Albümü baştan sona dinlediğimizde yepyeni sound’lar duyduğumuz, özgür, kendi yolunda ve yenilikçi bir Simge var. Bu yeni albüm imajının ilham kaynağı, Türk pop müziğindeki eksiklikten mi yoksa içinden geçtiğiniz süreçle mi ilgili?
90’lar şarkılarıyla büyüdüğüm için o dönemleri düşünerek bu albüme imza attım. İçinde farklı sound’ların bulunduğu şarkılara imza attık. Sözleri, besteleri ve aranjeleriyle herkes kendi albümü gibi çalışıp ilgilendi. Birbirini tekrar eden sound’lar ve müzikler yapılmaya başlandı ve ben bu durumdan çok sıkılmıştım. Dinleyiciye gerçekten iyi bir şey sunmak istedim. İçinde Karadeniz türküsü de var, hicaz da var. Rock müzik ve elektronik müzik de var. Yeni bir soluk getirmek ve kendime yeni bir yer açmak istedim.
Sektörde etkisini yitirmeye başlayan star devri, yerini yeni nesil isimlere bırakıyor. Benzer aranjmanlara sahip şarkılar artık tutmuyor ve sahte tıklar bile bu durumu kurtaramıyor. Sektördeki bu dönüşümü nasıl yorumluyorsunuz?
Yapılan şeyi doğru bulmuyorum. İyi müzik yapsalar, sound’lar ve bestelere emek verilip uğraşılsa çok daha kaliteli işler çıkacağına inanıyorum. Türk müzik dinleyicisi iyi işler ile kötü işleri birbirinden ayırıyor, bunu görebiliyorum. Halkın aynı tip müziklerden çok sıkıldığını ve yeni arayışlar içinde olduğunu düşünüyorum. Yenilikçi olmanın fayda getireceğine inanıyorum.
Son yıllarda Türkiye’de rap, elektronik ve alternatif müzik akımlarının öne çıkması ile pop müzik duraklama dönemine girdi diyebilir miyiz? Bu süreç, müziğinizin geniş kitlelere ulaşmasına engel olur mu ya da böyle bir kaygınız var mı?
Böyle bir durum olduğuna inanmıyorum. Rap son yıllarda çok dinlenmeye başladı. Ceza, Ezhel, Gazapizm ve birçok isim bu alanda popüler isimler. Alternatif müzikte de Evrencan Gündüz’ü ve Büyük Ev Ablukada’yı çok başarılı buluyorum. Pop müziğin duraklamaya gideceğine inanmıyorum. Pop müzik alanında iyi müzik yapanların kalıcı olacağına inanıyorum. Çeşitlilik her zaman güzeldir. Trap müzik dünyada çok dinlenmeye başladı son dönemlerde ve bu benim hoşuma gidiyor. Yenilikleri takip eden insanları dinleyici seviyor, saygı duyuyor ve arkalarında duruyor. İyi müzik yapan her zaman ayakta kalır.
Sokak stilinde asla tercih etmeyeceğiniz parçalar var mı?
Leopar asla tercih etmiyorum. Sivri burun ayakkabıyı günlük hayatımda tercih etmiyorum. Çok renkli kıyafetler sevmiyorum. Spor kıyafetler ile daha rahat ediyorum.
Stiliniz zamansız parçalardan mı oluşur yoksa modanın dinamiğine ayak uyduranlardan mısınız?
Modaya ayak uydurmayı seviyorum fakat yakışmayan bir parçayı moda olduğu için asla giymiyorum. Yaşayan parçaları, ikinci el eşyaları, vintage kıyafetleri çok seviyorum. Karmaşık bir stilim var. Parça birleştirmek, spor ile klasiği bir araya getirmek çok hoşuma gidiyor.
Sahne kostümleriniz için tercih ettiğiniz tasarımcılar kimler? Ben Bazen konserlerinde sizi sahnede hangi parçalarla daha sık göreceğiz?
En son klibimde ve albüm kartoneti için fotoğraf çekimimde Anıl Can ile çalıştım. Sahne kostümlerimde ise sevdiğim markalar ve stil danışmanları ile birlikte çalışıyorum.
Dinleyicilerinize söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Mutlaka Ben Bazen albümümü dinlesinler! 🙂
Söyleşi: BERKANT OĞUR
170 milyon izlenmeyi geçen ‘’Miş Miş’’ kariyerinizin dönüm noktasıydı. Daha sonra üçleme dediğiniz Yankı, Prens & Prenses ve Üzülmedin Mi? single’ları ile yeni nesil pop kültüründe akla gelen ilk isimlerden olmayı başardınız. Peki albüm yapmaya karar verdiğiniz an hangisiydi?
Albümde bulunan şarkıların çoğunu biriktirmiştim. Üzülmedin mi? şarkısını dayanamayıp albümün habercisi olarak yayınladım ve bu esnada çalışmalarıma devam ettim. Bu süreç yaklaşık iki sene önce başladı fakat şarkı biriktirme hikayem dört yıla dayanıyor.
Şimdiye kadar Ben Bazen’e olan dönüşler nasıl?
Çok beğeniliyor ve insanlara ruhsal anlamda çok iyi geliyor. Bir aşk veya ayrılık hikayesini anlatmıyor. Ben Bazen tamamen hayat ile ilgili. Kişinin kendisiyle baş başa kalınca dinleyip, eğlenip, dans edebileceği bir şarkı. Aynı zamanda dış dünyada olan bir sürü olumsuzluğa karşı insanın kendisine söylemek isteyip de bir türlü dile getiremediği cümleleri içeriyor. Sosyal medyada çok fazla paylaşılıyor, özellikle tatile giden ve yollarda olan insanlar çok paylaşım yapıyor. Herkesin gitmek istediği anlara dokunan bir şarkı oldu.
Günümüz pop müzik piyasasını göz önünde bulundurursak, albüm çıkarmayı bir risk olarak görüyor musunuz?
Hayır, görmüyorum. İyi yapılan işler her zaman kıymetini ve değerini görüyor. Albüm yapmanın bir risk olduğunu değil tam tersine bir sanatçının hayatına çok büyük bir katkıda bulunacağını, kariyerinde ilerlerken ayakta durabilmek için gerekli olduğuna inanıyorum. Ben şu anda çok büyük bir keyifle albümü yayınladım. Ben Bazen’in ilerleyen zamanlarda bir başarı hikayesine döneceğine inanıyorum.
Hem sosyal medyada hem sokakta insanlar sizi kendine çok yakın buluyor. Dinleyiciniz ile yakaladığınız bu özel bağın sırrı nedir?
Tamamen samimiyet ve yaptığım müziğin onların içine işlemesi. Sosyal medyada sordukları sorulara cevap alabiliyorlar ve bir isteği olduklarında karşılık bulabiliyorlar. Cevabın bu olduğunu düşünüyorum.
Yakın zamanda gerçekleşebilecek hayallere odaklanalım. Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde ilk konserinizi veriyorsunuz. Sahnenizde her zamanki akıştan farklı ne olurdu? Mesela kiminle düet yapmak isterdiniz?
Çok büyük sürprizler hazırlardım. Son zamanlarda severek dinlediğim, çok yetenekli bulduğum Evrencan Gündüz ile sahnemde şarkı söylemek isterdim.
Şarkıda ‘’Gitmek istiyorum uzaklara’’ diyorsunuz. Şu sıralar kalbiniz nerede atıyor?
Şu sıralar kalbim evimde atıyor çünkü evimi çok seviyorum. Şehrimde, İstanbul’da çok mutluyum bu aralar.
Üst üste çıkardığı hit single’ları ile müzik listelerinin üst sıralarında görmeye alıştığımız pop sanatçısı Simge, bugün on dört şarkılık ilk albümü “Ben Bazen” ile karşımızda. Simge her zaman olduğu gibi iddiasını, kalıplara sokmadan yaptığı yenilikçi müziği ve dinleyicisine olan içtenliği ile ortaya koyuyor ve bunu sohbetin her cümlesinde hissettiriyor.