Moda dünyasında da sosyal medyada da, “giyinmek” ve “kombin yapmak” arasında ince bir çizgi var. İkisi de kıyafetlerle kendimizi ifade etme biçimimiz ama aslında tamamen farklı deneyimler. Biri sabah alarmı sonrası hızla bir şeyler üzerine geçirmek, diğeri ise bir hikâye anlatmak.
TikTok ve Instagram’da yükselen “wearing vs. styling” akımı ile kullanıcılar, adım adım kombin inşa etmenin sırlarını gösteriyor. Bir tema haline gelen bu trend, basit parçalar ve kapsül dolaplarla bile özenli bir stilin nasıl yaratıldığını gözler önüne seriyor.
Gelin, sadece giyinmek yerine stil yaratmanın inceliklerine göz atalım.
Temel parçalar mı, hikaye anlatıcıları mı?
Her dolapta olması gereken beyaz tişört, siyah blazer gibi temel parçalar, giyinmenin güvenli limanıdır. Ama styling? Tişörtünüzü farklı bir şekilde giymek, ‘statement’ bir aksesuar ile kombininizi tamamlamak veya topuklu bir çizmeyle kombin seviyenizi yükseltmek… Temel parçaları kullansanız bile, perspektifinizi değiştirerek yeni boyutlara kapı aralayabilirsiniz.
Bir kombini gerçekten kombin yapan şey detaylardır. Boynunuza taktığınız ince bir fular, kocaman halka küpeler ya da oversized bir güneş gözlüğü… Bunlar kıyafetinize “Ben buradayım!” dedirten ayrıntılardır.
Layering sanatı
Giyinmek, bir kazak ve pantolondan ibaret olabilir. Ama kombin yapmak? Gömlek üzerine moda olan desenlerle donatılmış bir süveter, üzerine bir trençkot, belki de farklı bir doku için bir deri kemer eklemektir.
Renk ve desen uyumu? Kuralları bozun
Stil yaratmak kuralları yıkmak demek. Pembe ve kırmızı mı? Neden olmasın? Çizgiliyle çiçekli mi? Haydi deneyelim!
İlginizi çekebilecek bir diğer yazı >>>>> “Beklenmedik kırmızı” teorisi ile kombinlerinize hareket katın
Kapak: @andiwashington__
