Ece Erken, Polat Tower’ın 29. katındaki bu dairesine taşınalı henüz iki ay olmuş. “Burası benim kalem. Keyfini de maalesef daha süremedim. Şöyle ayaklarımı uzatıp yakın kız arkadaşlarımı yemeğe davet edeceğim günü iple çekiyorum. Devamlı tadilat vardı evin içinde. Her şey rayına yeni oturdu,” diye anlatmaya başlıyor o ekranlardan tanıdığımız enerjik ve coşkulu ses tonuyla. Altında jean şort, üzerinde rahat görünümlü güzel bir tişört var. “Ben, şıklıktan çok, rahatlık veren kıyafet ararım. Bu dekorasyonda da böyledir. Rahat kanepe, rahat iskemleler isterim evimde…
Ama azıcık şatafata da hayır diyemem. O yüzden burası tam beni yansıtıyor,” diye keyifle anlatmayı sürdürüyor Erken. Televizyona ilk Nilgün dizisi ile adım atmış. Ardından Klip 98, Passaparola ve Mavi Şeker gibi hep uzun soluklu programlar sunmuş. Lise Defteri ile Aşk ve Gurur da başrolde oynadığı dizilerden. Şu sıralar Fox’ta hafta sonları Aç Aç Kazan adlı eğlence yarışma programı yapıyor. “İşimi çok seviyorum. Özellikle canlı yayın yapmak hoşuma gidiyor. Her şey bir an önce olup bitiyor çünkü. Tez canlıyım. Ev dekore edilirken de öyleydim zaten,” diyor Erken.
60 m²lik bir oda, salon, açık mutfak ve banyodan oluşan dairenin dekorasyonunu yakın arkadaşı mimar Sinan Erül’e yaptırmış. “Beni iyi tanıyor ve ne istediğimi biliyordu. Açıkçası fazla karıştığımı söyleyemem ona,” diye anlatıyor Erken. Eskiden ev dekorasyonuna meraklı olmadığını ama bu evle konuya yeni yeni ısınmaya başladığını anlatıyor. “İnsan tek başına yaşamaya başlayınca kendini daha iyi tanıyor ve ne istediğini daha iyi biliyor galiba. Yalnız yaşama duygusu ve kararları tek başına alıyor olmak çok hoşuma gidiyor açıkçası. Ama bu durum beni bazen korkutmuyor da değil,” diye anlatıyor muzip bir ifadeyle.
Polat Tower’ı bulma hikayesi yıllar öncesine dayanıyor. “Burası henüz yapım aşamasındayken mal sahibi Adnan Polat bana, ‘Buradan bir daire al, yatırım olsun,’ demişti. 12 yıl önce 10. katta o zaman oynadığım diziden gelen parayla bir daire satın almıştım. Bir süre de içinde yaşadım. Sonra satıp yine buradan bir daire almak istedim. Buranın güven veren hissi hoşuma gidiyordu çünkü. Geçenlerde 24 saat hizmet veren yemek servisini keşfettim. Bazen konforlu bir oteldeymişim duygusu yaşatıyor burası bana. Ayrıca küçük ev sevdiğime karar verdim sonunda. Tek sıkıntım ekstra bir oda ve jakuzi eksiği sadece. Kıyafetleri yerleştirmek problem oluyor. Yatak odasında dolap görmeyi sevmiyorum. Sanki oda üstüme üstüme geliyor,” diye anlatmaya devam ediyor Erken ve, “Neyse ki Sinan bu konuya olan hassasiyetimi bildiği için evde ona göre çok doğru çözümler buldu,” diyor.
Gözü yormayan bir dekorasyon ve renk dengesi göze çarpıyor Ece Erken’in evinde. “Antika parça merakım olmadı, olmayacak. Evimde her şey modern olsun isterim,” diye hızlı hızlı konuşmayı sürdürüyor Erken. Stüdyo dairenin yüksek tavanları ile salon ve mutfağı ayıran üst duvara yerleştirilen ayna, mekanı olduğundan büyük göstermeye yetmiş. “Anjelique’in aynaları gibi,” diyor gülerek Erken. Orası akşamları gitmekten en keyif aldığı mekanlardan biri. Evdeki mobilyaların çoğu mimarı tarafından çizilerek Milano Mobilya’ya yaptırılmış. Aksesuar alışverişlerinde ise tercihi MudoConcept, Cumba, Mis En Demeure ve Habitat. “Fazla aksesuar sevmiyorum. Ama aralarda ışıltılı objeler veya bir doku olsun isterim. Örneğin gümüş tepsiler, puf veya evin tüm duvarlarını kaplayan ekru duvar kağıdının içindeki hafif simlerde olduğu gibi,” diyor Erken.
Yatak odasının önünde yer alan seperasyon ise belki de evin en karakteristik özelliklerinden. Erül, Erken’in fotoğrafından bir kesiti alıp, photo-shop’layarak siyah beyaz hale getirmiş. Sonra da bunu yüzde 60 transparanlıkta cama uygulamış.
Salon ve yatak odasını ayıran uzaktan kumandalı lake ünitedeki televizyon 180 derece dönerek istendiğinde yatak odasından da izlenebiliyor. Evde DVD izlemeyi sevdiğini söyleyen Erken, film ve dizi gündemini dünyayla aynı anda yakından takip edebildiğini anlatıyor. İş çıkışı yorgunluğunu ayaklarını uzatıp keyifle film seyrederek atıyor Erken…