Şeref Meselesi’nin Emir’i Şükrü Özyıldız’la bol kahveli, bol muhabbetli ılık bir bahar gününde bir araya geldik. Çekimimizin uzun saatleri boyunca her an sabırlı, profesyonel, mütevazı ve iyi kalpli bir insan vardı karşımızda.
Nasıl karar verdiniz oyuncu olmaya?
Oyunculuk zaten içimde olan bir şeydi. O dönem için bir seçim yapmak durumundaydım; ya sabah dokuz, akşam beş evden işe, işten eve bir hayatı seçecektim ya da kabuklarımı kırıp, kendi istediğim şeyi yapacaktım. Oyuncu olmaya karar verdikten sonra eğitimini aldım ve görüşmeler yapmaya başladım. Sonra da devamı geldi.
Mesleğim bu dedikten sonra nasıl geliştirdiniz peki kendinizi?
Ege Üniversitesi’nde İşletme bölümünde okurken, Erasmus programı ile Portekiz’e gittim. Portekiz’de oyunculukla ilgili bir workshop’a katıldım. Beni çok etkiledi. Geri döndüğümde de Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde oyunculuk eğitimi aldım. Çok fazla kişisel gelişim kitapları okudum. Okuduğum o kitapların oyunculuğuma çok faydası oldu. Ben sonradan fark ediyorum tabii ki bunları. Sonuçta kişisel gelişim okurken, bir bakıma insan bilimi üzerine çalışıyorsun. Oyunculuk zaten insan bilimi, o arayış hiçbir zaman bitecek bir şey değil.
Şeref Meselesi hayatınıza bomba gibi düştü mü, yoksa çabalarınızın hak edilmiş bir karşılığı mı?
Senaryoyu ve karakterleri okuduğum zaman bir şeyler oluşuyor. Kendimi onunla bütün hissediyorum. Hazırlanmaya hazır hissediyorum. Çalışmaya değer hissediyorum ya da hissetmiyorum. Bu konuda sadece hislerime güveniyorum açıkçası. Şeref Meselesi sezon için okuduğum dizi senaryolarından biriydi. Kendimi Emir’le bütün hissettim. Tüm ekip, projeye heyecanla başladık. Bu seyirciye de yansıdı.
Röportajın tamamı InStyle Mayıs sayısında ve iPad’de.