“Mücevherlerin içinde büyüdüm,” diyen Edwina Sponza, vintage takıların büyüsü olduğuna inanıyor ve, “Eski olan her şeye bayılıyorum,” diyor. ‘Cool’ stiliyle dikkat çeken Sponza, zamanla nasıl iyi bir mücevher gözüne sahip olduğunu ve antika parçaları nasıl kombinlediğini içtenlikle anlatıyor
“İnci kolye anneannemin hediyesi. Ona da kendi ailesinden yadigar kalmış. Ben de inşallah ilk kız torunuma hediye edeceğim.”
“Takılarımı düğünümde çok sevdiğim biri tarafından hediye edilen bu antika gümüş mücevher kutusunda saklıyorum.”
“Ailemden dolayı mücevherlerin içinde büyüdüm diyebilirim. Sade bir tip olsam da üzerimde her zaman minik bir takı vardır.”
Mücevherlerle aranız nasıldır?
“Mücevherden anlarım,” dersem abartmış olmam. Sonuçta aile mesleğimiz bu. (Sponza Kuyumculuk, Sponza’nın dedesi tarafından İzmir’de kurulmuş.) Teknik anlamda bir katkım yok ama ben de zaman zaman aileme fikir veriyorum. Seyahatlerimde ilham aldığım parçaları onlarla paylaşıyorum ve bazen birlikte yeni modeller üretiyoruz. Zamanla iyi bir gözüm oluştu.
Ne tarz mücevherler size cezbediyor?
Vintage ve art-deco parçalara bayılıyorum. Vintage takıların hikayeleri olduğuna inanıyorum ve bu hoşuma gidiyor. Bir de sanki eski zamanlarda tasarlanan parçalar daha romantik ve ince detaylara sahiplerdi. Fazla karışık mücevherleri sevmem klasik olanlar her zaman için daha iyidir.
Özel gecelerde mücevher seçiminizi nelerden yana yaparsınız?
Pırlanta tercih ederim. Renkli taşlarla aram yoktur. Genellikle ağır bir parça seçerim ama her şeyi birlikte kullanmam. En fazla küpe ve bilezik takarım. Gece ya da gündüz farketmez, küpe kullanmayı her zaman çok seviyorum.
Mücevherlerle ilgili kitaplar okuyor musunuz?
Her zaman. Sık sık Elizabeth Taylor’ın kitabına göz atarım. Renkli parçalar görmek istediğimde ise ilk elime aldığım Bulgari’nin kitabı olur.
Saatlerle aranız nasıldır?
Saat merakım eskiden daha çoktu. Şimdi neredeyse hiç saat takmıyorum. Sevdiğim çelik bir Rolex’im var. Zaman zaman günlük olarak onu kullanıyorum. Gece davetlerinde ise saat takmam. Bizim ailede adettir; düğün ve davet gibi ortamlarda saat pek kullanılmaz.
Mücevherde sevdiğiniz markalar neler?
Bu aralar en çok Midnight Express’ten aldığım Selim Mouzannar ve Lina Fanourakis tasarımı takılarımı kullanıyorum. Bu yaz, Gem Palace’tan ve Figaros’tan da çok takı aldım. Cartier, Boucheron, Bulgari ve Van Cleef&Arpels da favori markalarımdan.
Her kadının mücevher kutusunda olması gerektiğini düşündüğünüz parça hangisi?
Zamansız ve klasik olduğu için inci kolye. Bence nesilden nesile geçebilecek oldukça değerli bir parça.
Güzel mücevher taşıdığını düşündüğünüz isimler kimler?
Ezgi İçel, Fatoş Yalın, Şennur Çiftçi, Lian Kebudi, Aylin Benardete ve Aslı Bayraktaroğlu.
Yurt dışı seyahatleriniz de mutlaka uğradığınız mücevher dükkanları var mı?
New York 47. Cadde tarafındaki antika mücevhercileri gezmeyi seviyorum. Alexis Bittar’ın ve Marina B’nin koleksiyonlarını da her zaman takip ederim.
“Yüzüklerimi Urart’tan sevdiğim bir arkadaşımın hediye ettiği kutuda saklıyorum. İçindeki tüm yüzükler Selim Mouzannar’dan.”
“Takılarda etnik detayları çok seviyorum. Bu küpeleri ve bilezikleri sık sık kullanıyorum.”
“Aslında yılan motifi pek sevmem ama Bulgari’nin bu Serpenti bilezikleri tam bir klasik. Çok feminen ve zarif görünüyorlar.”
“Vintage Lanvin bilekliğin tasarımına bayılıyorum.”
“Safir ve zümrüt taşlı bu Sponza bilezikleri, kuzenim ve eşiyle birlikte ben tasarladım. Üst üste takınca daha modern dursunlar diye özellikle kalın olmalarını istedim.”
“Boucheron’un bu sallantılı küpelerinin tasarımını çok beğeniyorum. Kendime hediye almıştım.”
“Boucheron’un kirpi formlu yüzüğü bir doğum günü hediyemdi. Bence çok şirin bir model.”
“Boucheron’un Serpent Bohéme bileziği favorim. Vintage modelin yeniden tasarlanmış hali.”