Dördüncü albümü Aşklayalım ile şu sıralar gündemde olan şarkıcı Meyra’yı Beykoz Konakları’ndaki evinde ziyaret ettik. “Yoğun geçen tanıtım döneminde en güzel kafa dinlediğim yer hep evim oldu,” diye söze başlayan sanatçı ile reklamcı eşi Mehmet Ali Ilıcak buraya taşınma kararını beş yıl önce almışlar. “Evi ilk gördüğümde, “Tam aradığım yer. Çok da güzel bir enerjisi var,” dediğimi hatırlıyorum. Daha önce şehrin ortasında plaza yaşamımız vardı,” diye konuşmayı sürdürüyor Meyra.
Albüme adını veren şarkısı Aşklayalım da herkesin dilinde son günlerde. “Söz ve müziği Şehrazat’a ait olan şarkı, aşkı doya doya yaşamayı arzulayan, aşık ve cesur bir kadının gönlünden dökülen, dinamik bir şarkı,” diyor ve “Tam aklımdan geçiyordun ki, o anda telefonum çaldı, kalp kalbe karşıymış meğer, elim ayağıma dolandı,” diyerek ilk dörtlüğü mırıldanıyor hemen bize Meyra. Bu tanımlama bir aşk kadını olarak ona da uyuyor. (Uymayanların yüzüne aşkın eksikliğini soğuk su gibi vuran cinsten bir şarkı bu.) “Evim de tıpkı seslendirdiğim şarkılarım gibi iç dünyamı yansıtsın istedim,” diye anlatan Meyra’nın modern ve klasik tarzı harmanlandığı evinde her ince ayrıntıya çok özen gösterdiği hemen belli oluyor. Eşi dekorasyon işini tamamen ona bırakmış. “Ama kayınvalidem Nazlı Ilıcak’tan çok fikir ve yardım almıştım,” diye neşeli bir ifadeyle anlatıyor ev sahibesi.
İkisi, aydınlık ve ferah olan bu evi dekore ederken, Çukurcuma ve Horhor’daki antikacıları epey arşınlamışlar. 250 m²’lik üç katlı villanın en üstünde iki oda ile bir banyo, girişte ebeveyn, çalışma odası ve iki banyo yer alıyor. Bahçe katında ise salon, mutfak ve içinde banyosu olan bir televizyon odası daha var. Şampanya rengi duvarlara, özel yaptırdığı krem şönil kumaşla kaplı iki rahat kanepe eşlik ediyor. “Otururken elim değdiğinde yumuşak doku hissetmeliyim. Baz olarak düz krem rengi oturma grubuna pembe, mavi tonlarında yastıklar, örtüler ve aksesuarlar eklemek istedim,” diye anlatan Meyra yakın arkadaşı modacı Enci Velidedeoğlu’nun ona hediye ettiği pembe örtüyü de en çok vakit geçirdiğini söylediği kanepesinin üzerine sermiş. Önünde duran eski ahşap bir kapı, bacak ve çerçeve ilave edilerek sehpa halini almış. Üzerine de gümüş, porselen sevdiği aksesuarları ve sanat kitaplarını yerleştirmiş. “Gümüş merakı olan biri değilim ama arada kattığı ışıltı da hoşuma gitmiyor değil. Gümüşü farklı şekillerde kullanmayı seviyorum.
Örneğin yan sehpa haline getirdiğim bu tepside olduğu gibi,” diyerek kanepesinin yanını işaret ediyor. Kendi tasarımı olan pirinç gövdeli aydınlatma da buraya güzel bir renk katıyor. “Bunu elimle çizip uygulattım. Üzerindeki fanusları da tek tek farklı mağazalardan bulup satın almıştım,” diyor Meyra. Konu dekorasyondan güzellik sırlarına gelince, “Kaliteli bir uyku cildin en iyi şarjıdır,” diyor. Kendisi sabah erken kalkamamaktan şikayetçi. “Altıda kalkanlara hep özenmişimdir. Günü en verimli kullananlar bence onlar,” diyor gülerek.