Uruguaylı tasarımcı Gabriela Hearst, Chloé’deki son koleksiyonunu büyük bir heyecanla bizlerle paylaştı. Kendi markasına ağırlıklı odaklanmaya karar veren tasarımcının Chloé’den ayrılmaya karar verdiği bu temmuz ayında moda severlerle paylaşılmıştı. Koleksiyonun başlangıcı Paris’teki normal bir koleksiyon gibi adlandırılırken, sonda yapılan adeta şölen havası, tasarımcının ayrılışını bir hüzün olarak değil tam tersine, bir kutlama olarak adlandırmak istediğini gösteriyor.
Koleksiyonu beyazlar içinde adeta bir gelin gibi bir görünümle açan tasarımcı, aynı görünümlerin siyah rengini sergileyerek, zıtlık kavramından çekinmiyor gibi görünüyor. Kat kat elbise ve eteklerle son koleksiyonunu kendini hatırlatacak bir şekilde yaratmayı ihmal etmemiş tasarımcı. Beyaz efil efil elbiselerden geniş ceket ve kısa şortlara geçiş yapan koleksiyon, her türlü kesime hitap etmeyi kendine görev edinmiş. Siyah görünümlerde yoğunluğu deri kumaşlardan, gri parlak kumaşlar ve güpürlü elbiselere geçiş yapılıyor. Bot ve kaban görünümlerini bolca barındıran koleksiyon, sıradanlıktan uzaklaşmak için çanta tercihinde canlı renkler seçiyor.
Bu koleksiyonda gerek ceket gerekse elbise modellerinde geometrik tasarım farklılıklarından kaçınmayan tasarımcı bu görünümleri siyah ve beyaz renklerle yapmayı tercih etmiş. Siyah görünümlerde ağırlıklı altın takılara yer veren koleksiyon, beyaz görünümlerinde gümüş takıları tercih ediyor gibi görünüyor. Tasarımcı, koleksiyonun devam eden dakikalarında ilk parçalarda görünen ve etkisini arttırarak devam ettiren ters üçgen şekilli tasarımlara imza atıyor. Elbisesin vatkalı kısmından çıkan rengarenk fırfırlı kumaşlar bizi siyah ve beyazın dünyasından farklı bir gezintiye çıkarıyor ama bu gezinti çok uzun sürmüyor.
Koleksiyonu siyahla kapayan ama bu rengin yarattığı hissin tamamen zıttını bizde ortaya çıkaran bir şölen başlıyor. Mangueira olarak adlandırılıp bir samba okulu olan ve üzerinde bu isim yazılı olan bir tişört ile alana çıkan tasarımcı, samba dansıyla ve şarkıcılarla görsel şölen yaratıyor. Bütün görünümler kapanışı yaparken ortadaki sanatçıların yarattığı pozitif hisler ve söylediği şarkılar, modanın ne kadar içten ve hayattan olduğunun bir örneğini bize göstermiş oluyor. Modellerden sonra tasarımcının selam vermesinin bir klasik olduğu moda dünyasında sanatçılarla birlikte dans ederek yeni başlangıçların ne kadar eğlenceli olabileceğini bize gösteriyor. Markaya yürekten tasarımlar yaratarak katkıda bulunan tasarımcıyı tebrik ediyoruz.