Karaca’dan Türkiye’nin ilk kristal yüzeye sahip pişirme serisi

Karaca ve Refika Birgül, mutfaktaki ihtiyaçlarımıza çözümler sunan sürpriz ürünlerle bizleri şaşırtmaya devam ediyor. Üretim gücü, güvenilirliği ve tecrübesi ile tanınan Karaca; yıllardır pratik ve lezzetli yemekler yapmamız için bilgi ve deneyimini paylaşan Refika Birgül bir araya gelerek “Swiss Crystal” pişirme serisini tasarladı. PFAS ve toksik madde içermeyen malzemesi, yanmaz yapışmaz iç yüzeyi ile mutfaklarda yeni bir dönem başlatan bu mucize seriyi, 7’den 70’e herkes tarafından sevilen başarılı aşçı Refika Birgül ile konuştuk. 

Karaca ile daha önce de iş birlikleriniz olmuştu. Marka ile yolculuğunuz nasıl başladı?

İlk iş birliğimiz Karaca’nın o güzel ürünleriyle tatlı videolar yaparak başladı. Böylelikle Karaca’nın hem ekibini hem ürünlerini daha yakından tanıma fırsatım oldu. Sonrasında benim çok sevdiğim bıçağımı ve Gönlübol bardağımın küçüğünü (herkes belki o kadar büyük bardak sevmez diye) Tatlıcan olarak yaptık. Hayalim olan tavayı ise zaten Karaca yönetimiyle konuşuyorduk. Onlar bana, Fatih Karaca da dahil olmak üzere, markam için çeşitli öneriler veriyorlardı, bunun üzerine neden beraber yapmıyoruz dedik ve Swiss Crystal böyle ortaya çıktı. Swiss Crystal’i çok uzun soluklu bir yolculuğun ilk adımı olarak düşünebiliriz. 

Swiss Crystal serisinin tasarımında kullanan teknolojik yenilikler ve ergonomik özellikler neler?

Mutfakta yemek yaparken kullandığınız tava ne çok ağır ne çok hafif olmalı, ısıyı güzel yaymalı ve güzel tutabilmeli. Biz tüm bunları Swiss Crystal’da bir araya getirdik. Asıl değişim ise ürünümüzde PFAS olmaması. Çünkü yanmaz yapışmaz tavalarda PFAS içeren bir kaplama bulunuyor. PFAS içermeyen bir kaplama varsa da o kaplamanın ömrü genelde çok kısa oluyor. Swiss Crystal’in katmanları, yapısı sayesinde uzun vadeli yanmaz yapışmazlığı sağlıyor. Aynı zamanda PFAS içermediği için önümüzdeki yıllarda yurt dışında yasaklanacak malzemeleri de içermemiş oluyor.

Pişirme serisi, tecrübeli ve tecrübesiz kişilere ne gibi kolaylıklar sunuyor?

Swiss Crystal öyle bir seri ki, tecrübelileri rahatlatıyor, tecrübesizleri de hata yapmaktan kurtarıyor. Öncelikle yapışmaya müsait pek çok ürün, buna yumurta da dahil, Swiss Crystal’in yüzeyine yapışmadığı için malzemenin bozulması, parçalanması gibi dertler kesinlikle yaşanmıyor. Örneğin bir börek yaptığınızda onu çevirmekte ya da tavadan sıyırmakta hiç zorlanmıyorsunuz. Kolay temizliği de muazzam bir rahatlık sağlıyor. Yani Swiss Crystal ile bir şeyi pişirmekten tabağa aktarıp yıkamaya kadar geçen sürenin her anı keyif veriyor.  

Seri kaç parçadan oluşuyor ve işlevsel farklılıkları neler?

Biliyorsunuz tencereler uzun yıllar kullanılır ama tavalar belirli aralıklarla değiştirilir, çünkü tavayı her şey için kullanırsınız; bir şey ısıtırken, kahvaltı ve yemek hazırlarken, börek pişirirken… Tencere yemeklerinden kavurmalara, stir fry denen biraz et, biraz sebze ve biraz noodle, makarna veya pilav birleşimlerine kadar her şeyi tavada yapmak kolay oluyor. Dolayısıyla bizim için hem boy hem de şekil olarak tava alternatiflerinin olması önemliydi. Mesela büyük tavalarımızın derinliği çok daha fazla. Ayrıca kare şeklinde grill tavamız ve 3 farklı boy sahanımız da var. Ve yine benim için çok önemli olan bir diğer parça da sos tencereleri. Türkiye’de sos tenceresi kullanımı daha tam bir alışkanlığa dönüşmese de 2 farklı boy sos tenceremizle seriyi çeşitlendirdik. Bunların hepsi farklı ihtiyaçlara cevap veriyor; daha büyük aileyse büyük sos tenceresi, küçük aileyse küçük sos tenceresi, tek bir öğrenci ise bir sahan ve bir sos tenceresi gibi herkesin kullanıma uygun boyutlarda çalıştık. Bir diğer işlevsel farklılığı ise sıfır yağ ile kullanılabilmesi çünkü yapışmaz. Kavururken bile yapışmaz olması çok değerli bir özellik. PFAS içermemesi keza öyle. Bu çeşitler ve boylar zamanla artacak. İleriki zamanlarda fırına girebilmesini sağlamak için metal saplarımız da olacak. Ayrıca küçük tatlı dokunuşlar katacağız, ama onlar artık sürpriz olsun.

Bir jenerasyondan diğerine kalabilen eşyalardan maalesef pek bahsedemiyoruz. Karaca ise kalite ve dayanıklılığa her zaman önem veren bir marka. Serinin tasarımı ve üretimi uzun süreli kullanım desteklemek için nasıl optimize edilmiş?

Şimdi bu tarz tencere ve tavalarda aslında yanmaz yapışmaz kısmın katmanlarının kalınlığı, katmanlarının adedi çok önemli. Bizim serimizin hem kalınlığı hem de üzerindeki yanmaz yapışmaz Swiss Crystal özelliği, dayanıklılığını artırıyor. Ayrıca diğer tavalara göre biraz daha parlak bir yüzeyimiz var. Swiss Crystal, kristallerden gelen parlaklık sayesinde daha kaygan, daha yapışmaz ve yağsız pişirilen bir yüzeye dönüşüyor. Bir tava, normal bir evde yıllarca kullanılabilme sürecini, benim mutfağımda yaklaşık 1-1,5 ayda yaşıyor. Sabahtan akşama onlarca yemek pişmiş oluyor ve uzun ömürlülüğünü ben şahsi olarak tecrübe ediyorum. Bir de bu yanmaz yapışmazlık ve kaydırmazlık sayesinde temizleme kolaylığı da tavanın ömrünü uzatıyor. Mesela tavada bir şey pişirdiniz tavaya yapışırsa onu ne yapmak gerekiyor? Kimi zaman ovalayarak sert yüzeyli bir süngerle yıkamak, kimi zaman tellemek gerekiyor ve bu şekilde tavaların yüzeyi çizilebiliyor. Ancak Swiss Crystal’in yapışmaz yüzeyinde bu tarz uygulamalara hiç ihtiyaç duyulmadığı için tava doğal olarak, kendi kendine ömrünü uzatmış oluyor.

Yoğun hayat temposunda yemek yapmaktan kaçınır olduk. Swiss kristal pişirme serisi en tembelimizi bile mutfağa sokar mı sizce?

Kesinlikle! Swiss Crystal’le yemek yapmak gerçekten bir zevk. Estetik olarak da ayrı bir zevk. Biliyorsunuz bugüne kadar hep kara kara tavalar bu tarz şeyler için kullanıldı. Swiss Crystal’i ise elinize aldığınızda renginin ferahlığı, tasarımı, ağırlığının dengesi yemek yapma keyfini en başından artırıyor. Daha sonra, pişirdiğiniz bir şeyi ben bunu nasıl çevireceğim diye düşünürken gayet rahat bir şekilde yaptığınızı; ben bunu nasıl tabağa koyacağım derken hop diye aktardığınızı görüyorsunuz. Diyet yaptığınızda azıcık yağ kullanınca acaba yapışır mı diye korkmanız da artık gereksiz. Bunun gibi küçük görünen ama önemli ayrıntılar gerçekten insanı mutlu ediyor. Yemeği pişirdikten sonra tavayı tencereyi yıkamanın eziyeti de yok, hani neredeyse su tut, sil, bitti kadar kolay olması, en tembeli bile mutfağa sokabilir. Ama benim amacım sadece tembeli mutfağa sokmak değil, mutfağında uzun saatler geçiren insana da bir “oh be!” dedirtmek. İkisi de benim için çok önemli.

İlgili Makaleler