Uygulandıktan kısa bir süre sonra cilt üzerinde nemlenme ve dolgunluk sağlayan Kinetik Lifting, ileri dönem içinde cilt sıkılığını artırıyor ve kolajen duvarını güçlendiriyor. Bir ay ara ile üç seans uygulanan yöntem, yapılacak bölge genişliğine bağlı olarak 15 ila 20 dakika sürüyor. İşlem öncesi Prof. Dr. Reha Yavuzer’in yönlendirmesi doğrultusunda ekibim bilgisayarlı cilt analizi ile uygulama yapılacak kişinin ihtiyacına uygun kombin bir tedavi programı hazırlıyor. Kinetik Lifting, yüz dışında boyun, dekolte, el üzeri, karın, kol ve bacaklarda da uygulanabiliyor. Yenilikleri yakından takip eden Prof. Dr. Reha Yavuzer, enerji bazlı cilt sıkılaştırma işlemlerinin giderek yıldızının parladığını belirtiyor. Bu yöntemlere ek olarak cildi genç tutmak için Yavuzer’in önerilerinin başında her gün iki litre su içmek, sağlıklı beslenmek, sigara içmemek, güneşten korunmak yer alıyor.
Yüksek basınçla deri altına verilen aktif içeriklerle gençleşme sağlayan yeni yaşlanma karşıtı yöntemi Kinetik Lifting’i Prof. Dr. Reha Yavuzer anlatıyor.
Geçen yıllara meydan okumak için modern teknoloji her yeni gün kadınlara son teknikleri sunuyor. Cildin daha genç ve canlı görünmesi için tercih edilen botoks ve dolgu yöntemlerinin daha etkili olması için doktorlar yeni yöntemler geliştiriyor. “Yüz gençleştirmede artık pek çok kaliteli içerik mevcut. Dolguların kalitesindeki artış çok doğal ve başarılı sonuçların ortaya çıkmasına neden oldu,” diyor Prof.Dr. Reha Yavuzer ve ekliyor; “Dolguların dışında pek çok aktif birleşime sahip vitamin, protein ve mineral içerikli ürünler cilt altında yoğun nem sağlayarak derinin kalitesini artırmaya yardımcı oluyorlar. Bu uygulamayı belli aralıklarla tekrar etmek gerekiyor. Bu işlemin biz hekimler açısından en büyük zorluğu aynı derinlikte ve aynı miktarda ürünü deri altına verirken yaşanyor.” Yavuzer’in hastalarına son dönemlerde uyguladığı en yeni yöntem Kinetik Lifting, bu endişeler sonucu ortaya çıkmış. Yüksek basınç ile deri altına aktif içeriklerin verildiği yöntemde eşit miktarda bir dağılım sağlanıyor. İğne korkusu yaşayanlar için de büyük avantaj taşıyan yöntem, yüksek basınçlı püskürtme ile cihaza yüklenen içeriklerin iğne kullanmadan deri altına inebilmesi. “Basınç ayarlamaları yapılarak, inilecek derinlik belirlenip her bir atışta verilecek ürün miktarını ayarlayabildiğimiz için, deri altına eşit bir dağılım sağlanabiliyor,” diyor Yavuzer ve uygulanan basıncın aynı zamanda cilt altında kolajen yapımını tetikleyerek yeni bir yapılanmayı başlattığının da altını çiziyor.