Televizyonda Merhamet dizisinin Fırat’ı olarak izlediğimiz İbrahim Çelikkol (31), yeni sezonda beyaz perdede bir boksorü canlandıracağı sürpriz filmiyle de isminden sıkça söz ettirecek. Yakışıklığıyla dikkat çeken başarılı oyuncu, genç yaşına rağmen kısa vadede attığı dev adımlarla oyunculuğunda olgunluk çağına yaklaşıyor
Oyunculukta geldiğiniz bu noktayı planlamış mıydınız?
Oyunculukta başladığım nokta, plansız bir noktaydı, bilmeden girdiğim bir işti. Oyunculuk hakkında ‘gelişim nedir?’ onu bilmeden başlayan bir süreç ve ilerleyen zamanlarda hayatın içinden, yaşanmışlıklardan bedenime giydirdiğim birçok şeyi görerek kendimi geliştirmeye başladım. Bu gelişim sürecinde bana destek veren üstad diyebileceğim insanlar oldu. Onlardan bilgi almak, onların kendi hayat serüveninden faydalanmak tüm bunlar benim oyunculuğuma hep olumlu şekilde geri döndü. Baktığınızda ben konservatuar mezunu değilim ya da geçmişte tiyatrodan beslenen bir insan değilim ama tiyatroyu da çok seven ve öğrenmeye açık bir insanım.
Bu gelişim sürecinde size neler iyi geldi?
Ailem, arkadaşlarım ve köpeklerimle vakit geçirmek, spor (özellikle de) board yapmak, doğayla iç içe olmak ve hayattan aldığım enerji. Bunlar gerçek anlamda beni yeniliyor. Ben yenilendikçe de bu benim işime yansıyor; 24 saat çalışsam bile enerjimi kaybetmeden devam edebiliyorum.
Oyunculuk serüveninize devam etmekle ilgili neler düşünüyorsunuz?
Oynadığım her karaktere bir şeyler katmak zorunda olduğumu hissediyorum. İyi bir oyuncu, iyi bir kariyer sahibi olmak ve bunları yaparken de gerçekten çok dikkatli adımlar atmak istiyorum. Bu isteklerime tezat, planlı yaşamaktansa anı yaşamayı seven bir insanım dolayısıyla gelecek hakkında çok fazla plan yapmıyorum çünkü an bana göre gerçek olandır. Doğru adımlar atmak dışında neler olacağını hesaplamak, gelecek hakkında gerçekten çok fazla fikir sahibi de olmak istemiyorum.
Yani akışına bırakıyorsunuz…
Aslında her şeyi akışına bırakmak istiyorum, sadece gelecek hakkındaki şeyleri değil.
Hep böyle miydiniz?
Evet hep böyleydim.
Çalışmadığınız anlarda da sizi ‘duran biri’ olarak hayal edemiyor insan, hiperaktif misiniz?
Sanırım bir yanım biraz tembel, bu çocukluğumdan beri böyle.” Hiperaktif miyim bilmiyorum ama kendime güveniyorum ve limitlerimi aşmayı seviyorum . O limitleri aştığım zaman bazen tehlikeli dahi olsa nelerle karşılaşacağımı merak ediyorum.
Mesela?
Fetih 1453 film çekimleri başlamadan önce ön hazırlık için ata binmeyi öğrenmem gerekiyordu. Ben atın üstüne ilk defa bindim ve bindiğim anda at hızlanmaya ve beni kaçırmaya başladı. Kaçırdıktan sonra hafif bir panik hali yaşadım ama bununla baş etmek için uğraşmak zorundaydım ve onunla baş etmeyi başardım. Orada da limitlerimi zorlamış oldum ama beni ikinci gün serbest bıraktılar ve sen ata binebilirsin dediler.
Hayatı bu kadar gelişine yaşayan bir adamın duygusallıkla arası nasıldır?
Öyle zannediyorum ki fazlasıyla duygusal bir insanım. Duygusallığımı seviyorum, duygusal olmam, kendi dünyamı yaşamamı sağlıyor.
Hızlı bir tempoda stilinizle yakından ilgilenmeye fırsatınız oluyor mu?
Modayı hiç takip etmedim, bundan sonra da takip etmeyi düşünmüyorum diyebilirim. Takip edenleri çok seviyorum ama… Yani bir şeyleri anlattıkları zaman onları dinlemeyi seviyorum ama iş uygulamaya gelince o bende bir görev gibi oluyor. Ayaklarım nereye gidiyorsa, oralara uygun tarzları uygulamayı seviyorum; klasik, spor… Çok ilgili görünmesemde vazgeçilmezlerim vardır mesela; deri ceket, basic tişört ve bir de renk kullanmayı severim.
Bir de kolyeniz vardı sanırım, röportajdan önce bununla ilgili konuşmuştuk…
(Gülüyor) Evet, yeni işimize başladık biz (Belçim Bilgin’le başrol paylaştığı yeni sinema filmi) sinema filminin çekimlerinde bu kolyeyi baştan sona taktım. Belçim’le birlikte bunun çok sohbetini yaptık; “ya bunu çıkartırsam, kesin büyü bozulur”…vb gibi. O yüzden en azından şimdilik film bitene kadar bu kolyeyi boynumdan çıkarmamak konusunda takıntılıyım.
Kadınlarla aranız nasıl?
Ben kadın dominant bir ailede büyüdüğüm için kadının yerinin, kadının duruşunun ne olduğunu bilerek, yaşayarak büyüdüm. O nedenle çok da üzerine düşünmeden diyebilirim ki; kadınlarda bana kendimi iyi hissettiren şey duruluk ve gerçeklik. Kadınların verdiği bu enerji beni etkiliyor.
Peki, insanların sizi en çok rahatsız eden özelliği?
Gerçekten önceden sorsan, bu soruya etraflıca bir cevap verebilirdim ama artık insanların hiçbiri beni rahatsız etmiyor. Artık her şey insana dairdir diye düşünüyorum ve insanlardan rahatsızlık duymuyorum.
En mutlu olduğunuz anda nerede ve kimlerleydiniz?
En mutlu olduğum anlar ailemle (annem, babam ve ablam) olduğum anlar çünkü sorgusuzca geçiyor. Onlar, yargılanmadığımı hissettiğim, kusursuz anlar…
Kendinizle ilgili değiştirebileceğiniz tek bir şey olsa, neyi değiştirirdiniz?
Hiçbir şeyi.
FARKLI İŞLER, FARKLI YÜZLER
PARS NARKOTERÖR
“Benim için ilklerimin başlangıcı, hayatımın dönüm noktası.”
FARKLI İŞLER, FARKLI YÜZLER
FETİH 1453
“Mesleğe bakışımla ilgili duygularımın çeliştiği bir dönemde karşıma çıkan, belki de hayatımın ikinci dönüm noktası. İlk, hem tecrübesizliğimi, hem de sonradan kazandığım tecrübeyi aynı anda hissettiğim gerçek farkındalığım.”
FARKLI İŞLER, FARKLI YÜZLER
MERHAMET
“Fırat’ın hem günümüzdeki halini, hem de gençliğini canlandırıyorum. Karakter, bu yüzden bana oynarken oldukça keyif veriyor. Bu proje, benim için bir de Gül Oğuz’la tekrar buluşmamızı sağlayan Ayşe Barım.”