Kraliyet macerası “My Lady Jane” Amazon Prime’da!

Amazon Prime’ın İngiliz kraliyet dönemini ele alan, Leydi Jane’in ansızın kraliçe olmasını ve ardından gelen serüvenleri anlatan yeni komedi-macera dizisi “My Lady Jane”i bir gecede bitirdim. Çok akıcı ve izlemesi çok eğlenceliydi. Seyirciyi ve olay örgüsünü aktif tutmayı başaran bu projenin kıymetli oyuncuları Anna Chancellor, Rob Brydon, Kate O’Flynn, Jordan Peters ve Máiréad Tyers ile dizi hakkında sohbet etmek de bir o kadar keyifliydi. (Röportaj : Duru Arca)

Anna Chancellor – Leydi Frances Grey

D.A. Diziyi izlerken Lady Frances Grey’in manipülatif bir karakter olduğunu gözlemledim. Neden bir güce sahip olmak istiyor ve sahip olduğu güç onun ne işine yarayacak? Elde ettiği güçle bir otorite yaratmaya mı çalışıyor yoksa sadece zengin olmak mı istiyor?

A.C. Hiyerarşide ya yükselirsin ya da düşersin. Sosyal statünün sabit kalması gibi bir durum söz konusu değil. Lady Frances Grey dul bir kadın. O dönemler Kral Henry’nin korkunç otoritesinin en yaygın olduğu zamanlar. Bu dönemden sağ olarak kurtulmak ve çocuklarını korumak zorunda. Aslında bir bakıma başka bir şansı yok gibi. Bu nedenle kendisi için güçlü bir pozisyon için mücadele ediyor ve tabii ki, bir kraliçe gibi hissetmek, güzel elbiseler giymek istiyor da diyebiliriz!

D.A. Lady Frances Grey karakteri kızlarını gerçekten seviyor mu ? Tüm bu çabası kızlarına iyi bir gelecek sağlamak ve onlara iyi bir eş bulmak için mi yoksa kendini mi daha çok seviyor?

A.C. Bence bu konuda onun kafası biraz karışık. Bazen kendisini daha çok önemsediği ve daha çok sevdiği açık. Fakat kızlarını da çok sevdiği için onların da kurtulmasını ve iyi bir geleceğe sahip olmalarını istiyor.

D.A.  Lady Frances’in katılmadığınız seçimleri oldu mu?

A.C. Hayır. Bence haklı. Çünkü gerçekten o saraydan ayrılmaları gerekiyordu, kızlarını kendi bulduğu adaylarla evlendirmesi gerekiyordu. Davranışları dominant ama o şartlara göre de haklı. Çünkü kendisi kızları için savaşan bir anne.

D.A. Sizi bu projeye çeken şey neydi ve bu projede en çok neyi heyecan verici buldunuz?

A.C. Komik ve kötü bir karakteri canlandırmak çok eğlenceliydi. Böyle bir ekiple çalışırken projeyi sevmemek için bir sebep yok. Hayat inişli çıkışlı bir serüven bu proje benim ve kariyerim adına bir çıkış oldu.

Rob Brydon – Lord Dudley

D.A. Benim gözümde Lord Dudley başta kendisi sonra da oğulları için türlü maceralara atılan ve sürekli engelleri bir şekilde aşmayı becerebilen bir karakter.Siz karakteriniz hakkında ne düşünüyorsunuz? Lord Dudley’de sizi en çok çeken şey ne oldu?

R.B. Manipülatif bir karakteri oynamak benim için harika bir fırsattı. Senaryonun üslubu çok ilgimi çekti. Okudukça kendimi gerçekten Lord Dudley gibi hissediyordum. Kostümler, ayakkabılar, replikler her şey sana özel ve senin için. Ayrıca Lord Dudley hikaye boyunca bir yolculuğa başlayan ve o yolculuğu farklı yerlerde tamamlayan bir karakter. Kadın odaklı bir projede çalışmak da ayrıca keyif vericiydi. Çok mutlu bir proje oldu bu yüzden.

D.A. Diziyi izlerken Lady Frances Grey ve Lord Dudley karakterlerini birbirlerine çok benzettim. Kendi çocuklarına karşı tavırları, entrikaları… Siz ne düşünüyorsunuz?

R.B. İkisi de aynı dönemin insanları ayrıca her ikisi de birer ebeveyn. Bu nedenle ikisi de dünyayı aynı görüyor. Karşılıklı bir anlayış var.

Kate O’Flynn – Mary

D.A. Mary’nin bu kadar hırslı bir karakter olmasının sebebi ne? Bu gücü elde edince ne olacak?

K.F. Tarihsel açıdan incelediğimizde tahtın bir sonraki sahibi zaten Mary. Yıllar boyunca buna hazırlanıyor ve eğitimler alıyor. Fakat sonra planları suya düşüyor ve hiç beklenmedik biri tahta çıkıyor. En başından beri tahta oturmak onun hakkı olduğundan dolayı çok hırslı ve akıllı bir karakter.

D.A. Sence Mary’nin hassas noktası ne?

K.F. Duygularını kontrol edememesi ve duygularıyla haraket etmesi. Bu sebeple düzgün düşünemeyen bir karakter.

D.A. Karakteriniz hakkında tek bir şey değiştirecek olsaydınız bu ne olurdu?

K.F. Ona akıl verecek daha fazla arkadaşı olsun isterdim. Ayrıca iyi bir babaya sahip olmasını isterdim.

D.A. Karakterle bütünleşme sürecinizde Mary’nin en çok hangi özelliği hoşunuza gitti?

K.F. Kesinlikle kostümler.

Jordan Peters – Kral Edward

D.A. Kral Edward tahtını neden Jane’e bıraktı? Hayatını kurtardığı için mi? Yoksa kız kardeşlerine güvenmediği ve başka çaresi olmadığı için mi?

J.P.  O sahnede Kral Edward’ın kafası çok karışık. Hangi ismi belirleyeceğini bilmiyor ve etrafındakiler tarafından sürekli baskılanıyor. Bu yüzden onun aklına tek güvendiği kişi olan Jane geliyor. Tahtı Jane’e bırakırsa ve ileride bir erkek çocuk sahibi olursa onun kral olabileceği düşüncesi ona mantıklı geliyor. Ve evet, kız kardeşi Mary’ye güvenmiyor.

D.A. Kral Edward’ın en yakınındaki kişiler düşman, en uzaktakiler ise dostu oldu. Kral Edward tüm bu olay örgüsünde nasıl bir karakter gelişimi gösterdi?

J.P. Kral Edward küçük yaşta tahta geçmek zorunda kaldığı için sorumluluk sahibi bir kral değil. Normal bir hayat yaşamak, aşık olmak ve keşfetmek isteyen biri. Çocukluktan direkt krallığa geçtiği için hayatında büyük bir değişime maruz kalmış biri. 

D.A. Edward eğer bir ‘Ethan’ olsaydı hangi hayvan olmak isterdi?

J.P. Bu soruya cevabım her defasında farklı bir hayvan oluyor. Bugün bir kuş olmak isterdim. Özgür ve uçabiliyor.

K.F. Bende kedi olurdum! Elegant, hızlı haraket eden ve sinsi…

Máiréad Tyers – Susanna

D.A. Susana karakterine nasıl hazırlandın?

M.T. Bir sürü unsur vardı. Oynadığım karakterle ve bulunduğu dönemle ilgili müzik dinlemeyi çok severim. O moda girmemi sağlıyor. Dizi de müzik kullanımı çok güzeldi. İngilizce pop rock ve Indie müzikler beni karakterin havasına sokuyordu. Provalardaki at sürmelerimiz, balık tutma sahnelerimiz, Jane karakteriyle geçirdiğimiz zaman hepsi karaktere girmemi sağladı.

D.A. Sence Susanna gerçek bir dost mu?

M.T. Bence Susanna gerçek bir dost. Hem kendisi hem de arkadaşlığı için yapması gerekenleri yaptı. Evet, en yakın arkadaşı Jane’den bir sır sakladı ama bu sır ortaya çıksaydı işi, arkadaşları olamayacaktı ve bu sır bir süre ikisinin arasındaki bir mesafeye sebep oluyordu. Bu yüzden Jane’in yanından ayrılınca kendini daha özgür hissetti. Susanna özgür ruhlu, farkındalığı yüksek ve disiplinli biri. Bazen bencilce kararlar verse de bu kendi geleceği için yapmak zorunda olduğu şeyler. 

D.A. Çekmesi özellikle zorlayıcı veya akılda kalıcı olan sahneler var mıydı?

M.T. Evet! Açılış sahnesinde ben ve Jane saraydan kaçıyoruz. Çok heyecan verici, hızlı ve eğlenceli bi sahneydi. Bu sahne çekilirken üzerimizde ağır kostümler vardı ve bu kostümlerle koşmaya çalışırken ayağım takıldı ve düştüm. Bu benim için unutulmaz ve komik bir anıydı.

İlgili Makaleler