Seyahat etmeyi seviyorsunuz. Şehirler arasında İstanbul nerede duruyor?
Ben neredeyse 24 ülke dolaştım pek çoğunda çalıştım, bir süre yaşadım da ama İstanbul doğduğum şehir; neticede hepsinden ayrı bir yerde. Buranın kaosu sizi kendine bağlayan şey, o nedenle her dönem değişkenlik gösteren bir yaklaşımınız olabilir İstanbul’a karşı.
Çocukluk hakkında neler hatırlıyorsunuz?
Geniş bir aileydik; hem sosyal anlamda, hem de ekonomik anlamda inişleri çıkışları olan bir ailede büyüdüm. Farklı semtlerde büyümemin bana çok katkısı olduğunu düşünmüşümdür hep. Çok genç yaşta iş hayatına girdim, neredeyse kendimi bildim bileli çalıştım. Kendi ekonomimi yaratmaya çalışmamın yanı sıra, 14-15 yaşımdan itibaren ciddi anlamda aile ekonomisine de katkısı olan bir çocuktum. O döneme dair her şeyi çok sevdiğimi söyleyebilirim.
Giyimde, alışverişte olmazsa olmazlarınız neler?
Deri ceket vazgeçilmezlerim arasında ilk sıra. Herhalde 20 tane vardır. Hatta çok sevdiğim modellerin medium’unu, large’ını almışlığımda vardır. Ceket giymeyi çok severim, onda da hatırı sayılır bir rakama ulaşmışımdır. Güneş gözlüğü, saat ve parfüm konusunda da takıntım vardır. Alışverişe, zevkine çok güvendiğim ve hatta bana göre en iyi giyinen Fenerbahçeli futbolcu arkadaşım Uğur Boral ile birlikte çıkarız, onun fikirlerini önemserim.
Röportajın devamı Ocak sayımızda!
