H&M’in tasarımcı iş birlikleri ekip olarak her sene beyin fırtınası yaptığımız konular arasında yer alır. Hem tahminlerimizi hem de kişisel olarak istediğimiz isimleri konuşur, bazen parçaların hemen tükenmesinden şikayet ederiz. Yakın geçmişte, bazılarıyla benim de röportaj yapma fırsatı bulduğum Balmain, Kenzo, Erdem ve Moschino gibi dev isimlerle gerçekleştirdiği ortaklıklarla büyük başarı yakalayan markanın lüksü ulaşılabilir kıldığı bu düetlerle sektöre değer kazandırdığını düşünüyorum. Geçen mayıs ayında Cannes Film Festivali kapsamında gerçekleşen amfAR galası da bu anlamda özel bir duyuruya ev sahipliği yaptı. H&M; yıldızlar kadrosuna İtalyan couture ustası Giambattista Valli’yi de katmıştı. O gece Kendall Jenner, Chiara Ferragni, Bianca Brandolini d’Adda gibi isimlerin üzerinde kırmızı halı prömiyerini yapan koleksiyondan sınırlı sayıda parça 25 Mayıs’ta satışa sunuldu, erkek ve kadın tasarımlarının tamamı içinse bu ayı beklememiz gerekiyordu.
Zaman hızlı geçti. Kadının güzelliğini yücelten görkemli couture tasarımlarıyla endüstrinin önemli simaları arasında yer alan Valli aynı zamanda Rihanna, Emma Stone, Ariana Grande gibi ağır topların da terzisi. Paris’te yaşayan tasarımcı kreasyonlarını sadece elbise olmalarının ötesinde müşterileriyle arasında diyalog yaratan araçlar olarak görüyor, cansız mankenler için değil, hayat dolu bedenler için tasarım yaptığını her fırsatta vurguluyor. Hollywood’dan influencer’lara uzanan ‘Valli Kızları’nın yanı sıra, stili olan ve onu ifade etmekten korkmayan her kadın da Valli’nin çekim alanında.
H&M Magazine’e verdiği röportajda, “Marka hiç beklenmedik bir anda benimle iletişim kurdu ve ben de büyük bir istek ve heyecanla hemen yanıt verdim. H&M’in benim dünyam ile çeliştiği sanılır ama bu yanlış bir kanı. Özünde, benim tasarımlarım yaş veya statü ile tanımlanmayan, belirli türde kadınlara hitap eder ve artık belirli türde erkeklere de hitap ediyor. H&M onlara global ölçekte ulaşmama olanak sağlıyor ve bu muhteşem,” diyen Valli bu koleksiyonla beraber ilk kez erkek tasarımlarına da hayat vermiş oldu. Bu ilkle ilgili olarak da, “Normalde kadınlar maskülen bir gardıroptan parçalar seçerek benimsemeye çalışır; oysa ben erkeklerin kadın gardıroplarından bir şeyler seçmesini istedim.
Hayvan ve çiçek desenleri, pullar, payetler ve transparan parçalar her iki koleksiyonda da yer alıyor. Kadınlar, erkek koleksiyonundaki kıyafetleri de rahatlıkla giyebilirler. Müşterilerimi bu yönde teşvik ediyorum çünkü her şey takas edilebilecek şekilde tasarlandı,” diyor. İnsanlara moda değil stil sunduğunu savunan Valli, tam da buna uygun olarak tek kullanımlık parçalar yerine gardıroplarda uzun süre yer alabilecek, çok yönlü parçalardan oluşan bir koleksiyon yarattı.
Onu ‘Abedecario’ yani alfabe olarak tanımlaması da bu yüzden; tüm parçalar birbirleriyle karıştırılabiliyor, bu da özgün bir kişisel ifade olanağı sağlanıyor.
Tasarımcı, “Benim stilim zamansız; geçmiş ve bugün arasında askıya alınmış bir halde; yaşlanmaz, çünkü hiç sınır tanımayan bir felsefedir; çaba gerektirmez, çünkü akıcı, anlık, özgür ve tamamen bilinç dışıdır. Artık cinsiyetsiz de oldu,” diyor. Terziliği ve kumaş bilgisi üst düzeyde bir isim olarak perakende alanında bir yaratım sürecinin nasıl ilerlediği ve bu konuda tereddütleri olup olmadığı merak uyandıran bir unsur. Valli, yine H&M Magazine’e bu konuyla ilgili olarak, “Ben yoğun ve titiz bir atölye çalışmasına alışkınım ve kreasyonlarımın kalitesi konusunda son derece yüksek standartlarım vardır, tüm kontrolleri her zaman bizzat ben yaparım. Ama itiraf etmeliyim ki malzeme örnekleri elimize ulaştığında şaşkınlığa düşen ilk kişi ben oldum. H&M de aynı etkiyi yaratabilmişti. Her şeyi kusursuz bir şekilde, şahane gerçekleştirdiler, hatta benim artık imzam haline gelmiş çok katlı tül elbiselerimi bile!” diyerek mutluluğunu ifade etti.
H&M Kreatif Danışmanı Ann-Sofie Johansson da bu ortaklıkla ilgili, “Giambattista Valli ile iş birliği yaptığımız için çok heyecanlıyız. O tartışmasız bir haute couture ustası ve unutulmaz silüetlerin yaratıcısı, onun imza görünümlerini müşterilerimize sunmak rüya gibi. Bu güzel koleksiyona gelecek tepkileri merakla bekliyoruz,” diyor.
Giambattista Valli X H&M Kadın koleksiyonunun merkezinde hem uzun hem de mini elbiseler yer alıyor, ki Valli’nin couture silüetlerini düşündükçe bu bir sürpriz değil. Göğüs kısmını saran, belden aşağısı uçuşarak yere kadar inen katmanlı modeller, vücudu saran dar formlar, asimetrik kesimler, romantik fırfır detayları ve başta mikro çiçekler olmak üzere narin desenlere bürünmüş parçalar, yüksek enerjileriyle yıldızlaşıyor.
Blazer’lar, shearling detaylı deri ceketler, uzun mantolar ve hacimli formlarda dış giyim parçaları sürekli giyilebilecek zamansız tasarımlara yatırım yapmak isteyenlere hitap ediyor. Üzerinde Rönesans tablolarını andıran baskıların yer aldığı üst giyim parçaları hoş bir seçenek sunuyor. Dekoratif işlemeler ve dudak motiflerine sahip sweatshirt, tişört ve trikoları seksi mini etekler ya da pul, işleme detaylı şalvar pantolonlar tamamlıyor. İster ayrı ayrı ister takım olarak kombinlenen leopar deseni ve batik parçalar, sezonun bu iki önemli trendini yansıtıyor. Koleksiyon aksesuarlar konusunda da oldukça zengin.
Tasarımcının boynundan çıkarmadığı ve nazarlığı olarak tanımladığı inci kolyesi, yeni yorumlamalarıyla kendine yer buluyor. GBV logolu küpeler, kalp ve kare şeklinde mini çantalar, Lolita güneş gözlükleri, desenli eşarplar ve dekoratif uzun çoraplar da öne çıkan diğer tamamlayıcı parçalar arasında yer alıyor. 7 Kasım’da dünya çapında satışa sunulan bu koleksiyonun ve gelecekteki iş birliklerinin takibinde olmaya devam edeceğiz.
Hazırlayan: Eylül Solakoğlu