Stil & Erkek: Aras Bulut İynemli

Aras Bulut İynemli’yi kime benzetiyorum diye düşünüyordum karşılaştığımız andan beri, sonunda çıkarttım, geçtiğimiz yıllarda Kurt Cobain’i de canlandırmışlığı olan ama aslen hepimizin Dawson’s Creek ile tanıdığı Michael Pitt! Bir ayağımız Karadeniz’in sularında diğeri de kumlarda olduğu sırada Aras’ın da onayını alıyorum konuyla ilgili. Gerçi Aras’ın yüzü de vücudu da Pitt’inkinden çok daha oturmuş hatlara sahip gencecik yaşına rağmen. Çekimimiz stüdyoda kapak çekimiyle başlıyor. Aras ise zaten stüdyoya adımını attığı andan itibaren sıcak kanlılığı ve enerjisiyle hepimizi hakimiyeti altına alıyor. Kısırkaya Yolu boyunca sohbet gittikçe koyulaşıyor, kahkahalarımız dinmiyor. yazın sonunda gelmiş olduğuna ikna eden güzel hava ve doğa harikası mekanımız ise keyfimizi sonsuz kılıyor…

Tiyatro merakı okul yıllarınızda başlamış, yeniden girecek mi hayatınıza?
Lise zamanı, Töre adlı oyunu çıkarmıştık. Yönetmenimiz ve oyuncu koçumuz ağabeyim Orçun İynemli ve Nihat Alptekin’di. O oyunun çok acayip, çok farklı ve çok heyecanlı bir etkisi olmuştu üzerimde. Çocukluktan beri aileden gelen bir oyunculuk durumundan belki de; ilk defa kendimi sahnede bu kadar iyi hissetmiş ve sevmiştim. Profesyonel olarak tabii ki tiyatro yapmak istiyorum. Fikir olarak değil belki ama disiplin olarak ayrı olduğunu düşünüyorum tiyatro ve kamera önünün. Henüz ikisini birden yapacak tecrübede olduğumu düşünmüyorum. Eğer ki tiyatroda yer alacaksam, sadece ona yoğunlaşmayı ve onu öğrenmeyi istiyorum.  

Artık kendi evinizde yaşıyorsunuz, anne babanızın evinden hangi alışkanlıkları beraberinizde getirdiniz, neleri değiştirdiniz?
Ben çalışma ortamımın çok düzenli olmasına özen gösteririm. Yani senaryomu aradığımda nerede olduğunu bilmeliyim. Annemden evi düzenli tutmayı öğrendim. Bekar bir erkek için zor oluyor ama, elimden geldiğince yapmaya çalışıyorum (gülüyor).

Sette boş anlarınızda ne yapıyorsunuz, nasıl eğleniyorsunuz aranızda? 

Arkadaşlarım ile dışarı çıkıp yemek yiyoruz, sohbet ediyoruz. Enerjimiz çok yüksek olduğunda da komik videolar çekiyoruz aramızda. Ben bazen 10-15 dakikalık kısa spor antrenmanları yapıyorum. Bu da beni çok eğlendiriyor.


Selfie konusundaki ustalığınızı bugün bize de kanıtladınız, Instagram’ı seviyorsunuz gibi görünüyor… 

Instagram’ı seviyorum. Çektiğim fotoğraflarla hem o anı ölümsüzleştiriyorum hem de bir anı olarak paylaşmak hoşuma gidiyor. Takipçilerim selfie’lerimi beğeniyorlar. Hatta aramızda bir espiridir; selfie çekilecekse beni çağırırlar. Selfie boy diyorlar bana hatta (gülüyor). 

İstanbul’un en çok hangi halini seviyorsunuz, neresinde ne yapmayı?

Ben İstanbul’un gerçekten her mevsimini seviyorum. Ama yaz akşamlarını ayrı bir seviyorum. Semt olarak Beşiktaş’ın benim için her zaman ayrı bir yeri vardır çünkü lise yıllarımdan beri orada büyüdüm.

Beşiktaş demişken, Çarşı aşkınızdan da bahsedelim mi?
Beşiktaş benim için çok değerlidir ve evet Çarşı ruhu diye bir şey vardır, bu ruhtur zaten ve bedene indirgenemez. Herkese anlatamayabilirim, fikirlerine, değerlerine, sahip çıkmalarına, adalet ve vicdan duygularına her zaman çok saygı duymuşumdur Çarşı Grubu’nun. Duyduğum kadarıyla başka takım taraftarları da bu duruma saygı gösteriyorlar.

Kursa gittiğinizi söylemişsiniz, dans merakınız devam ediyor mu?
Öyle Bir Geçer Zaman Ki sürecinde bir ara gitmiştim. Rolün sahnedeki duruşunu süslemek için. Sonra set yoğunlaştığı için gidememeye başladım. Ama ben dans etmeyi çok seviyorum. Önümüzdeki günlerde niye olmasın (gülüyor).  

Spor merakı hayatınızda önemli yer kaplıyor, vücudunuz için neler yaptığınızdan bahseder misiniz?
Spor hocam Erkan zaten sevdiğim bir şeyi bana daha da sevdirdi. Nasıl ifade edeceğimi bimiyorum ama sadece güzel bir vücudum olsun diye yapmıyorum sporu, yapmayı seviyorum, artık alışkanlık haline geldi ve beni çok mutlu ediyor.

Kadınlarla büyüdüğünüz için onları daha iyi anladığınızı söylüyorsunuz, neler paylaşırsınız en çok hayatınızda bu en yakın hissettiğiniz iki kadın olan anne ve ablanızla?
Benim için çok önemli bir şey var; ben anneme hiç yalan söylemedim ve söylemiyorum. Bu toz pembe bir yalan olsa dahi. Bu hissiyat benim vicdan sağlığımı değiştiriyor. Her şeyimi bütün açıklığıyla paylaşabileceğim birilerinin olması güvende hissettiriyor.

Bir kadında ilk dikkatinizi çeken özellik ne oluyor?
Samimiyet.

Maral’daki rolünüzden bahsedelim mi, ne kadarı Aras ne kadarı Sarp?
Tabii ki her rolümde Aras’tan parçalar var. Ama ben Sarp kadar özgüvenli bir adam değilim. Sarp babasız büyüdüğü için bir yanı kırgın ve hüzünlü biri. Annesine çok düşkün ve ona sahip çıkmak için güçlü olması gerektiğine inanmış, kendini öyle yetiştirmiş. Biz Sarp’ı tanıdığımızda babasının kim olduğunu öğrenmiş ve ondan intikam almaya yemin etmiş biri. Ama Maral’a aşık olunca tüm planları tepetaklak oluyor. Sarp’ın aşkın karşısındaki naifliğini ve fedakarlığını da bu noktada görmeye başlıyoruz.

Çikolata kurslarına devam ediyor musunuz?
Setten önce çikolata kursu aldım. Ama sete başladıktan sonra pek gidemedim. Hatta Burak Hocam da ne yoğun bir işmiş arkadaş diye serzenişte bulunuyor bana (gülüyor).

Tatlı dışında neler pişiriyorsunuz peki, en sevdiğiniz yemekler hangileri?
Yemek konusunda iddialı değilim. Annem ve ablam; yediğim önümde yemediğim arkamda şeklinde büyüttükleri için beni, mutfağa pek girmişliğim yoktur. Ama bu işle birlikte, mutfağı çok sevdim. Evimde de mutfağım en sevdiğim yerlerden biri. Ayıptır söylemesi et yemeği çok severim. Ayrıca annemin pilavı ve yaprak sarması da parmak ısıttırır.

Yaşını başını almış bir adam olduğunuzda kendinizi nerede görmek istiyorsunuz?
Kendimi şurada görmek istiyorum diye net bir şey söyleyemem ama gurur duyabileceğim, kendimi geliştirebileceğim projelerde yer almak istiyorum. Her projeden yeni bir şey öğrensem yeter bana.

Oyunculuğunuzu geliştirmek için ders almaya devam ediyor musunuz?
Bu işe başlamadan önce Çetin Sarıkartal ile çalıştık. Bundan sonra da ders almaya devam edeceğim, çünkü kendini geliştirmenin sonu olmadığını düşünüyorum.

Aklınızı en çok kurcalayan şey nedir bu hayatta, nelere takılırsınız en fazla?
Her şeye tutulurum ben. Hatta arkadaş ortamında dalgası olur, “Buna da mı tutuldun Aras?” derler. Ben insanların hakkının yenmesine takılırım en çok. Kimsenin kalbini kırmamaya özen gösteririm. Çünkü insanları seviyorum ve saygı duyuyorum.

Keşke ben oynasaydım dediğiniz bir rol var mı?
“Ben acaba oynayabilir miyim?” dediğim roller vardır, ama söylemeyeceğim (gülüyor).

İlgili Makaleler