Yeni Lüks Tutkusu

Tasarım dünyasının önde gelen fuarlarından biri olan Maison&Objet “New Luxury” temasıyla kapılarını açtı. Fuarın gözlemcisi ve Nelly Rodi trend tahmin ajansı Tüketici Öngörüleri ve Eğilimleri Direktörü Vincent Grégoire ile moda ve dekorasyon sektöründeki yeni trendleri konuştuk.

*Pandemi ile başlayan zevk ve hedonizm tutkusu, yeni lüks arayışlarıyla devam ediyor. Aşırılıklara olan düşkünlüğün ne kadar süreceğini düşünüyorsunuz?

Pandemi ve krizlerden sonra insanlar artık özgürlüklerine kavuşmak istiyorlar. Modada abartı, aşırılık arıyorlar. Dışarı çıkmak, partilere dönmek, restoranlara, tiyatrolara gitmek, güzel giyinmek istiyorlar. Moda endüstrisinde pek çok seçeneğiniz var: çok renkli ürünler gibi. Yeni nesil make-up, yeni nesil saç tasarımları abartılı görünümleriyle geliyor. Bunların hepsi pandemiyi, krizleri unutmak için. Belki Ukrayna’da 3.Dünya Savaşına gidiliyor ama Galerie La Fayette’de çok renkli tasarımlar, Smiley emojisinin 50.yıldönümünü görebilirsiniz.  İnsanlar bu bağlamı, bu ilgi alanlarını istiyor. Yeni boyutlara yatırım yapmak, hastalıkları, virüsleri çöpe atmak istiyoruz, dış görünüşe bakmak istiyoruz. Dolayısıyla modada, güzellik sektöründe, saç tasarımında, moda aksesuarlarında bir abartı, aşırılık var. Büyük lüks markalarında da bunu görebilirsiniz. Gucci’de, Valentino’da neler olduğuna bakın, Dolce&Gabbana metaverse mağazasında bile görmek mümkün, ya da Fendi’de, Charles de Vilmorin’nın Rochas için yaptığı tasarımlarda. Tüm dünyada olup biten negatif şeylerden kaçmak ve yeni bir kişilik yaratmak, yeni bir kimlik, yeni bir yüz, daha doğrusu mutlu bir yüz yaratmak için başka şeyler düşünmenin bir yolu aslında modadaki bu aşırılık ve abartı. En ilginç sembol ise defilelerdeki renkli tasarımlar, neon renk blokları, mono bloklar. Biz onlara dopamin renkleri, vitamin renkleri diyoruz ama daha çok dopamin renkleri. Çok Jacquemus tarzı, çok abartılı pembe, çok abartılı yeşil, sarı, menekşe. Gökkuşağı gibi… Bunlar yaşam enerjisini her yere yayacak renkler. Demek ki problemleri, hastalıkları, savaşı unutmanın bir yolu var. Bunların nereye varacağını bilmiyoruz ama ruh halimizi, mantalitemizi değiştirmek istiyoruz. Olumlu, eğlenceli ve biraz bizi harekete geçirecek, teşvik edecek bir şeyler getirmek istiyoruz. Tüm bunlar tabii ki lüks sektörünü etkiliyor. Çünkü lüks sektöründe çok fazla siluet var, çok renkli çantalar, çok renkli siluetler, inanılmaz aksesuarlar, sorunları unutmak için devasa aksesuarlar var.


AP Collection

*Maison&Objet fuarı için neden “Yeni Lüks: Uber Lüksten Popülis Lükse” temasını seçtiniz?

Çünkü şu anın anahtar konusu bu. Sanatta ve tasarımda, lüks endüstrisinde gözlemlediğim bir shift/kayma, bir switch/geçiş var. Aşağıdan yukarıya, yukarıdan aşağıya bir paradoks var. “Uber Lüks”te bir ayağı geçmişte diğeri ise sıkı bir şekilde gelecekte, ince el sanatları yeni teknolojiyle birleşiyor. Bu trendde tasarımcılar fizikçilerin yardımıyla malzeme geliştiriyor, kumaşlar ipek, bakır ve LED ipliklerle süsleniyor, oturma birimleri son teknolojilerle bağlantılı objeler haline geliyor ve hiçbir zaman olmamış kadar özel olan bu arzu nesnelerine ulaşmak için bekleme listeleri uzuyor. Süper kaliteli üretim ile el yapımı artisanal ürünlerin karışımı, süper lüksler, yüksek performans gösteren el yapımı ürünler ile yüksek teknolojik ürünleri bir araya getiren yukarıdan aşağıya inen yeni bir lüks trendi bu. Aksi yönde ise aşağıdan, sokak kültüründen, pop kültürü dalgasından gelen bir trend var. “Populis Lüks” dediğimiz bu trendde reality TV, İnstagram ve Tik Tok ile yetişen bir nesil tarafından yönlendirilen sokak kültüründen ilham alarak pop kültürü dalgası sürüyor. Bu trendle birlikte lüks sokağa çıkıyor, televizyonda görülen “Master Chefs” yemek dünyasının süper starları oluyor, sınırlı sayıda üretilen spor ayakkabılar yüksek fiyatlara satılyor. Banksy ve JR gibi sokak sanatçılarının eserleri artık koleksiyoncuların oturma odalarını süslüyor. Dolayısıyla lüks işinde pek çok değişiklik var: hem yukarıdan aşağıya hem aşağıdan yukarı iki yeni yol var. Ve ortada zorlu bir etkileşim var, bu yüzden Covid ve krizle birlikte lüks işinin çok güçlendiğini görebiliyoruz. Belki de bu trend, Rusya’da ve Çin’de olan biteni etkileyecek. Güney Kore’deyken lüks sektöründeki rakamların inanılmaz derecede iyi olduğunu duydum. Amerika’da da mücevher, saat, süper lüks araba, otomotiv, lüks aksesuar işindeki rakamlar hiç bu kadar yüksek olmamıştı. Buna lüks sektöründe rebirth/yeniden doğuş diyebiliriz. Sanat ve tasarımda da çok büyük gelişmeler var. Tasarımcılar tasarımlarını sanat galerilerinde sergiliyorlar, kültür için daha çok prototip arayışındalar. Aksi yönde de tasarımcıların yeni bir yolu da şöyle: günlük, herkes için ürünler hayal etmeye çalışıyorlar. Örneğin India Mahdavi’nin Monoprix için, Virgil Abloh’un Ikea için yaptığı tasarımlar çok başarılı oldu. Tasarımın demokratikleşmesini, aristokrasinin de sanata dönüşünü görüyoruz.

*Moda ve dekorasyon dünyasından Uber Lüks ve Popülis Lüks için birkaç örnek verebilir misiniz?

“Uber Lüks”te Missoni, Versace, Cavalli, Armani, Gucci, Dior, Louis Vuitton, Carpenters Galeri gibi ünlü sanat galerileri, Boca do Lobo, Delightful, Moooi, Virgil Abloh’un Baccarat için yaptığı tasarımlar. “Popülis Lüks”e örnek olarak Michelin yıldızı olmayan ama “Master Chefs” yarışmasını kazanmış ve Beyonce, Jay-Z, Justin Timberlake gibi ünlülerle arkadaşlığını sosyal medyada sıkça paylaşan şef Jean Imbert’ın Plaza Athénée’de kendi restoranını açması, ünlü şampanya markası Dom Perignon’un Lady Gaga ile yaptığı iş birliği. Ayrıca oyuncak firması Lego’nun Lamborghini Sáin FKP 37 araba yapması, Burberry’nin Çin’in en büyük video oyunlarından biri olan Honor of Kings için outfitler tasarlaması, sokak giyimine adanmış 16.000 metrekarelik Kith Paris mağazası, Dior ve Jordan iş birliğiyle üretilen Jordan Air Dior ayakkabılar, Gucci’nin Japon manga karakteri Doraemon’a adadığı kapsül koleksiyon, 288 rengin kullanıldığı X+Living firmasının tasarladığı neobio aile parkı gibi. Hip-hop kültürü, rap ve şehir kültürü “Popülis Lüks” üzerinde çok etkili.

  
Maison Dada, Popus Editions

*Yeni nesil ile Grand Millennial gibi ilginç yeni stiller ortaya çıktı. Sizce başka hangi dekorasyon stilleri popüler olacak?

Bohem, neo-klasik, fütüristik ve tekno tasarım dalgaları hala doğal bir yol izliyorlar. Yani mevcut dalgaların, trendlerin hepsi devam ediyor. Radikalleşme, aşırılık ve abartı var. İnsanlar doğallık aradıklarında çözüm de arıyorlar; ekolojik malzemeler, bio malzemeler gibi. Tasarımda ise daha kültürel, daha sanatsal bir şey arıyorlar. Ama genel olarak konuşursak, daha kuvvetli, cesur, yaratıcı, yıkıcı ve eskisinden daha abartılılar. Ancak bohem stil, trend pastasının en büyük kısmını kapsıyor. Daha fazla mix and match/ karıştırma ve eşleştirme unsurlarıyla kültürel beğeniye sahip yeni bir bohem dalgası bu. Yeni neslin getirdiği siber etkiler, siber yaratıcılık ve metaverse’(kurgusal evren) in etkileri önem kazanıyor. Neo-klasik dalganın etkisindeki süper sanal dalga da ilginç. Supernatural, eco-business da çok önemli. Dolayısıyla tasarım ve dekorasyondaki trendlerde aşırılık ve radikalleşme var.

*Sürrealizmin oyunbaz, eğlenceli yanı, içinde bulunduğumuz bu zorlu dönemde tasarımcılara ilham kaynağı oluyor. Özellikle moda ve sanatta: Geçen yıl Paris Fashion Week Menswear’deki koleksiyonlarda ve Venedik Bienali’nde sergilenen eserlerde, bu yıl ise Daniel Roseberry’nin Schiaparelli için tasarladığı haute couture koleksiyonunda. Bu akımın yeniden popüler olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Evet, çünkü insanlar sıkıcı hayattan kaçmak istiyorlar. Çok promosyonel, çok basit, çok temel, rüya yok, mantıksızlık yok. Birçok insan süper durumlar ve anlamsız, absürt, çılgın, düzensiz şeyler arıyorlar. Özgürlük arıyorlar. İnsanlar bir mağazada, alışveriş merkezinde ya da bir koleksiyona baktıklarında sürpriz arıyorlar. Bu nedenle sizi bu sıkıcı hayattan uzaklaştıracak, kaçmanızı teşvik edecek biraz çılgın seçenekler, dekoratif öneriler var. Eğer bir şey çok doğalsa ya da çok konforluysa sonunda çok sıkıcı olabiliyor. Bundan kurtulmak için genelde renklere, sıra dışı desenlere, sıra dışı formlara gidilir. Örneğin iç mimar, dekoratör Vincent Darré’nin projeleri gibi. Sanatçı ve tasarımcı Luke Edward Hall çalışmalarında farklı çağları, dönemleri karıştırıyor. Jonathan Anderson’nın Loewe için tasarladığı upside down ürünlerinde bile sürrealist dalganın abartılı formları, abartılı renkleri, desenleri, eğlenceli kodları var. Çok fazla kolaj var. Sürrealistlerin yaptığı gibi, büyüleyici yaratıcılığa, skenografiye bir teşvik var.

 
Hyunjin-Seoul, Red Edition

*Daha önceki röportajlarımızda ilginç, duyusal, akılda kalıcı deneyimler yaşayabileceğiniz mağazaların olacağını söylemiştiniz. Her zaman olduğu gibi bu öngörünüz de gerçekleşti: 2022’de ‘hyperphysical’ mağazalar gündemde. Öte yandan Metaverse çılgınlığı devam ediyor. Bunlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Seul’deki The Hyundai alışveriş merkezine bakın. Gün ışığını geçiren cam bir tavanı olan bu alışveriş merkezinde gerçek ağaç, çim ve çiçeklerden yapılmış bir botanik bahçesi ve devasa bir şelale bahçesi var. Adeta çevrimiçi, çevrimdışı etkilerin ve sürükleyici deneyimlerin karışımı olan bir mekan. İnsanlar fiziksel perakendede dijital dünyanın getirdiği etkileri arıyorlar, dijital çalışmada ise fiziksel dünyanın getirdiği unsurların fiziksel etkileşimlerini arıyorlar. Yani süper sensör gerçekliğinin, yeni boyutların, yeni ilgi alanlarının bir karışımı ve eşleşmesi var. Dolayısıyla dijital dünyanın getirdiği birçok deneyim ve sürükleyici deneyimlerle yeniden büyülenmiş bir fiziksel perakende trendi var.

*İç mekanlarda her zamankinden daha fazla zaman geçirdiğimiz için hepimiz doğa ile olan bağımızı güçlendirmeye çalışıyoruz. Mermer, traverten, hasır gibi organik malzemelere doğru bir eğilim var. Modern çiftlik evleri artık çok popüler. Önümüzdeki dönemde şehirden kırsala göçün daha fazla olacağını düşünüyor musunuz?

Evet pek çok insan şehirleri terk etti ya da zengin olanların iki evi var: biri şehirde biri kırsalda, eskiden aristokratlarda olduğu gibi. Ayrıca birkaç yıl içinde kırsalın şehirlere nasıl yerleşeceği ve şehirlerin kırsala nasıl yerleşeceği konusunda ters bir fenomene sahip olacağız. İnsanlar kırsal kesim için şehirlerde sahip oldukları 5G’yi ve hızlı treni hala iki adım ötede istiyorlar. Ayrıca oraya gidenlerin bazıları kırsal seslerden ve kokulardan hoşlanmıyorlar. Bazıları ise kırsal kesime yatırım yaparak büyük şehirleri terk etti. Doğallık arıyorlar, yine de şehir hayatının onlara getirdiği birtakım kolaylıklardan da yararlanmak istiyorlar. Yani aynı zamanda şehirleri ve kentsel tesisleri kırsal yaşama getirmek istiyorlar ve hala şehirde yaşarken de kırsalı da yaşadıkları şehre getirmek istiyor. Bunu doğal malzemeler, doğal teknikler kullanarak yapıyorlar.

İlgili Makaleler