İlişki ilerledikçe ve partnerinizi hayatınızın her alanına dâhil ettikçe aradaki bağ kuvvetlenir. Ancak ilişkinin en başında gösterilen özenler, hediyeler ve sevgi solu sözcükler yavaş yavaş yok olmaya başlar. Bu dönem ilişkinin olgunlaştığını gösterebilir ama romantizme olan özlem de bununla birlikte artmaya başlar.
Çoğunlukla partnerimizi fark etmeyi, takdir etmeyi ve hatta sevgi göstermeyi unutabiliyoruz. Çünkü uzun zamandır birlikteyizdir ve onun hep yanımızda olacağını düşünürüz. Ancak unutmayın ki ilgi kaybolduğu zaman yaşanılan şeylerin o kadar da önemi kalmıyor. Bu nedenle ne yaparsanız yapın, onun sizi asla bırakmayacağı düşüncesine kapılmak büyük bir hata olur.
Her çifti birleştiren özel sırlar vardır ve ortakların bu samimi alana saygı duyması çok önemlidir. Diğer insanlara bu alanlarla ilgili bilgi vererek partnerinizi incitebilirsiniz. Çünkü yaşanılan her şey iki kişiye özeldir ve o iki kişinin dışına da çıkmamalıdır. Eğer aranızdaki güveninin kalıcı olmasını istiyorsanız, özel alanlarınıza başkalarını dâhil etmemeniz gerekir.
Evet, kimse kusursuz değil. İlişki içindeyken –özellikle de bu ilişki uzun süreliyse- partnerde her zaman değiştirilmek istenen yönler olur. Bu çok normal, çünkü kimse ideal (kişiye göre değişen bir kavram) insan seviyesinde değildir.
Eğer karşı tarafın sürekli olumsuz yanlarına dikkat kesilirseniz, olumlu yanlarını görmeniz çok daha zorlaşır. Bu nedenle de sakin olun ve sürekli şikâyet eden tarafa dönüşmeyin. Partnerinizle konuşun ve nelerden hoşlanıp hoşlanmadığınızı açıkça dile getirin. Sizinle olmayı istiyorsa zaten tüm bunlara dikkat edecektir.
Bazı ilişkilerdeki en büyük sorunlardan biri de hiçbir şey olmamış gibi davranmaktır. Partnerinizin söylediği veya yaptığı bir davranışı görmezden gelmek o an için mantıklı görünebilir. Ancak daha sonrasında yaşanacak sorunlar bu görmezden gelinen olaylarla daha da kötü bir hal alır.