Son yıllarda sosyal medya kullanıcılarının beden algısı akımlarıyla ilgili yüksek sesli konuşması, toplumda farkındalık yaratmayı başardı. Bu akımlar arasında öne çıkanlar ise elbette “Body positivity” yani “Beden olumlama” hareketi ve “Body Neutrality” yani “Nötr beden algısı”. Peki, beden algısında hangi yaklaşım gerçek öz güveni sunuyor? Vücudumuzu beğenmeli miyiz, yoksa kabul etmek yeterli mi?
“Beden olumlama” hareketi, her vücut tipinin eşit şartlarda yaşaması için mücadele eden bir akım olarak ortaya çıktı.
Eşit sağlık hizmeti, eşit iş olanakları ve eşit itibar seviyesi… Hareketin amacı, insanların bedenlerini her haliyle sevmesini ve bu sayede toplumda kabul görmesini sağlamak. Beden olumlama bir nevi “Herkes, bedeni nasıl görünürse görünsün kendini seksi ve güzel hissetmeli” mesajını veriyor ve ne yazık ki dış görünüşün hayatlarımızda hala merkezde olduğunu vurguluyor.
Bu yargılar, negatif beden algısıyla savaşan insanları çıkmaza sürüklerken başarısızlık hissini tetikliyor. Yani, beden olumlamayla bu kısıtlamalardan kurtulmak amaçlansa da kişilerin bedenlerini beğenmeleri sürekli olarak şart koşuluyor. Ancak bir vücuttan fazlasıyız!
Tam da burada “Nötr beden algısı” daha kişisel ve içsel bir yaklaşımla hayatlarımıza dahil oluyor. Bu bakış açısı, belli fiziksel ve psikolojik dayatmalar yerine, bireylerin kendileriyle ilgili hislerini özgür bırakmaları gerektiğini savunuyor. Nötr beden algısına göre, insanların bedenleri hakkında bir fikir sahibi olması bile gerekmiyor.
Dolayısıyla insanlar, kim olduklarının görünüşlerinden daha önemli olduğunu kendilerine sürekli olarak kanıtlıyor ve“vücudunu her koşulda beğenmelisin” mitini çürütüyor.
Sonuç olarak, her iki yaklaşımın da olumlu sosyal yansımaları mevcut.
Beden olumlama hareketi, tüm eleştirilere rağmen özellikle görünüşlerinden dolayı ayrımcılığa uğrayan bireyler için önemli bir eşitlik mücadelesi veriyor. Nötr beden algısı ise, kişilerin bedenlerini olumlamak ya da küçümsemek zorunda kalmadıkları, bedenle ilgili tarafsız olmanın özgürleştirici görüldüğü bir alan sunuyor.
Herkes kendi beden algısı için farklı yaklaşımlar benimseyebilir. Önemli olan, kişinin kendini en rahat hissettiği, öz güvenli ve huzurlu olduğu noktaya ulaşabilmesi. İster pozitif, ister nötr olsun, beden algısı kişisel bir öz sevgi yolculuğunun büyük bir parçası olarak karşımıza çıkıyor.
- İlginizi çekebilecek bir diğer yazı >>>>> Günlük motivasyonunuzu artıracak basit alışkanlıklar