Influencer’s Life: Ala Tokel

Şu an göz önünde bir influencer’sın. Peki, daha önce ne yapıyordun?
Kadir Has Üniversitesi’nde Yeni Medya okudum. Mezun olduğumdan beri sosyal medyayla ilgileniyorum. YouTube sayesinde neredeyse dört senedir hayatımı insanların gözü önünde yaşıyorum. Daha öncesini unuttum sanırım.
 

  • Olduğun yerden ve yaptığın işten mutlu musun?

Çok mutluyum. Kariyer hedefim her zaman sıkılmadan yapabileceğim bir iş bulmaktı. Hiçbir zaman çok para kazanmak değil, zorlansam da zevk alacağım bir iş seçmek istedim. Makyaj benim dünyamdı. Dünyamı herkese göstermek kendi tercihimdi. Şimdiyse her şey planlamadığım kadar iyi gidiyor. İlk zamanlarda takipçi sayının bu kadar büyüyeceğini hayal etmiş miydin? Influencer’lık sanırım çok hırslı insanların işi değil. İnsanlar er ya da geç bu işi çok büyümek ve çok para kazanmak için yaptığını anlıyor. Ben hep kendimi tam anlamıyla yansıtabilmek istedim. Olduğum yere geldiysem belki biraz da bunu hiç hayal etmeden, planlamadan yaptığım içindir.
 

  • Herhangi bir estetik operasyon ya da medikal müdahale var mı yüzünde?

Evet, var. Burnumu 17 yaşımda lisede kızlar kırmıştı. 18 yaşımda yaptırdım. Memnun muyum? Asla. Ucu yamuldu. Bişektomi yaptırdım. Yani yanak içi yağlarımı aldırdım. Hayatımın kararlarından biriydi. Geçen ay dudağıma dolgu, yüzüme de botox yaptırdım. Henüz diğerlerine sıra gelmedi. Ama yaptırmaktan ve söylemekten asla çekinmiyorum.
 

  • En çok stalk’ladığın kişi kim?

Kesinlikle Selin Ciğerci. Renkli dünyasında kayboluyorum.
 

  • Dünyadan ve Türkiye’den en çok hangi influencer’ları başarılı buluyorsun?

Türkiye’de başarılı bulup örnek aldığım iki isim var, Danla Bilic ve Rachel Araz. Arkadaşlığımız bir yana ikisini de kendi alanlarında çok başarılı buluyorum. Dünyadan şu sıra en beğendiğim isim, hiç üşenmeden çektiği Reels videolarıyla Leonie Hanne.
 

  • En sevdiğin markalar hangileri?

Elimin en çok gittiği iki marka Off -White ve Academia. Biliyorsun ben çok elbise insanı değilim.
 

  • Türk tasarımcılardan en çok kimi tercih ediyorsun?

Bu aralar Duygu Ay’ı hayranlıkla takip ediyorum. Onun dışında her işine bayıldığım Tuğçe Özkaynak var.
 

  • Sosyal medyada göstermediğin bir özelliğini söyler misin?

Acayip stresli ve gerginim. Kamera önünde olmadığım her an kafam dolu ve hep işimle alakalı bir şeylerin mücadelesindeyim. Hayatımın hep en ilgi çekici ve eğlenceli kısımlarını çekmeye çalışıyorum ama perde arkası kabus.
 

  • Nail art ve güzellik merkezlerin var. Bu fikir nereden aklına geldi? Bakıma çok düşkün müsün?

Kendi gittiğim tırnak stüdyosundan çok etkilenmiştim. İnanılmaz bir dünya bence nail art. Ucu bucağı yok. “Bu işte sıkılmam,” dedim. Tırnak ve makyaj stüdyom olunca, yani bu işim haline gelince, kendime bakmaktan biraz uzaklaştım. Artık zorunda kalmadıkça makyaj yapmamaya çalışıyorum.
 

  • Başka girişim fikirleri var mı aklında?

Bir de keşfedilmemiş yetenekleri ve özgün içerikleri destekleyen yeni nesil müzik kanalı Bub Music var, yavaş yavaş büyüyor ve çok keyifli gidiyor ama bunlar bana yetti daha fazlasının düşüncesi bile korkutuyor.
 

  • Erken yaptığın evlilik ve boşanma sonrası yaşantın bu kadar göz önündeyken çok sağlam bir şekilde insanların karşısına çıktın. Bu tepkilere nasıl dayandın?

Güçlü durmaktan başka seçeneğim yoktu. Sosyal medya beni motive ettiği kadar zor zamanlarımda zehirledi de. Olabildiğince bakmamaya, okumamaya çalıştım. Hayatında her şey yolunda olsa da, yeri geliyor emin olduğun şeyden bile şüphe duyabiliyorsun. İyileri kötülerden ayırdım. Sadece iyi dilekleri okudum. Sadece onlarla konuştum.
 

  • Yapacağın iş birliklerinde gerçekten kendi beğendiğin ürünleri mi seçiyorsun yoksa daha çok ses getirecek ürünleri mi?

Kendi yüzüme sürmeyeceğim hiçbir ürünü başkalarının almasına aracı olmam. Yaptığım iş gereği birçok ürün tanıtıyorum ama hepsini kendim de kullanıyorum. Ben çok linç yiyen biri olarak böyle şeylerden kaçınırım da…
 

  • Sosyal medyada başına gelen en komik olay neydi?

Geçen gün arkadaşım Sefo’nun canlı yayınına davet yolladım. Yayının açıldığını fark etmemişim. Yaklaşık iki dakika olabilecek en kötü açıdan gıdımı çekmişim. Üstüne masadaki arkadaşlarımla dedikodu yaptım. Yedi bin kişi anlık izliyordu. Herkes ne kadar çirkin olduğumu yazınca anladım durumu. Allahtan bir pot kırmadım.
 

  • Şu an bir ilişkin var mı?

Yok, bir insanı sıfırdan tanıma fikri bile korkutucu geliyor bana şu anda. 

 

RÖPORTAJ SERCAN YAŞAR STYLING MUSTAFA ÇOLAK PRODÜKSİYON WETOUCHPRO 

İlgili Makaleler