Başladığınız ve şu anda bulunduğunuz noktaya dair neler söylemek istersiniz?
Bu işe başlamamın değişik bir hikayesi var. İstiklal Caddesi’nde yürüyordum ve arkamdan birinin beni izlediğini fark ettim; “Merhaba, ne iş yapıyorsun?” diye sormuştu. Ben de o sıralar askerden yeni gelmiştim, işsiz sayılırdım. Cast ajansının sahibi (Gökçe Doruk Erten) “reklam ve film oyunculuğu yapmak ister misin” diye konuya girdi ve bana kartını verdi. Daha sonrasında ben onu aradım ve görüştük. Bir hafta sonra ilk projemde yer aldım. Sonrasında da güzel teklifler geldi onları değerlendirdim. İyi işlerde yeralmamla birlikte şansımında yaver gittiğini düşünüyorum. Survivor ismimin duyulmasında önemli bir rol oynadı. Şu anda Tozlu Yollar dizisinde başrolde rol alıyorum, umarım bundan sonrası da bu şekilde güzel devam eder.
Röportajın devamını okumak için fotogaleriye tıklayabilirsiniz.
Survivor isminizin bilinirliği dışında hayatınızda neleri değiştirdi?
Survivor’a gitmeden önce “acaba yapabilir miyim?” diye düşünüyordum, sonra üç dört bölümdem orada olsam deneyimlemek bile güzel olur diye düşündüm ama her şey umduğumdan daha güzel gitti. Geçmişteki spor yaşantımın bana faydası olacağını düşünmüştüm, öyle de oldu. Herhalde hayatımda para vererek bile böyle bir deneyim yaşayamazdım. Orada bu yaşımdan sonra öğrendiğim çok önemli birkaç tane şey var; ailemin ve sevdiklerimin ne kadar değerli olduklarını bir kez daha anladım. Ufacık bir ekmek parçasının bile hayatta ne kadar önemli olacağını gördüm. Özetle hayatımdaki değerlerin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlamış oldum.
Kendi karakter özelliklerinizde sevdikleriniz ve sevmedikleriniz neler?
Gözü kara olmamı, adrenalini ve heyecanı seviyor olmamı ve iyi niyetli oluşumu seviyorum. Dürüstlüğümü ve doğruluğumu da seviyorum ancak zaman zaman bunlar yüzünden hata yaptığım zamanlar oluyor. Kararsız olmamı sevmiyorum. Kendime kızdığım noktalardan bir tanesi de her zaman doğru olmaya çalışmam.
Dinlenmek sizin için ne yapmaktır?
Çeşme’de denizi izlemek ve sonra da yarım saat yüzmektir. Ben tatilden her zaman depolanıp dönüyorum. Zaman zaman sevdiğim, huzur bulduğum yerlerde değişebiliyor. Mesela set sonrası eve gidip güzel bir film izlemek, bir şeyler atıştırmakta beni dinlendirebiliyor.
Başladığınız ve şu anda bulunduğunuz noktaya dair neler söylemek istersiniz?
Bu işe başlamamın değişik bir hikayesi var. İstiklal Caddesi’nde yürüyordum ve arkamdan birinin beni izlediğini fark ettim; “Merhaba, ne iş yapıyorsun?” diye sormuştu. Ben de o sıralar askerden yeni gelmiştim, işsiz sayılırdım. Cast ajansının sahibi (Gökçe Doruk Erten) “reklam ve film oyunculuğu yapmak ister misin” diye konuya girdi ve bana kartını verdi. Daha sonrasında ben onu aradım ve görüştük. Bir hafta sonra ilk projemde yer aldım. Sonrasında da güzel teklifler geldi onları değerlendirdim. İyi işlerde yeralmamla birlikte şansımında yaver gittiğini düşünüyorum. Survivor ismimin duyulmasında önemli bir rol oynadı. Şu anda Tozlu Yollar dizisinde başrolde rol alıyorum, umarım bundan sonrası da bu şekilde güzel devam eder.
Survivor isminizin bilinirliği dışında hayatınızda neleri değiştirdi?
Survivor’a gitmeden önce “acaba yapabilir miyim?” diye düşünüyordum, sonra üç dört bölümdem orada olsam deneyimlemek bile güzel olur diye düşündüm ama her şey umduğumdan daha güzel gitti. Geçmişteki spor yaşantımın bana faydası olacağını düşünmüştüm, öyle de oldu. Herhalde hayatımda para vererek bile böyle bir deneyim yaşayamazdım. Orada bu yaşımdan sonra öğrendiğim çok önemli birkaç tane şey var; ailemin ve sevdiklerimin ne kadar değerli olduklarını bir kez daha anladım. Ufacık bir ekmek parçasının bile hayatta ne kadar önemli olacağını gördüm. Özetle hayatımdaki değerlerin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlamış oldum.
Çılgınlık limitiniz nedir?
Ben sinirlendiğim zaman çok sinirleniyorum, üzüldüğüm zaman çok üzülüyorum. Orta noktayı hep kaçırıyorum. Tuhaf bir şekilde benim çılgınlıkla ilgili de bir sınırım yok çünkü onu da hep uç noktalarda yaşıyorum. Benim ki daha çok sporsal çılgınlıklar; çok yüksekten denize atlamak, özel alanlarda hızlı motosiklet ve araba kullanmak gibi. Şimdi bir tane süper motorum var. Onu da Tozlu Yollar’ın setinde çiftlik yollarında setin stresini atmak, atlayıp zıplamak için almıştım.
Giyim tarzınız hakkında neler söylemek istersiniz?
Belirgin bir tarzım olduğunu söyleyebilirim aslında. Genelde çok ekstra bir durum olmadıkça günlük stilimden uzaklaşmayı tercih etmiyorum. Özel bir davete gideceksem şık olmayı severim, günlük hayattan sıyrılmam gerektiğinde de ceket içine giyeceğim bir gömlekle durumu çözerim. Renk kullanmaktan çekinmem özellikle de farklı renklerde pek çok vintage deri ceketim vardır. Şimdi yeni yeni iki çocuk sahibi olunca biraz daha tarzımı değiştiriyor gibiyim. Polo yakaya döndüm, hırkalar, kazaklar giymeye başladım. Biraz daha efendi, oturaklı ve babalığın verdiği olgunlukla hareket ediyorum.
Deri ceketleriniz dışında vazgeçemediğiniz giysi ya da aksesuarınız var mıdır?
Soğuk çekimlerde falan yanımda götürdüğüm bir kürküm var. Funda Arar’ın klibinde de giymiştim. Ben aldığım şeyleri dağıtmayı çok severim ama herhalde onu kimseye vermem. Onun dışında saatten başka aksesuar kullanmadığım için güzel saatler takmaya başladım. Saatlerde genelde özel serileri almayı ve kullanmayı seviyorum.
Hem kendi adınıza hem de karşı cins adına güzelliği nasıl tanımlarsınız?
Güzellik benim için kesinlikle ve kesinlikle gözlerden başlar. Güzel bakan gözler benim için çok önemlidir. İlk etapta bakışlarla alakalıdır ama sonrasında fiziki özellikler gelir. Bunun dışında benim için güzellik narinlik ve ürkekliktir.
Kadınlarda giyimde çekici ve itici bulduğunuz detaylar neler?
Kadınlarda aşırı makyajın ve fazla hazırlanılmışlığın itici olduğunu düşünüyorum. Üzerine çok fazla düşünülmemiş bir kıyafetin ise kadınları çekici gösterdiğini düşünenlerdenim. Kadınların bir kot, bir tişörtle, skinny jean ve üzerine giyecekleri güzel bir gömlekle de çekici olabileceklerini düşünüyorum.
Bir kadında ilk olarak ne ilginizi çeker?
Güzel bir gülüş ve sıcaklıktır. Bunun yanında hal ve hareketleri de çok önemli tabii. Erkeksi kadınlardan hoşlanmam, kadının kadın gibi davranması gerektiğini düşünüyorum.
Aşık olduğunuzu nasıl anlarsınız?
Tanıştıktan sonra onu ve beni neden aramadığını düşünmeye başlarım. Sonrasında bu düşünmelerim eğer rutin halde devam ediyorsa, bir şeyler yapmak istediğimde onu da yanımda istiyorsam aşık olduğumu anlarım. Aşkın zamanla sevgiye dönüştüğüne inanan bir adamım ben. Aşkın zamanla sevgiye dönüştüğüne ve o ilk heyecanın da azaldığına inanırım.
Aşkı nasıl yaşarsınız?
Ben iki buçuk senedir evliyim ve karımı seviyorum. Bizim bir de kızımız var. Biz birbirimize olan aşkımızı yaşarken aynı zamanda kızımıza olan aşkımızı da yaşıyoruz. Mayıs ayında bir kızımız daha olacak. Eşim, kızlarım Melek ve Ayşe’yle bir şeyler paylaşarak zaten aşkı yaşamış oluyoruz.
Evliliğe dair neler söylemek istersiniz?
Bir ilişkideki en önemli şey sevgi ve saygının aynı oranda olması. Eğer bir ilişki sürüyorsa sevginin yanında aynı derecede saygı olması gerekiyor. Aşk çok uzun ve önemli bir süreç senin hayatına şekil veriyor, evleniyorsun, çoğalıyorsun. Bizim evlilik kararımız biraz ani oldu ama doğru olan buydu ve ben doğrusunu yaptım.
Şu sıralar gündeminizin birinci sırasında ne var?
Gündemimde Tozlu Yollar’ın devam eden çekimleri var ama tabii ki şu anda hiçbir şey heyecan olarak ailemize yeni katılacak olan Ayşe’den daha öteye geçemiyor. Birdim, iki oldum sonra üç olduk şimdi de dört oluyoruz. Bu çok tuhaf ve güzel bir his.
Sizin hakkınızda pek bilmediğimiz bir şey söyleyebilir misiniz?
Birkaç sinema projesiyle görüşüyorum. Herhalde bu yaz güzel bir filmde oynayacağım. Tiyatro yapmayı istiyorum, bunun için birtakım projelerimiz olacak. Sonrasında insanlara faydalı olmak, birilerine bir şeyler öğretmek istiyorum. Ben profesyonel voleybol oynadım. Belki bir voleybol takımı kurup onlara koçluk yapmak isterim.