Gurur Tablosu: Seda Akgöz

  • Futbola nasıl başladın Selda?

Ovacık Spor Lisesi’nde okudum ben, futbola da orada başladım.

  • Ailenin bu konudaki tavrı nasıldı?

Çok zor ikna oldular. Babam hiç istemiyordu çünkü biz hep bir aradaydık daha önce hiç ayrılmamıştık.
Bir abim, bir ablam var. Hocam bana yol açtı böyle bir okul var gitmek ister misin diye sordu. Küçükken çok yaramazdım. Annem ev hanımı, babam Seka’da çalışıyordu. Biz küçük bir beldede yaşıyorduk Zonguldak’ta. Ben zaten düz lisede okuyacaktım, fen lisesine puanım yetmezdi, bütün köy, “Bu okumaz,” diyordu bana. Ben spor lisesine gitmek istiyorum ama babam beni göndermek istemiyordu yatılı okul olduğu için.

  • Babanı nasıl ikna ettin liseye gitmek için?

Bir gün babam okul müdürüme selam veriyor, okul müdürü almıyor selamını. Sonra babam soruyor,
“Hayırdır?” diye. O da, “Sen kızı neden okula göndermiyorsun?” diyor. Babam da içerliyor bu konuşmaya, aslında duygularını gösteren bir adam değildi benim babam; üzüldüğünü, sevindiğini
bilmezdi kimse. Eve gelip anlattı olanları, “Gel götüreceğim seni,” dedi. Ben de bunu duyar duymaz gittim hemen eski okulumdan diplomamı aldım, vesikalık fotoğraf çektirdim ama bunları da borç parayla yapıyorum o sırada. Toplanması gereken bütün belgeleri kendi başıma toplayıp hazır ettim babama da, “Sadece beni oraya götürmen kaldı,” dedim. Çünkü aslında istemiyor gitmemi; kendim halletmeseydim işlerimi şu an buralarda olamazdım ki, evlenmiştim bile belki çoktan. Köydeki tüm kız arkadaşlarımın şimdi çocuğu var.
Ben o okula birinci girdim. Babam nasıl gururlanıyor; evdekilere bir anlatışı var, yerel gazetede haberlerimiz çıkıyor, hepsini almış koltuğunun altında sıkıştırıp eve getiriyor, bana hiç çaktırmıyor tabii. Annemler sonradan anlatıyor bana. Okula girdim ama hentbol takımı kuramadık onun yerine voleybol takımı kurduk. Voleybol takımımızla gereken başarıyı sağlayamadık ve futbol oynamaya karar verdik. Hepimiz çok şaşkınız tabii hayatımızda daha önce hiç futbol oynamamışız.

  • Hocanız neden futbol takımı kurmak istedi?

Kızlar tarafından daha önce denenmemiş bir spor olduğu için herhalde, ilerisi için yolumuz açılsın diye böyle bir şey yaptı. Beni hep forvet olarak oynatmak istiyorlardı, ben de ağlıyordum kaleci olmak istiyorum diye çünkü koşmaktan nefret ediyordum, içimden hep, “Geleni tutarım, tutamazsam da sağlık olsun,” diye düşünüyordum. En sonunda kaleci oldum. Altı aylık kaleciyim, çok bir şey bilmiyorum, tutmayı öğrettiler, vurmayı öğrettiler…

  • Peki o sırada evde neler oluyor?

Eve her gittiğimde bir yerim morarmış oluyordu, düşmeyi bilmediğim için, sanki dayak yemişim. Yavaş yavaş iş ciddiye binince kabul gördü ailede de. Altı aylık kaleciyken Trabzon’a gideceğiz maça, Trabzon’un da durumu iyiydi o zamanlar ligde, maçta biri arkamda, “Seni Milli Takım’a alacağım çok iyi kalecisin,” diye bağırıyor. Ama ben maçta topları gözüm kapalı tutuyorum, iki üç tane öyle top çıkardım. Tanımıyorum birisi bir şeyler diyor ama kim, arkamdan öyle bağırıyor. Sonra gerçekten o maçın üstünden iki üç ay gibi bir zaman geçti beni Milli Takım’a çağırdılar.

  • Milli Takım’a çağrılman nasıl oldu? Okul aracılığıyla mı?

Evet, hocamla irtibata geçmişler. O bana söyledi.

  • Baban ne yaptı haberi alınca?

Öğrenir öğrenmez anlattım zaten, sevindiler ama çok anlamadılar. Futbol izlemeyi sevmezler aslında, şu an bile abim benim zorumla izliyor. Neyse sonra aldılar beni giydirdiler, Nescon almışlardı hiç unutmuyorum o zamanlar Nike filan yok tabii daha.

  • Ataşehir Belediyespor’da oynuyorsun ve Gazi Üniversitesi’ni bitirdin. Futbol dışında çalışıyor musun?

Maalesef çünkü hala atanmayı bekliyorum.

  • Antrenör olarak çalışmayı düşünüyor musun?

Hedefim Milli Takım’da antrenör olmak.

  • Futbola başlayacak genç kızlara ve ailelerine ne mesaj vermek istersin?

Önce bir gelip izlesinler, anlamaya çalışsınlar, öğrensinler bilsinler. Takımdakilerle tanışsınlar o ortamı, maç öncesi heyecanı hissetsinler. Aileler bunları birlikte yaşayıp çocuklarını yönlendirsinler.

  • Nike’ın desteği size kendinizi nasıl hissettiriyor?

Çok iyi, o kadar güzel bir motivasyon kaynağı oldu ki tarifi imkansız. Bu kadar güzel olabileceğini gerçekten hiç düşünmemiştim.

İlgili Makaleler