Melike Kapıcıoğlu’nun Mücevher Kutusu

Melié markasının yaratıcısı Melike Kapıcıoğlu, her takının kendine has bir hikayesi olması gerektiğine inananlardan. İşte tam da bu sebeple, tasarımcının mücevher kutusundaki tüm parçalar ilhamını farklı hayatlardan alıyor.

Mücevherlere olan merakınız nasıl başladı?
Mücevherler aklımı çeldiğinde çok küçüktüm ama asıl merakım sekiz yıl önce mücevher yapımı için tezgaha oturduğum yıllarda başladı. Bir mücevhere can vermenin tadına vardığımda ona tutku ile bağlandım. Zarafet, ölümsüzlük ve zamansızlık
kavramları öyle güzel birleşiyordu ki, bir şeyler anlatılmak isteniyorsa bu en güzel mücevher ile yapılabilir diye düşündüm.

Günlük hayatınızda sürekli takı takar mısınız?
Terzi kendi söküğünü dikemez misali, çok sevsem de günlük hayatımda uğruna inandığım kuğu parfüm şişesi kolyem dışında
pek bir şey takamıyorum. Hele de tezgahta çalışıyorsam ya da çizim yapıyorsam ne kadar sade olsam o kadar iyi. Onun dışında bir yere gideceksem birbiri ile takım olmayan fakat bir ahenk içinde olan mücevherleri kombinlemeyi seviyorum, vintage
mücevherleri tercih edebiliyorum.

Mücevher kutunuzun en değerli parçaları neler?
Çok sevdiğim insanlardan aldığım hediyeler benim için en değerlileri. Alt yapısı eski bir bileziğe ait olan, kendim yaptığım ilk vintage görünümlü, yılan motifl i altın ve pırlantalı cuff ’ım ve söke ağacının yaprağını anımsatan yüzüğüm en sevdiğim
parçalar arasında yer alıyor.

Stilinize en uygun parçalar nasıldır?
Uzun küpeler, ince yüzükler, birbiri ile kombinlenen eklem yüzükleri, uzun zincirli kolyeler ve cuff ’lar favorilerim. Tabii
mücevher seçimi yaparken vücuduma en uygun olanlara yöneliyorum. Çok beğensem bile bana yakışmayacak mücevherleri tercih etmiyorum.

Bir mücevherde nelere dikkat edersiniz?
Bende uyandırdığı duygular çok önemli. Bir mücevheri beğenmek ilk görüşte aşk gibidir. O an vurulur ve hayal kurmaya
başlarsınız. Kombinleyeceğiniz kıyafetten, onu ileride çocuklarınıza bırakma düşüncesine kadar her şey gözünüzün
önünden geçer. İlk görüşte aşık olduğum bir mücevher, işçiliği, taşları ve hikayesi ile büyüsüne büyü katar.

Hangi mücevher markalarını ve tasarımcılarını takip ediyorsunuz?
En çok René Lalique’in mücevherleri beni etkiler. Bvlgari ve Van Cleef ‘i çok severim, çağdaş mücevherde Shaun Leane’i. Türk
tasarımcılarından ise Aida Bergsen’i beğeniyorum.

Mücevher stilini beğendiğiniz ünlüler kimler?
Benim için önemli olan, mücevher seçimlerinin bireyin kişiliği, tarzı ve duruşu ile uyum içinde olması. Cate Blanchett, Gwyneth Paltrow, Rachel Weisz, Kate Middleton ve Lily Safra bunu gerçekleştiren isimlerden.

Saatlere ilginiz var mı?
Saatler de tıpkı mücevherler gibi vazgeçilmezlerim arasında. Çok büyük olmayan zarif saatleri seviyorum. Öncelikli tercihim  esinlikle Bulgari. 

Bir mücevher kutusunun olmazsa olmazları neler?
Kişiye özel tasarlanmış bir çift tektaş pırlanta küpe ile yüzük, vintage tarzda elmas bir parça, özel öyküsü olan aile yadigarı mücevherler ve uzunlu kısalı zincirler her zaman bir kadının mücevher kutusunun olmazsa olmazları arasında. 

Peki, Melié markası nasıl doğdu?
Melié, kadını çok iyi yansıtan bir marka. Durum böyle olunca, biz kadınlar gibi hazırlanması, görücüye çıkması biraz zaman  aldı. Her şey özenle, kişiliğine uygun seçildi. İçlerine sevdiğiniz bir kokuyu koyabildiğiniz parfüm şişesi kolyeler, sevdiklerinizin fotoğrafl arını hep boynunuzda taşıyabilmeniz için özel olarak tasarlanmış çerçeve kolyeler, sevgi sözcüklerinin yazılıp koyulabileceği mektup kolyeler markanın aşka dair ürünlerinden sadece bazıları. Ben uzun uzun yurt dışındaki ve İstanbul’daki antika pazarlarını gezmeye ve özel parçaları koleksiyonuma katmaya bayılırım.

Melié’nin tarzını nasıl tanımlarsınız?
Melié’nin tasarımları, öyküsü olan, anlattıkça insanı içine çekip masalsı bir yolculuğa davet eden tasarımlar. Ben Melié’yi aşkı kucaklayan bir mücevher markası olarak görüyorum.

Son koleksiyonunuzu oluştururken nelerden ilham aldınız?
Son koleksiyonum Gradiva, Wilhem Jensen’in Gradiva adlı romanından esinlenerek ortaya çıktı. Romanda aşkın peşinden giden ve hayal ile gerçek arasındaki aşkını kovalayan genç arkeoloğun öyküsünü anlatılır. Ben ciddi bir kitap kurduyum. Eski bir kitapta okuduğum bir aşk hikayesi veya bir antika pazarından bulduğum eşsiz bir saç aksesuarı dahi ilham kaynağım olabiliyor.

İlgili Makaleler