Son yıllarda Herkül serisi ile sanat dünyasında ön plana çıkan Emre Yusufi, şimdilerde adidas için özel olarak hayata geçirdiği “Hercules Forum” heykeli ile radarımızda. Yeni yapıtı adidas Cadde mağazasında ziyaretçilerle buluşurken, biz de Emre Yusufi’yle bir araya gelip marka ile gerçekleştirdiği iş birliğini, spor ve sanatın birlikteliğini, sosyal medya kullanımını ve gelecek planlarını konuştuk.
Röportaj: Sebla Tanık
adidas’la işbirliği yapma fikri nasıl ortaya çıktı?
Bir fikirden öte organik bir süreçti diyebilirim. adidas’ın marka içerisinde kendisine ait bir takım çizgileri var. Bu çizgilerin bir kaçı bana hitab ediyor. adidas her dönem hayatımın bir parçasıydı. Sürekli üzerimde bir adidas olmuştur. Hem tenis oynayan biriyim, hem yaşam stili, gündelik tarzı da sportif olan biriyim. adidas Originals gündelik hayatıma hitap ederken, adidas Performance sporcu yönümle örtüşüyor. Marka ile profesyonel olarak birlikteliğimiz başladığında, yaşam tarzımın yanı sıra sanatıma da adapte etmek istedim. Zaten sanatımın her zaman beni yansıttığına ve benden bir parçayı taşıdığına inanırım. adidas da yaşamımın bir parçası olduğu için oldukça “soft” bir geçiş oldu.
adidas’a özel olarak tasarladığınız “Hercules Forum” eseriniz sporu ve sanatı nasıl bir paydada buluşturuyor?
Bu heykel, spor ve sanatın birbirleriyle nasıl etkileşime geçebileceğini ve güçlü bir ortaklık oluşturabileceğini gösteriyor. adidas markasının, Herkül’ün efsanevi gücünü ve azmini temsil etmesi, spor ve rekabetin insan doğasının temel bir parçası olduğunu vurgulayor. Ayrıca antik Yunan mitolojisinin güç ve kahramanlık sembolü olan Herkül’ü, çağdaş spor kültürü ve moda ile bir araya getirerek, zamansız değerlerin ve ideallerin sürekliliğini vurgulamayı amaçladım.
Diğer eserlerinizde de Yunan Mitolojisi’nden figürlere bilhassa Herkül’e çok referans var. Buna bir sanatçı obsesyonu diyebilir miyiz? Neden özellikle Herkül?
Sanatçı obsesyonu diyemem. Eski bir reklamcıyım ve benim üretim mantığımda “içinden geldiği gibi” anlayışı da varolmakla beraber, üretimimin bir anlam taşıması gerektiğini düşünüyorum. Yani üretimim “Bunu neden yaptın?” sorusuna cevap vermeli. Özellikle şimdilerde Herkül’ü konu etmemin sebebi, insana dair eserler üretme isteğimden aslında. Mitoloji çok özel ilgi alanım değil. Ama mitolojik bir figürü modern dünyaya adapte etme fikri ve orda doğan kontrasttan besleniyorum ve keyifli buluyorum. Burda Herkül’ü eşsiz kılan değer yarı insan oluşu. İnsana dair eylemlere olan arzusu. Ben de bizler gibi yaşayan bir mitolojik yarı-fikrini kullanmak istedim.
Peki adidas için tasarladığınız “Hercules Forum”da markanın ikonik ürünlerine atıflar var mı?
Var tabii. Öncelikle Forum. adidas mirasının en önemli simgelerinden. adidas’ta her şey bir ayakkabıyla başlıyor. Yani Forum markanın en köklü çizgilerinden biri. Bir basketbol ayakkabısı ve şu an çok yenilikçi bir yerde olsa da vintage bir noktadan geliyor. Dolayısıyla Herkül’ün ayağında Forum olmasının sebebi biraz bundan. Benim de koleksiyonerlik seviyesinde Forum ayakkabım var. Ayrıca adidas’ın iki değeri olan adidas Performance ve adidas Originals logolarını taşıyan bir adidas lover diyebilirim. Gerçek hayatta ben basketbol oynamaya giderken nasıl giyiniyorsam öyle bir Herkül aslında. Bir tüketici olarak baktığımda, adidas’ın her logosu bana eşit uzaklıkta. Ama marka tarafında böyle değil, bu yeni bir şey. İki farklı adidas logosunun buluştuğu ilk eser olma özelliği de taşıyor “Hercules Forum”. Ürün gamına da geniş bir yerden bakan bir çalışma oldu.
Bildiğim kadarıyla heykele dönüşmeden önce bir çok aşamadan geçiriyorsunuz eserlerinizi. Bu yaratım sürecinden bahseder misiniz?
Öncelikle her şey dijitalde başlıyor. Bundan yıllar önce dijitalle başladığımı söylediğimde ilginç bir şekilde yeriliyordum. Ne zamanki dijital hayatımızın bir parçası oldu, o zaman herhangi bir şeyin dijital olması kabul edilebilir hale geldi. Zamanında bunun mücadelesini en çok verenlerden biriyim. Tekniğim değişmedi ama insanların benim tekniğime bakış açısı değişti. Tüm heykeli önce modelliyorum. Tüm açılarından emin olduktan sonra bir kaç render alıp, malzeme ve renk denemeleri yapıyorum. Gerçek mekan yerleşim simülasyonları yapıyorum. Her şey istediğim gibiyse üretime geçiyorum. 3D printerler yardımıyla modellemesini yaptığım eseri fiziksel forma getirmek için boyutuna göre yüzlerce parçadan oluşacak şekilde basıp birleştiriyoruz. Günler süren bir birleştirme, zımparalama, tesviye etme ve boyama sürecinin ardından kalıp almaya hazır hale getiriyoruz. Sonrasında silikon kalıp alıyoruz ve mermer tozu yüksek bir bileşenle döküm yapıyoruz. Tekrar zımpara ve tesviye sonra boya. Bu süreç ortalama 3 ayı buluyor.
Eserlerinize baktığımda bende pozitif duygular uyandırıyor, mizahi yönünüzün kuvvetli olduğunu düşündürüyor. Bu, izleyicinizde hedeflediğiniz bir duygu hali mi? İzleyicilerin işlerinize tepkileri genelde nasıl oluyor?
Çok doğru tespit. Eserlerimde insanlarda pozitif duygular uyandırmayı seçiyorum. Bu çok uzun süredir böyle. İzleyenler hep tebessüm etsin istedim. Şu sıralar bunu yapmak biraz zorlaştı sadece. Kariyerim daha çok yurtdışında yerleşik olduğu için ülke gündeminden uzak işler yapmaya gayret ediyorum. Umarım tekrar kahkaha attığımız güzel günler gelir ve ben de daha eğlenceli şeyler yaparım, yapmaya devam ederim.
adidas ile daha önce “Mighty Hercules” isimli bir NFT koleksiyonunuz için de bir araya gelmiştiniz. Bu projenizi de sizden dinleyebilir miyiz?
PFP NFT olarak bir koleksiyon çıkarmıştık. adidas da projemize destek vermişti. Proje halen aktif ve değerli. NFT ve kripto piyasasının genel durgunluğundan muzdarip biraz sadece. Umarım koleksiyonerlerimiz adidas ile devam eden bu sağlıklı ve kalıcı süreci görüp Mighty Hercules projesine destek vermeye devam eder.
Geçmiş bir röportajınızda sosyal medyanın sizin için çok önemli olduğundan bahsetmiştiniz. NFT topluluğu ve Sosyal Medya’da eserlerinizi keşfetmelerini sağlamak için ne gibi stratejiler kullanıyorsunuz?
Sosyal medya kitlelere ulaşmak için çok önemli. Fakat algoritmalardan rahatsız olduğumu söylemek zorundayım. Her ne kadar Meta ile işbirliğinde olsam da herkesi video content üretmeye iten bir yapı var şu an. Kaliteli sanat içerikleri eskisi kadar kitlelerin karşısına çıkamıyor. Gelecekte sanatın en çok konuşulacağı şeylerden birinin dürüstlük olacağına inanıyorum. Çünkü neyin ne yöntemle yapıldığını anlayamayacağımız kadar birbirine yaklaştı her şey. Ben dahil herkes infinite scroll’un kölesi olduk. Hipnotize bir şekilde video izliyoruz. O sebepten açıkcası hiç bir stratejim yok sosyal medyada artık. Ben geleneksel bir sanat üreticisi olmaya devam edeceğim.
Gelecek planlarınızda ne var?
Yapmakta olduğum şeye devam edeceğim kesin. Bana genelde figür değişimi olup olmayacağını soruyorlar. Neden olmasın? Zamanlamasıyla ilgili kesin bir şey söyleyememekle beraber bir gün yapmak isteyebilirim. Belki popüler kültüre daha fazla hizmet edecek, eğlenceli şeyler yapılabilir. Yurtdışında çok aktifim ve sanat ligindeki eğilimleri takip ediyorum. Klasikçilerin yanı sıra modernciler, popçular var. Sanatta eğlence anlayışı Türkiye’de de yavaş yavaş başladı. Kendimi daha renkli işler yapmaya yakın hissediyorum.