Sand & Blue

Bir marka kurmanın, yönetmenin ve her sezon müşteriye yeni tasarımlar sunmanın ister hazır giyimde ister plaj giyiminde olsun ne kadar meşakatli bir süreç olduğu ortada. Sand & Blue’nun kurucusu ve tasarımcısı Dilek Aslanoba, sektörün içinde geçirdiği yıllar boyunca kazandığı tecrübelerle bu alanda bir adım önde. Sonsuz bir yaz hissinden yola çıkan marka; sade tasarımları süsleyen incelikli detaylar, çekici dokular, kaliteli kumaşlar ve egzotik desenlerle şehirli stilini plaja yansıtmanıza fırsat tanıyor.

  • Neden mayo tasarımcılığına yöneldiniz?

Mayo ve plaj giyimine özel bir ilgim vardı. Natürel ve zarif kadını tanımlayan plaj ürünlerinin pazardaki eksikliğinin farkına vardıktan sonra bu hayalimi işe dönüştürdüm ve Sand & Blue’yu yarattım.

  • ‘Timeless’ koleksiyonunuzdan bahsedelim. Öne çıkan parçalar neler?

‘Timeless’ koleksiyonundaki ilham kaynağım zamansızlık olgusu. Koleksiyonda 80’li yıllardan günümüze kadar süren bir yolculuk var ve bu esnada zamanda kaybolmak yerine yalın ve abartıdan uzak modellerle zamanı yakalamayı hedefledik. Bunun yanı sıra tasarım sürecinde yine 80’li yıllarda ön planda olan kemer ve yüksek bel trendinden ilham aldık. Bu koleksiyonda desenler yerine bantlar ve altın rengi aksesuarları tercih ettik. Sezonun öne çıkan mercan, yeşil ve somon renklerini ekru ve siyah ile birleştirerek kullandık. Ayrıca birkaç sezondur mayolar bikiniye göre daha fazla tercih edildiği için bizde de mayo daha ön planda.

  • 80’li yıllardan günümüze gelen retro vurgusunun hissedildiği tasarımlardan bahsettik. Modadaki bu geçmişe dönüş hissini neye bağlıyorsunuz?

Moda yalnızca günümüzden esintiler ve yeniliklerle değil, geçmişe dönüş hissi ve tekrarlarla da var oluyor. Okuduğumuz kitapla, dinlediğimiz müzikle, izlediğimiz bir filmle birlikte geçmişe kısa bir yolculuk yapabiliyoruz. Bu yolculuğun kişilerde yarattığı his ise birbirinden çok farklı. Tasarımlardaki farklılıklar da yalnızca tasarımcının bu yolculuğu nasıl yorumladığıyla ilgili. 80’li yıllar moda dünyasına yön vermiş tasarımları kapsayan bir dönem. Bu nedenle tasarımlarımda retro vurgusunun altını çizerek tam da o dönemin içindeymişiz gibi hissettirmek istedim.

  • Sizce gelecek sezonlarda özellikle mayo ve bikini alanında nasıl trendler göreceğiz, hangi trendler kaybolacak?

Gelecek sezonlarda yine plajlarda oldukça canlı renkleri, hareketli desenleri ve cesur kesimleri göreceğiz. Hem içinde kendinizi rahat ve mutlu hissedeceğiniz hem de stil sahibi görüneceğiniz mayo ve bikiniler oldukça ön planda olacak. Klasik mayoların yanı sıra modernize edilmiş bağlama detayları, fırfır ve püsküller, nostalji etkili yüksek bel bikiniler ve altın rengi aksesuarları önümüzdeki sezon sık karşımıza çıkacak. Ben sosyal medyanın desteğiyle bir anda yükselişe geçen bazı trendlerin aynı hızla kaybolacağını düşünüyorum.

  • Mayo ve bikini, hazır giyime göre tasarım açısından daha kısıtlı bir alan gibi algılanabiliyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz, sizce her sezon bu alanda yenilikler yapabilmenin yolları neler?

Plaj modası da hazır giyim gibi güncel modaya göre şekilleniyor. Bu sayede kesimler, desenler, kalıplar her sezon kendini yenilemeye devam ediyor. Ayrıca mayo ve bikini genellikle tek başına giyilen parçalar oldukları için bana daha özel geliyor. Mayo veya bikini üzerine giyilen bir plaj kıyafetiyle dışarı çıkılabildiği gibi tüm gün aynı şekilde de devam edilebiliyor. Bu nedenle tasarımlarımızı bu ihtiyaçlara cevap verecek şekilde üretmeye özen gösteriyoruz.

  • Koleksiyondaki plaj giyim tasarımları gündelik hayata da kolayca uyarlanabiliyor. Bu kadar hızlı yaşadığımız bir çağda sizce fonksiyonellik mi daha önemli, şıklık mı?

Koleksiyonlarımızı yaratırken stilinden ödün vermeden, şık ama rahat olmak isteyen ve seyahat etmeyi seven kadınları hedef aldık. Sand & Blue olarak kadının plajdaki tarzını gündelik hayatına, gündelik hayatındaki tarzını da plaja taşımasını sağlamak istiyoruz. Dolayısıyla fonksiyonellik ve şıklığın sentezi tasarımlarımızın vazgeçilmez bir parçası. Tasarımlarımızı oluştururken şıklığın yanında kalıplarıyla da kişinin kendini iyi ve rahat hissetmesini sağlamayı amaçlıyoruz.


 

  • Sand & Blue Türkiye’de birçok mağazanın yanı sıra New York ve Los Angeles’ta seçkin butiklerde de satılıyor. Kadınlar mayo seçimi yaparken hangi konularda farklılık gösteriyor?

Koleksiyonumuzu oluştururken farklı kültürlerin plaj giyim alışkanlıklarını da göz önünde
bulundurmaya özen gösteriyoruz. Tasarımlarımızda zamansız parçaların bulunmasına önem verdiğimiz için bu konuda zorluk yaşamıyoruz. Bir yandan Amerikalıları plaj giyim tercihlerinde cesur bulurken, diğer yandan ise Avrupalıları bu konuda daha klasik ve minimalist olduğunu görüyorum.

  • Doğru bikini ve mayo seçiminde nelere dikkat edilmeli?

Kişi mutlaka kendi vücudunu tanımalı. Örneğin kişinin bacak boyu kısaysa, daha derin bacak oyuntusu olan modeller tercih etmeli. Ayrıca günümüzde vücut toparlayan, sıkı gösteren modeller de çok tercih ediliyor. Vücudu toparlayan kumaşlar daha sık örülmüş ve dolayısıyla biraz daha kalın hissiyatı olan kumaşlar. Böyle mayoları yeri geldiği zaman ben de tercih edebiliyorum çünkü sıkı kumaşlar modeli de çok güzel gösteriyor ve tam üzerinize oturuyor. Vücut toparlayan modeller ise genelde mayolar. Birkaç senedir bikini yerine mayo çok kullanılmaya ve çok popüler olmaya başladı. Artık her yaşa ve zevke hitap eden mayolar bulmak mümkün.

  • İş hayatınızda çıkardığınız en önemli dersler neler oldu?

Başarılı bir marka olabilmek için öncelikle markanın kendini nereye konumlandıracağını tespit etmesi gerektiğine inanıyorum. Bir yandan da ruhunu, misyonunu ve hedef kitlesini belirlemesi gerekiyor. Ayrıca bu belirlenen stratejiyi gerektiği gibi uygulayabilecek ve marka ruhunu işine yansıtabilen bir ekibe ihtiyacı var. Sand & Blue’da bu ruhu yansıtabilen genç ve başarılı bir ekiple çalışıyorum.
 
 
Röportaj: Eylül Solakoğlu

İlgili Makaleler