Okul, Lise Defteri, Nefes Nefese ve üç buçuk yıl süren Selena’dan hatırlayacağınız genç oyuncu Sinem Kobal şu sıralar sinemalarda gösterilen, yönetmenliğini Ketche’nin yaptığı Romantik Komedi filminde Didem adında deli dolu bir genç kadını canlandırıyor. Mutfağında filmle ilgili konuşurken, bir yandan da çok sevdiği sebzeleri fırına veriyor Kobal. “Metropolde yaşayan kadın ve erkekler üzerine eğlenceli ve samimi bir film. Daha önce bu tür filmleri hep Batılıların gözünden izledik. Ama bu film bizi bize anlatıyor,” diyor. Onun için filmin başka bir önemi daha var. Bu da Kobal’ın artık hayat verdiği çocuk karakterlerden sıyrılıp genç bir kadını canlandırıyor olması. “Farklı bir Sinem ile karşılaşacaksınız,” diyor. Haksız da sayılmaz! Dadı dizisinde evin büyük kızı olarak hafızalara kazındığı gün dün gibi aklımıza geliyor. “Ama 10 sene geçti üzerinden. Benim televizyonda ilk uzun süreli dizi tecrübemdi o,” diyor o günleri hatırlayarak.
Geçtiğimiz yıla kadar ailesiyle birlikte yaşayan Kobal, bir sene önce 60 m2’lik bu stüdyo daireye taşınmaya karar veriyor. “Bir arkadaşım buradan yatırım yapmamın doğru olacağını söyledi, ben de onu dinledim. Başta burada yaşamak gibi bir niyetim yoktu. Aile hayatından gayet memnundum çünkü,” diyor Kobal. Bir oda, banyo ve oturma alanına açılan bir mutfaktan oluşan bu kutu gibi daire onun gizli sığınağı olmuş şimdi. “Daireyi sevince yavaş yavaş eşyalarımı getirmeye başladığımı fark ettim. Bir baktım ki burada yaşamaya başlamışım,” diye anlatıyor Kobal. Gerçi aile evinde hâlâ çok vakit geçiriyor. Ama iş dinlenme veya çalışma olursa buraya kapanmayı tercih ettiğini söylüyor.
“Burası gün geçtikçe sevdiğim bir yer oldu. Bana huzur veren ilk kendi alanım. Annem sağ olsun her gün gelir. Onlar Anadolu Yakası’nda oturduğu için ben ailemden uzak yerde oturmayı aklıma hiç getirmedim açıkçası. Çünkü bana göre Avrupa Yakası iş ve kaos demek,” diyor Kobal.
Oyuncu, arkadaşlarını yemeğe çağırmayı çok seviyor. “Ev küçük ama yine de kimsenin kuyruğu kimseye değmez burada. Yemek konusunda fena sayılmadığımı söyler kızlar. Genelde yemekleri bana yaptırmak isterler. Balık ve makarnalar konusunda iyi olduğumu söyleyebilirim,” diye anlatıyor.
Ama setten geç ve yorgun dönmüşse kendine hemen ton balıklı bir salata veya köfte, patates yapıyor. Fırına atılan dondurulmuş sebzeler onun hayatını kurtarıyor şu sıralar. Setteyken golden elma elinden hiç düşmüyormuş. “Çekimler uzayacak gibi olursa meyve sepetim gelir yanıma,” diyor Kobal.
Ev dekorasyonunda modern bir çizgiyi sevdiğini söyleyen oyuncu, oturma bölümüne Modoko’dan süet bir L kanepe ve buna uyan ahşap sehpa ve televizyon ünitesi yerleştirmiş. “Bir kerede alışverişe çıkıp evin eksikliklerini gidermeyi sevmiyorum hiç. Yaşadıkça ve yalnız yaşama alışkanlıklarımı keşfettikçe eşya alırım. Gereksiz şeyleri tutmaya izin vermiyor bu tarz evler. O yüzden ihtiyacınız olanı koyabiliyorsunuz sadece,” diyor genç oyuncu.