Gecenin Değerini Hatırlatan Yepyeni Bir Marka Doğuyor: Gece by Görkem Aksoy

Akşam 7’den sabah 7’ye kendini şımartmayı ve özel hissetmeyi sevenlere adanmış olan Gece, ilk koleksiyonuyla gecenize peri tozu serpmeye geliyor.

Öp beni, doyasıya öp
Bu gece son gecemizmişçesine
Öp beni, doyasıya öp
Çünkü seni kaybetmekten korkuyorum
Sonunda kaybetmekten seni

Yanımda olmanı istiyorum
Gözlerine bakmak
Seni yanı başımda görkem istiyorum
Düşün ki belki de yarın
Artık uzaklarda olacağım
Senden çok uzaklarda…

Gece’nin ilk koleksiyonu, 1940 yılında  Consuelo Velázquez’in 25vyaşındayken yazdığı  Meksika  şarkısı “Bésame Mucho” adını taşıyor.  Cesária Évora ’dan Andrea Bocelli’ye kadar birçok kişiden dinlediğimiz bu ölümsüz eserin bestecisi Velazquez’in şarkıyı yazana kadar hayatında kimseyi öpmemesi büyük bir ironi taşır.
Gece’nin sembolize ettiği hayatın tutkuyla olan öpücüğü, bütün koleksiyonda tasarımcı Görkem Aksoy’un dudak izlerinden yola çıkıyor ve Gece’nin hayat öpücüğü olarak konumlanıyor.

Gece’nin tasarımcısı Görkem Aksoy, çocukluğu boyunca tasarımcı olmayı hayal etti. Gece zamanlarına değer veren ve içinde dans eden nefeslerini bir yaşam stili olarak yaratmak için için Gece’yi kurdu.
Metropol insanları olarak iş, güç ve günlük hayatın koşturmasında kendi duygularımızı yok sayarak yatağa giriyoruz. Halbuki Aksoy için gece yaşanası en güzel, en derin kutlama zamanları, tepede büyük Dolunayın
olduğu… Zamanın durduğu ve kişinin kendine ruhu ve duygularıyla baş başa kaldığı anlardır Gece.
Gece zamanlarına verilmesi, yaşanması gereken değerden, ahenkten zevkten vazgeçerek; aslında kendimize sakladığımız en gizli, en özel, en aşk dolu ve şiirsel zamanları ziyan ederiz…

Pandemi bizler için bu anlamda ilahi bir uyanış zamanıydı şüphesiz. Evdeki mahremiyetin kutsallığını keşfettiğimiz, evlere kapanarak insan varlığının yalnızlığını, aciz kendiyle baş başa kaldığındaki “ GECENİN İÇİNDE BEN KİMİM?” mi sorguladığımız, anlamaya çalıştığımız sert bir yüzleşmeydi adeta. Pandemi ile birlikte daha da net anladık ki evlerimiz aslında gizli mabetlerimizdi, eskilerdeki mağaralardan farksız, mahrem ve en özel yerimiz. Gece, bu mahremiyetin özel yanlarını harcadığımızı, haksızlık ettiğimizi düşünüyor. Gecenin içinde evde yada dışarda her nerede olursak olalım, gecenin büyüsünü kendimizi iyi hissedeceğimiz hallerimizi giyinmeli ve gecenin içinde aşk, tutku, keyif ve zevke yer açmalıyız.

Her insanda eril ve dişil enerji vardır, tıpkı doğadaki gibi. Birbiri arasında sürekli denge kurmaya çalışan bu iki değer, yaratılış ruhumuzun ve bedenimize duyduğumuz özenin altını çizer. İşte Gece, bireyin varlığının değerli oluşuyla her zerresine duyduğu saygı, özen ve önemi yaşatmaya dönük parçalar tasarlamayı idealize ediyor.

Koleksiyona ait tüm parçaları “ ben için…ve aşk olan sevgiliye özel çift olarak değerlenebilecek gece zamanlarına giyilebilir ürünlerden oluşmaktadır. Öyle ki, koleksiyondaki parçalar sadece lüks bir iç giyim/ev giyimi dışında dışarıda da rahatlıkla kullanılabilecek kadar şık, zarif çizgileriyle kalite ve rahatlık içeren çekici parçalardan oluşan bir hazır giyim koleksiyonu olma özelliği taşıyor.

Aksoy, koleksiyon için “Koleksiyona ait parçaları geceyi kutlamaya değer bulan herkes, her yerde giyebilmeli. Önemli olan geceden haz almayı bilmek.” diyor. Hayata dair duruşu olan, güçlü, kaliteli, iç dünyasına ve ruha odaklanan, gecenin güne baskın gelmesi gibi eril enerjiye baskın gelen dişil kadınlar için tasarlanan Gece; tutku, haz, ateş, gecenin derinliği ve kalitesi, hayata ve kendine değer katmak, gecenin lüks dokunuşları yakamozları gibi
kavramlar üzerinde yükseliyor.

Gece’nin ilk koleksiyonunda, saten, dantel ve kadifeler gibi gecenin sıcaklığını ve kucaklama hissiyatını veren dokular kullanılıyor. Toz pembeler, fuşya, kırmızı ve şarap tonları gibi romantik bir paletin yanında siyah ve beyazın asaletiyle yükselen “Besame Mucho” isimli koleksiyonda, bu zamansız şarkının isminden desenler yanında renk blokları ve tasarımcı Görkem Aksoy’un kendi dudak izinden oluşturulan desenleme formları yer alıyor. Dudak şekli, koleksiyonda desen dışında taşlarla bezeli üç boyutlu bir hal alıp elbiselerde aksesuar olarak da kullanılıyor. Kadife ve file detaylar, dantel bitişler, otriş dokunuşlar hareketlenen koleksiyon, bağcık kapanışlarla ve derin yırtmaçlarla gecenin gizemli haline göz kırpıyor.

Tasarımcı Görkem Aksoy, Gece için;
“ İster bir sanat eseri gibi…
İster bir tablo eseri, bir heykel…
Sanatsal ulvi herhangi bir yaratım dokunuşunun, felsefesinin izi ve
eseri gibi…
İster bir tablo, istersen arzuhallerinin birer nesne sembolü olsun…
İsterseniz üstünüzde taşıdığınız sanat eseri
Ve değeri, siz değerinde olan bir armağan gibi…

Birer eser olan sizlersiniz…Her birimiz…
Birer sanat eseri olan sizsiniz, sizin varlığınız, var olan var edilen
siz!..
Birer özel değer olan siz!..

AŞK/HAYAT/ARZU/TUTKU VE GECE!..
Yaratılmaya değer olmuş birer büyülü, yüksek, sonsuz İlahi Sanat
Eserleri bizce…

Ve GECE BY GÖRKEM AKSOY İMZASI;
İşte bu değerlere özel yaratılan konseptleri, dokunuşları ve yaratım yorumlayışlarıyla peri tozu gibi geceye…Siz yıldız ruhluların değer ve değerli oluşuna özel kalite ve yaşam, hayat sitili çizgilerini tutkularıyla Aşka, Aşkla atfeder.” diyor.
İşte şimdi Gece’ye bürünüp kendinize dönme vakti. Gece, akşam 7 sabah 7 aralığında eşlikçiniz olmaya ve gecelerinize peri tozu serpmeye geliyor. Hazır mısınız?
İyi Gece’ler…

 

İlgili Makaleler