Trend döngüleri hızlı tüketimi destekliyor mu?

Aniden bir saten etek almayı, Bella Hadid’in dikdörtgen optik gözlüklerinden takmayı veya vintage bir topuklu tercih etmeyi özgür irademizle mi istiyoruz yoksa trendlerin akışına kapılıp farkında olmadan bir tüketim çılgınlığına mı sürükleniyoruz? Günümüz trendler iklimi, trendlerin büyük firmaların kontrolünden çıkarak herhangi bir sosyal atmosferin etkisi altında kalıp yeni bir takıntıya kapılabileceğimizi işaret ediyor. Bu nedenle büyük markalar artık internet kültürünün beklenmedik doğasında ayak uydurmak zorunda kalacak gibi duruyor.

Toplumda yeni bir moda takıntısının başlaması için en önemli faktörlerden biri ortada büyük bir internet anı olması. Bu anın üstüne bir de dijital dünyada öne çıkan birkaç kişi bu yeni takıntıyı benimser ve içerik üretirse ilerleyen süreçte çığ gibi büyüyecek bir trendin ilk kar taneleri bir araya gelmiş olur. Çoğu zaman yakın gelecekte etrafımızı çevreleyecek trendlerin doğuşundan bile habersiz oluyoruz. 

Bella Hadid’in mini UGG’larıyla soğuk kahve içerken yakalanması veya Julia Fox’un iç çamaşırıyla alışveriş yapmaya gitmesi gibi popüler kültüre damga vuran günlük hayatın içinden çekilip çıkarılan bu anlar, her gün tanık olduğumuz sıradanlıkla zıtlaşıp öne çıkıyor ve tüm dikkatimizi esir alıyor. Günlük hayatla uyumlu ancak bir o kadar da sıradanlıktan sıyrılma potansiyeli olan her moda anı, 2023 yılında internet dünyasında popülerleşip devleşmeyi bekliyor.  

Dijital dünyadaki sesler giderek arttığında ise “fast fashion” markaların kulakları çınlıyor ve trendlerin arkasına sığınıyorlar. Bunun sonucunda kapitalizm devreye giriyor ve akıllara sömürülen doğal kaynak ve insan gücü geliyor. Hızlı üretim ile her yere yayılan trendleri ilk keşfedenler çoktan sıkılmışken bazılarının yeni trendler ile tanışması daha uzun sürüyor. Trendler, internetin gücüyle dünyanın dört bir yanına hızla yayılıyor ve hedef kitle sadece trendleri takip eden moda düşkünleri ile sınırlı kalmıyor. İnternette ortaya çıkışından sonra mağazalarda hayat bulan yeni trend, artık elle tutulabilir ve tüketime uygun güçlü bir forma dönüşüyor. 

“Sessiz Lüks” ve “Old Money” akımlarının öncüsü Sofia Richie, stilinde zamansız parçaları harmanlasa da bu tarzın bir trende dönüşmesi uzun sürmedi.

Trendlerden bahsederken “Barbiecore”dan bahsetmemek olmaz. Yılın en büyük trendlerinden biri olan Barbiecore, pembe bir parça görünce akıllara sadece Barbie’yi getirecek kadar büyüdü.

Bir sonraki aşama ise podyumların bu yeni trende uyum sağlaması oluyor. İçinde bulunduğu iklimi kendi çizgisinde yorumlayan markalar ve ilerleyen süreçte bu markaları popüler kültürdeki özel anlarda taşıyan ünlü isimler, bu yeni trende karşı tüketici zaafının maksimum düzeye çıkarılmasına yardımcı oluyorlar. 

“Plazacore” trendi ise Miu Miu ile podyumlarda boy gösterdi.

Dua Lipa’nın bu paylaşımında ise hem denizkızlarından ilham alan “Mermaidcore” trendini hem de transparan parçaların yükselişini görebiliyoruz.

Trend en tepe noktaya ulaştığı andan itibaren ona karşı duyulan heyecanın azalması tabii ki kaçınılmaz oluyor. Dijital dünyadaki trend takıntısı azaldığında trendin temel ve öne çıkan özellikleri geride kalmaya veya bu trend yeni bir forma dönüşmeye başlıyor. Gitgide azalan heyecanla sıfır noktasına kadar düşen trend, kısa bir süre için durulsa da doğru zaman ve koşullar yaratıldığında tekrar canlanma potansiyelini içerisinde barındırıyor.

İlgili Makaleler