Son olarak Nike ve Alpha Industries markası ile iş birliği yaptınız. Yakın zamanda Les Benjamins’ten sürpriz yeni bir iş birliği duyacak mıyız?
Kurduğumuz iş birliklerinin uzun süreli ve iki tarafın da birbirini geliştirmeye yönelik olması için çabalıyoruz. Alpha ve Nike’ın yanı sıra, aynı zamanda Apple ile de yeni projeler üzerine çalışıyoruz. Paris’teki Sonbahar-Kış 2017/18 defilemizde Apple’ın yeni ürünü Airpod kulaklıklar ilk kez tanıtıldı. Les Benjamins markası olarak DNA’mıza uyan, yeni bir şeyler yaratabileceğimiz ve güzel, uzun soluklu ilişkiler kurabileceğimiz her marka ile işbirliği yapmaya açığız. Sürprizlerimiz yakında..
Doğu – batı sentezi üzerine odaklanarak tasarımlarınızı oluşturma fikrinin ana kaynağı nedir?
Les Benjamins için doğu ve batının ilişkisi her zaman üzerine kafa yorduğumuz bir konu. Markamızın DNA’sını koruyarak her sezon yeni bir Doğu kültürü ile Batı detaylarını harmanlıyoruz. Bu fikrin ana kaynağı tabi ki de yaşadığımız, Doğu ve Batı’nın tam arasında kalan ve bu iki zıt dünyayı harmanlayan İstanbul ve Türkiye. Kendim de eğitim hayatımı ve yaşamımın büyük bir kısmını yurt dışında yaşamış bir Türk olarak geçirdiğimden küçüklüğümden beri bu konu varoluşumun temel unsurlarından biri oldu. O yüzden markamın da bu meseleyi sahiplenmesi bence doğal bir süreç. Tarih boyunca çatışmalarla örülmüş Doğu-Batı ilişkilerine modanın gözlüğüyle bakarak mümkün bir birlikteliği farklı formlarda sergilemek istiyorum. Les Benjamins yaşadığımız coğrafyanın zengin kültüründen aldığı ilhamı, evrensel bir vizyon ile harmanlayan, modern bir moda markası.
Daha önce çoğu kez bu soruyu duyduğunuzu biliyoruz ama bilmeyenler için Les Benjamins markasının oluşum sürecini tekrardan anlatabilir misiniz?
Küçüklüğümden beri ailemin tekstil sektöründe olması dolayısıyla giyim ve moda her zaman hayatımın merkezindeydi. Bu nedenle tasarımdan üretime kadar tüm detaylara ve aşamalara dair bir bilgi birikimim vardı. Lise yıllarımda da fotoğrafçılık, mimari, müzik ve edebiyat gibi kreatif alanlarla ilgilenmeye başladım. Bu ilgi alanlarım ve bilgi birikimimi birleştirerek 2011 yılında Les Benjamins markasını kurdum. Küçük adımlarla, sadece tişört yaparak başladık, şimdi ne mutlu ki hem kadın hem erkek full koleksiyon çıkartan, tüm dünyada adını duyuran bir Türk markası haline geldik.
Les Benjamins isminin hikayesi nedir?
Bahsettiğim gibi hayatımın büyük bir kısmını yurt dışında geçirdim. Bu süreçte doğal olarak ismim Bünyamin yerine arkadaşlarım tarafından onlarca değişik şekilde hitap edildim. Benjamin, Benji, Benyamin, Yamin… saymakla bitmez. Tıpkı markamın DNA’sı gibi ismimin de hem Batı, hem Doğu dünyasında yeri vardı. Bu nedenle markanın DNA’sını da vurgulamak adına bu ismi seçtim. Şimdi de çoğu kişi gelip Les Benjamins’in nasıl okunduğunu soruyor. Onlara da cevabım aynı, siz kendiniz nasıl okuyorsanız, ister Türkçe haliyle, ister Fransızca, ister İngilizce… Markanın birleştirici DNA’sı burada da ortaya çıkıyor.
Galata’da bir mağazanız var ve bunun dışında Türkiye’deki birçok mağazadan da tasarımlarınıza ulaşılabiliniyor. Ayrıca Avrupa ve Orta Doğu’da da birçok yerde tasarımlarınız satılıyor. Tasarımlarınızın satışları ve gördüğünüz ilgi ile sizi şaşırtan bir yer var mı?
Son üç sezondur Paris’te ve Milano’da moda haftalarına katılarak ve showroomumuzda satışlar yapmaya başlayarak tüm dünyadaki büyük mağazalar ve konsept mağazalar ile güzel bir ilişki kurduk. Son sürprizimizi uzun zamandır dillendirmiyorduk, ama artık çok az kaldı… Çin’de mağazalaşıyoruz. Orada tüketim çok yüksek, insanlar bizim markamız gibi streetwear markalarına çok düşkün. Bu nedenle orada yükselme hızımızın çok yüksek olacağına inanıyoruz. Oradan sonra da New York, Tokyo, Londra gibi büyük metropollerde mağazalaşmaya yönelmek istiyoruz.
Jared Leto dahil birçok ünlü isimde sizin tasarımlarınızı görüyoruz. Bir Türk markası olarak tasarımlarınızın yurt dışında da geniş kitlelere yayılmayı başarabilmesinin nedeni nedir?
Bana göre bunun nedeni basit. Markamızın bir hikaye anlatabilmesi, insanların giydiği ürünle kendini bağdaştırabilmesi dışında yapabileceğiniz çok bir şey yok. Saydığınız büyük isimlere ürün gönderirseniz, gelen diğer binlerce ürünün yanına köşeye koyarlar. Oysa bizim markamızı tercih eden ünlüler kendileri Les Benjamins ürünlerine merak duyuyor ve giymek istiyor.
Gelelim bizi en çok mutlu eden ve gurur duymamızı sağlayan konuya. Les Benjamins markası, Paris Erkek Moda Haftası kapsamında sunum yapan ilk Türk marka oldu. İlk Türk markası olmak size neler hissettiriyor?
Tabi ki de muhteşem bir his. Ama markamı kurduğum günden itibaren hedefimiz belliydi ve tüm planlamalarımızı markayı global ölçekte konumlandırmak üzerine yaptık. En başından beri yerelden beslenerek evrensel düşündük ve beş senenin sonunda tüm bu istikrarlı çalışmalarımızın karşılığını 2016 Ocak ayında Milano Moda Haftası ve 2017 Paris Moda Haftası’na katılarak aldık. Ama başından beri aklımda olan bir dünya markası olmaktı, bu nedenle bunu sadece bir başlangıç olarak görüyorum.
Paris’te de sunduğunuz Sonbahar-Kış 2017/18 koleksiyonunuzun teması nedir? Koleksiyonu oluştururken size ilham veren şeyler ne oldu?
Sonbahar-Kış 2017/18 koleksiyonumuzda Moğolistan’da artık kaybolmaya yüz tutmuş olan kartallarla avlanma sanatı ve Moğolların göçebe hayatından esinlendik. Moğolistanlı göçebelerin yaşadığı geniş dağlık alanlar için 3D ve katmanlı kumaşlar kullandık, göçebe hayatlarında kullandıkları gibi pratik, değişik formlara girebilen, dışarıdan sade gözüken, ancak içinde birçok detay ve fonksiyon barındıran parçalar kullandık. Bunların yanı sıra Moğolların birçok sembol ve desenlerinden de ilham alarak renkler ve printlerle parçalarımızı zenginleştirdik.
2011 yılında kurduğunuz markanızın buralara kadar geleceğini tahmin eder miydiniz?
Hep küçük hedefler koyup onları başararak ileriye doğru gitmek hedefimdi. Hala bunu devam ettirmeye çalışıyorum. Büyük hedef koymak da önemli ama ancak küçük hedefler ile ilerlemek büyük hedefe götürür. Ayrıca bir marka yaratmanın tek bir sırrı veya tek bir yöntemi olduğunu düşünmüyorum. Marka yaratmak
dediğiniz şey o dünyayı ve kişiliği 360 derece yaratmaktır.
Geçen sene Milano Erkek Moda Haftası’ndaydınız, şimdide Paris Erkek Moda Haftası.. Bir sonraki hedefiniz nedir öğrenebilir miyiz?
İlk başladığımda beş yıl içinde markamın global ölçekte tanınan ve itibar duyulan bir marka haline gelmesi öncelikli hedeflerimdendi. Milano Erkek Moda Haftası ve sonrasında Paris Moda Haftası’ndaki sunumlarım ile bu hedefime ilk somut adımı attığımı düşünüyorum. Bu sektörde global bir oyuncu olmak istiyorsanız, istikrar ve süreklilik çok önemli, dolayısıyla başladığım bu yola her sezon düzenli olarak devam ederek, bu başarının tek seferlik olmadığını kanıtlamayı hedefliyorum.
Paris Erkek Moda Haftası’nda sunum yapan ilk Türk markası olan Les Benjamins‘in kurucusu Bünyamin Aydın ile markası ve sonbahar-kış 2017 koleksiyonu hakkında konuştuk..