Tek eşlilik tanıdığımız dünyanın her yerinde. Medyada gördüğümüz her ilişkide, pop kültüründe, dini inanış sistemlerinde, yani genel olarak günlük hayatımızın tamamında gördüğümüz tek ilişki tipi.
Maalesef etrafımızı saran bu tek tip ilişkinin bir kısmı zorunlu tek eşlilikten oluşuyor. Zorunlu tek eşlilik kültürü, herkesin yalnızca bir kişiyle evlenmeye veya mutlaka bir partner bulmaya çalıştığını, bu romantik çabalama durumu içinde kendini tamamlanmış hissettiğini varsayar. Bu da tek bir romantik partnerin yalnızca bizi tamamlamakla kalmayıp tüm ihtiyaç ve isteklerimizi tamamen karşılayacağı fikrinden gelir.
Çok eşlilik, herkese uygun olmamakla beraber bir seçenektir. İnsanlara tek eşlilik kalıbına sığmadıkları için suçlu hissettirmek yerine, hangi ilişki yapısı ve sınırının kendilerine uygun olduğuna karar vermelerine izin verir.
Unutmamak gerekir ki tek eşlilik veya etik çok eşlilik konusunda ahlaki anlamda daha yüksek bir temel ve değere sahip olan bir taraf kesinlikle yoktur. İkisi de yalnızca kişisel birer ilişki yapısıdır ve herkes kendi hayatı için en iyi doğru olan kararı vermekte özgürdür.
Etik Çok Eşlilik Nedir?
Etik çok eşlilik, tüm partnerlerin ilişki dışı yaşanılan diğer dinamiklerden haberdar olup rıza gösterdiği tüm ilişkiler için kullanılan bir şemsiye terimdir. Etik çok eşlilik içinde yabancılarla seks, çoklu aşk, gündelik ilişkiler, ilişki anarşisi, swinging ve seks yapılan arkadaşlıklar yer alır.
Tek Eşliliğin Size Göre Olmadığının 7 İşareti:
1. Seri tek eşlilik geçmişi
Seri tek eşliler kendilerini kararlı ilişkilerin içinde rahat hissederler. Seri tek eşli ilişkiler yaşamışlardır ve bunların arasında kendilerine partnersiz kalacakları bir ara vermezler. Bu, tek eşlilik pratiğinde “etik çok eşliliğe” en yakın durumdur. “Seri tek eşli” birinin bir ilişkiye son verip bir diğerine geçmesinin sebebi, genelde kişinin yeni bir şeyler deneme isteğidir. Bugüne kadar bunun için tek yolun var olan ilişkiyi sonlandırması olduğu öğretilen kişi, kendini bu davranışsal döngünün içinde bulur.
2. Önceki ilişkilerinizde aldatan taraf oldunuz
Aldatmanın kötü bir şey olduğu konusunda hepimiz tartışmasız hemfikirizdir. Yine de (çoğunlukla) aldatan kişi zalimliğinden değil, hayatında bir şeylerin eksikliğini hissettiğinden, travmatik bir sürecin içinde olduğundan veya kendisinden beklenen bir hayat içinde yönünü bulmaya çalıştığından bu eylemi gerçekleştirir.
Buna bir örnek olarak evliyken eşini aldatan birçok kişinin boşanmak istememesine karşın vergileri birlikte hesapladığı hayat arkadaşı dışında gündelik bir seks partnerine ihtiyaç duyması gösterilebilir.
Partnerini aldatan herkesin çok belirgin bir niyeti olduğu da söylenemez. Bunu düşünmeden “yapmış bulunan” insanların sayısı hiç de azımsanmayacak kadar fazla. Eğer önceki ilişkilerinizde aldatan taraf olduysanız, kendinize o zamanki düşüncenizi ve motivasyonunuzu sorun. İlişkiyi sonlandırmak mı istiyordunuz? Neyin arayışındaydınız? İlişkinizde bir şeyler mi eksikti?
3. Arzuladığınız, istediğiniz ve ihtiyacınız olan her şeyi size verebilecek bir tek kişinin olduğuna inanmıyorsunuz
Hissettiğiniz buysa, tek eşliliğin tek gerçeklik olduğuna sizi inandırmaya çalışan bir dünyada kafanızın karışık olması muhtemel. Unutmamanız gereken şey ise hayatlarımızda bir şeyleri deneyerek nasıl hissettirdiğini görmeye izin vermenin yanlış olmadığı. Denemek için kendinizi herhangi bir sıfatla etiketlemek zorunda değilsiniz – bir süreliğine deneyip size doğal gelip gelmediğini anlayabilirsiniz. Tabii ki etik çok eşliliği denemek de bu durum için bir istisna değil.
Hayatımızda var olan çoğu insan bizim farklı bir ihtiyacımızı karşılar, herkesle dinamiğimiz bambaşkadır ve bu son derece normal kabul edilir. İlginç olan ise, toksik monogami kültürü söz konusu romantik partnerler olduğu zaman bu durumu kabul etmez.
Farklı insanların farklı durumlar için romantik anlamda da hayatınızda olması düşüncesi size olması gereken gibi geliyorsa, birkaç farklı kişiyle etik olarak randevulaşarak bu yönünüzü keşfetmek için kendinize izin verebilirsiniz.
4. Aynı anda birden fazla seksüel veya romantik ilişkide bulunmak istediniz/ istiyorsunuz
Farklı insanlarla seks ve romantizm, farklıdır. “Partnerinin başka biriyle yaptığı seks çok daha iyiyse seni terkedeceği konusunda endişelenmeyecek misin?”, bir çok eşlinin sık duyduğu sorulardan biri olabilir.
Unutmamak gerekir ki bir kişiyi ilişkide tutan tek şey yalnızca seks ise bu ortada farklı ve çok daha büyük bir problemin olduğunu gösterir. İlişkilerin temeli yalnızca seks ve romantizm üzerine kurulu değildir ve böyle bir yakınlaşmayı birkaç farklı insanla yaşamak istemek son derece doğaldır.
5. Bir ilişkiyi bugüne kadar hiç yapamadığınız derecede yakından keşfetmek istiyorsunuz
Bugüne kadar biriyle tanışıp anında aranızda çok güçlü bir çekim hissettiğiniz oldu mu? “Bu insan hayatımda olmalı. Bu kişiyi gerçekten tanıyıp bir şeyler yapmak istiyorum” dedirtecek türden bir çekim.
Genelde insanlarla belirli bir bağlamda tanışırız. Ayarlanmış romantik bir randevu veya iş için bir başkası tarafından tanıştırılmak gibi. Kişilerin hayatımızda oynayabileceği rol bize önceden bir şekilde söylenmiş olur.
Eğer biri için “Keşke aramızda gerçekten ne olduğunu görebilseydim” düşüncesi ve hissine kapıldıysanız, romantik veya seksüel olarak etik çok eşliliğe yakın olabilirsiniz.
6. Partnerinize bayılsanız da bir şeylerin eksik olduğunu hissediyorsunuz
Tek eşliliğin bize öğrettiği mitlerden biri, partnerimizin tüm ihtiyaç ve beklentilerimizi kusursuzca karşılamama durumunun kötü veya yanlış olduğu. Böyle durumlarda çoğumuz “Eğer bir şeylerin eksikliğini hissediyorsam bu onun doğru kişi olmadığı anlamına gelir” düşüncesine kapılırız.
Daha fazlasını istiyor olmanızın aslında şimdiki partnerinizi ne kadar çok sevdiğinizle hiçbir alakası yoktur. Bu sadece daha fazlasını istediğinizi gösterir ve tamamen normaldir.
7. İletişimin önemli, duyguların değerli ve zor konuşmaların doyurucu bir hayat yaşamanız için gerekli olduğuna inanıyorsunuz
Bu yazıyı okuyup “Aman allahım, bu benim! Sanırım etik çok eşliliği denemek istiyorum ama partnerime bu konuyu nasıl açabileceğimi bilmiyorum.” diyenleri bu kısım özellikle yakından ilgilendiriyor;
Partnerinize yeni arzular, ihtimal veya fırsatlardan bahsederken yaklaşımınızda nezaket, merak ve en çok da empatinin gerekli olduğunu sakın unutmayın.
“Kabul et, açıkla ve teklif et” temelinden yola çıkabilirsiniz. Partnerinize onun hislerini anladığını göstermeniz oldukça önemli. Duygularınızı dürüstçe açıklıyor olmanız onların da sizi görmesine yardımcı olur. Böylece konuştuğunuz bu konunun sizin için neden önemli olduğunu anlayacaktır.
Bu konuda partnerinize bir fırsat teklifi yapmak, ona kendi sınırlarını görmesini sağlarken öneriniz ile rahat hissedip hissetmeyeceği konusunda bir karar verme özgürlüğünü verir.
Unutulmayın, tüm ilişkilerde bir öneri ile yaklaşmak, ultimatomdan çok daha sağlıklı ve pozitif bir tepki almanızı sağlayacaktır.
Çeviri: İpek Kumtepe