Mimar Betül Boy Zafer imzasını taşıyan müstail ev, Bodrum Demirbükü sahilinde bir site içerisinde konumlanıyor. Ev sahiplerine dört mevsimin büyüsünü yaşatan proje, modern mimarinin inceliklerini çağdaş tasarım anlayışıyla buluşturuyor. Hem estetik hem de işlevselliği ön planda tutan yapısıyla, yılın her döneminde konfor ve şıklığı bir arada sunuyor.
Tüm renkleri barındıran yüksek enerjide bir plana sahip olan evin kendisine en büyük ilhamı verdiğini söyleyen mimar Betül Boy Zafer, iki çocuklu ailenin tüm yıl boyunca keyifle vakit geçirebileceği bir proje tasarlamış. Evin üst katında 2 oda, salon ve mutfak yer alırken, alt katında 6 oda, mutfak ve hobi alanı konumlandırılmış. Ailenin daha önce başka bir ev projesinde de çalışan mimar Zafer ile bir araya gelerek bu renkli projeyi yakından inceledik.
Ev sahibinin sizden beklentileri ve istekleri nelerdi?
Öncelikle ev sahipleri bu evi yaz başlamadan yaklaşık birkaç ay önce satın almış oldukları için yetişemez endişesi taşıyorlardı. En önemli beklentileri yaz öncesi evin her şeyiyle hazır olmasıydı. Benimle bu konuyu istişare ettikleri zaman hiç vakit kaybetmeden sahaya giderek ne kadarlık bir süreye ihtiyacım olacağını belirledim. İstekleri ile benim planlamam örtüşünce de projeye başladık.
Öne çıkan yoktur, bütünlük esastır. Bu felsefe benim temel çalışma prensibimi oluşturur.
Siz nasıl bir ev ortaya çıkarmayı hedefliyordunuz?
Ev sahiplerini çok iyi tanıyor olmam benim için bir avantaj oldu. Aile dinamiğini bilmek, yaşam alanı tasarlarken en önemli husus. Nasıl rahat ettikleri, en çok hangi! alanlarda vakit geçirdikleri, hobileri vs. tüm bu bilgiler tasarım sürecine yön veren önemli doneler. Aynı zamanda, ev sahiplerinin diğer evlerinden tamamen farklı, özgün, trend ve dinamik bir yaşam alanı oluşturma fikri gelişti bende. Buradan çıkan tasarım sürecim çok hızlı ilerledi ve nihai projem hepimizi heyecanlandırdı.
Evde yapısal herhangi bir müdahalede bulunuldu mu?
Bazı duvarlarda değişiklikler yaptık, tüm mahallerin elektrik ve bazı tesisat alt yapılarında müdahalelerde bulunduk. En çok da bahçe alt yapısını komple değiştirdik. Yeniden drenaj, alt yapı ve elektrik hatları çekildi. Strüktürel sabit saksılamalar !le komşu duvar yapılarını pekiştirdik. Bahçedeki kot farkı için ilave kot yükseltme çalışmaları yapıldı.
Evin dekorasyonu nasıl ilerledi?
İkinci toplantımızda tüm tasarımları hem kafamda hem de projelerimde oturtmuştum. Mekânın istekleri, ev sahiplerinin istekleri ve benim ön görülerim 3 belirleyici unsur olarak birleşti. Tüm tasarım; inşaat ve sabit atölye işleri devam ederken biz hareketli parçaların ev sahibi ile beraber satın alımlarını yaparak tamamlandık.
Ev oldukça renkli ve canlı bir renk skalasına sahip. Renk tercihlerinizi neler belirledi?
Rastlantısal değil hiçbiri. Özellikle serbest nesne ve eşyaları seçerken genel dinamiğe bağlı kaldık. Renklerin kendi içlerindeki soğuk-sıcak etkisi tamamen kurguya dahil. Aynı zamanda renklerin özgül ağırlıkları olduğu inancındayım ve bu dengeye göre renk dağılımlarını bir teraziye oturttum.
Evin sanatsal boyutu antreden itibaren göze çarpıyor? Sanat eserleri projeye özel mi seçildi?
Proje dahilindeki her sanat eserini ev sahibiyle beraber özel olarak seçtik. Değerli sanatçılarımızdan Emre Namyeter ve Nilay Özenbay’ın eserlerinden, Leblon Delienne’in devasa heykeline ve dünya markalarının tasarımsal mobilyalarına kadar hepsi evin kıymetli birer parçası.
Genel olarak evin aydınlatma seçimlerinde ve aydınlatma tasarımlarında nelere dikkat ettiniz?
Aydınlatma konusu ayrıca uzmanlık alanım olduğu için bu kalemde çok detaylı çalıştık. Dr-Light benim tasarımlarımı hayata geçirirken aynı zamanda Ingo Maurer, Kenneth Cobonpue gibi isimler de tasarımlarıyla bu projede yer aldılar.
Yeni projelerinizden de bahsedebilir misiniz? Neler üzerinde çalışıyorsunuz?
Bir yıldır heyecanla çalıştığım, eşime ait olan Vehbi Zafer Diş Polikliniği’ni benzersiz bir konsept ve mimari tasarımla tarihi bir lokasyonda projelendirip hayata geçirdim. Kaba inşaatından tüm ince işlerine kadar dünya standartlarında ve zamansız bir proje olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda iki dünya markasının yeni mağaza ve restoranlarını yapıyorum. Marka sahibi olan zevkli arkadaşımla beraber ilerlediğimiz bu tasarım yolculuğu değerli anılar biriktirmemizi ve iki sanat eserine sahip olmamızı sağladı: Biri “Halcyon Days”, diğeri “Mackenzie-Childs”.
Fotoğraflar: MEHMET ÖZGEN
