiş. “Sayfiye gibi bir yerle karşılaşmıştık. Bir arkadaşımız da burada oturuyordu. ‘Gelin görün,’ dedi. Tam bir harabeydi evin içi. ‘Adam olur,’ demiştim içimden o gün. Düğün telaşı sırasında çok hızlı taşındık. Ama kimseye tavsiye etmiyorum böyle bir durumda ev dekore etmelerini. İnanın çok yanlış seçimler yapabilirsiniz benim gibi,” diye heyecanla anlatmaya devam ediyor Soysert.
Üç katlı kutu gibi küçük bu evin her katı 40 m2’den oluşuyor. Yap-boz gibi sık sık dekorasyonunu değiştiriyor evinin Soysert. Tıpkı çok sevdiği sahne dekorları gibi… Bunu kendi değişken yapısına ve bir şeyden çabuk sıkılmasına bağlıyor. Bu ev onlara şimdilik yetiyor. Hatta kedi Haşmet’in bile odası var üst katta. Girişte açık mutfak, kare bir salon, ikinci katta kedi odası, yanında bir soyunma bölümü, banyo ve çiftin yatak odası var.
En üst katta ise küçük bir terasa açılan çalışma odası olarak düşünülmüş bölüm yer alıyor. “Yalnız mutfağının biraz büyük olmasını isterdim. Balkonda yazın arkadaşlarla barbekü keyfi yaparız. O zaman dışarı çıkmamıza gerek kalmıyor,” diye belirtiyor Soysert. Zaten rol aldığı Benim Annem Bir Melek’in seti veya oyun provası yoksa çok geç kalkıyor ertesi sabah. Eşi Sinan sabaha kadar senaryo yazarken o da eşlik ediyor ona.
Evin dekorasyonunu mimar Murat Güllü’ye yaptırmış Soysert. Nişantaşı’ndan Ulus’a geçtiklerini anlatırken önceki ev sahiplerinin onu hep sevdiğini söylüyor. “Arkamda oturulası evler bıraktım çünkü,” diye de ekliyor. “Burayı ilkin bembeyaza boyatmak istedim. Ama büyük bir hataymış. Ben her şeyi deneme
yanılma yöntemiyle öğrenenlerdenim zaten,” diye gülerek anlatıyor.
“Eşim eşyaların sık değişmesinden pek memnun olmasa da ses çıkarmıyor artık,” diyor.
Haşmet bir an olsun yanından ayrılmıyor o konuşarak evde gezinirken. “Başlarda Sinan’ı çok kıskandı. Yeni yeni kabullenmeye başladı,” diyor.
Haşmet sanki onun turneye çıkacağını hissetmiş gibi sahibiyle geçirdiği her anın kıymetini biliyor gibi davranıyor. Soysert elinde kaşık, “Bak, zaten özleyeceksin beni, hadi at ağzına şunu,” derken bu işin şakasına bile dayanamadığını kızgın bir şekilde ama sevimli bir yüz ifadesiyle belli ediyor hemen Haşmetcik.