Yoga Yapmanın Vücudunuza Sağladığı Faydaları Biliyor Musunuz?

Son zamanların en popüler fiziksel ve ruhsal aktivitesi olan yoga hakkında merak edilenler her geçen gün artıyor. Yoga’nın birçok derde deva olduğunu söyleyenlerden, yoganın başka spor dallarını destekleyen en iyi aktivite olduğnu dile getirenlerden, yoga’nın bir işe yaramadığını söyleyenlere kadar çok farklı fikirler mevcut. Uzaman görüşleri ve hayatında yoga olanların deneyimleriyle sizler için bir yoga rehberi hazırladık.

Yoga Yapmak Boy Uzatır mı? 
Yoga ve boy uzatma ilişkisi sandığınızdan biraz daha farklı.
Haftada iki üç kez kobra duruşuna girmek boyunuzu gerçekten uzatamayabilir; fakat yoga sayesinde postürünüzü düzelterek birkaç santim daha uzun duruyormuşsunuz gibi görünebilirsiniz.
British School of Osteopathy’den Dr. Oliver Thomson, “Düzenli egzersiz yapmak beli güçlendirir; bu da duruşunuzu muhtemelen değiştirecektir.” diyor.
Bunun nedeni ise güçlü sırt kaslarının (güçlü karın kasları ile beraber) kamburluğa olan yatkınlığı azaltması.
Yogaglo.com’un kurucusu Kathryn Budig ,ise yoganın vücudunuzu daha iyi tanıma şansı verdiğinin altını çiziyor. Budig, “Birçok poz omurganızı önceden uzatmanızı gerektirir. Düzenli olarak yoga egzersizi yaptığınızda bu hisse alışırsınız ve bu da gündelik hayatınıza olumlu bir alışkanlık olarak yansır.” diyor.

Yoga Yapmak Cildinizi Nasıl Etkiler? 
Yoganın birçok faydasını biliyoruz peki ya cilde olan faydası? Yoga, cildinizin en büyük dostu olabilir. 
Aşağı bakan köpek pozu, kan dolaşımını ve cilt yenilenmesini teşvik ediyor; bükülerek girilen pozisyonlarda genelde cilt sorunlarının kaynağı olan sindirim sistemine yardımcı oluyor. Dağ duruşu ise vücudun toksin atmasına yardım eden oksijen akışını sağlıyor. Yoga Uzmanı ve Love You kitabının yazarı Lorna Jane Clarkson, yoganın dolaşımı desteklemek için harika bir yol olduğunu belirtiyor: “İlk bakışta yavaş ve rahatlatıcı görünebilir; ama bir kez başladığınızda ne kadar zorlayıcı olduğunu ve kalp atış hızınızın artmaya başladığını göreceksiniz.”
Araştırmalar düzenli olarak yoga yapmanın stres seviyesini düşürdüğünü ve hormonları dengelediğini gösteriyor. (Bunların ikisi de erken hücre yaşlanmasıyla bağlantılı.) Clarkson, kombinasyonlu olarak yapıldığında yoga pozlarının vücuda oksijen pompaladığını ve bunun da dolaşımı arttırıp cildin cansız görünümünü azalttığını söylüyor.  

Yoga’daki “OM” Sesi Nereden Gelir?
Yoga Eğitmeni ve Yogalosophy for Inner Strength kitabının yazarı Mandy Ingber, bu sesin ne anlama geldiğini anlatıyor. 
Her şeyden önce om sesi, kimsenin dışarıda kalmasına izin vermeden, her bireyin katılımcı olmasını sağlayarak grubu bir araya toplar. Ayrıca geçirdiğin zamanı ritüelleştirerek, kendini akışa kaptırmanı sağlar; içine döner ve günlük hayatın sesini duymazdan gelirsin.
“Om” sesi kutsal geometriye göre (doğada tekrar eden seslerin matematiksel kalıp içindeki dizilimi), duygusal iyileşme özelliği bulunan, evrendeki her şeyin içindeki titreşim frekansı ile aynı. Yani bu sesi çıkararak evrendeki her şeyle birleşiyoruz. Fiziksel olarak ise zihni dinginleştirerek, sinir sistemini yatıştırıyor. Om sesiyle birlikte vücudunuzdaki barış duygusunu hissetmeye çalıştığınızda faydalarını göreceksiniz.

Yoga Yaparken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Birçok insan fiziksel ve zihinsel sıkıntılarından kurtulmak için downward dog pozuna sığınır. Fakat esnediğinizi zannederken kendinize zarar veriyor olabilirsiniz. 
Gözlerinizi kapayın nefes alın ve rahatlamaya çalışın. Çünkü birazdan okuyacaklarınız canınızı sıkabilir. Gerçek şu ki fitness endüstrisinin yapısı sarkaç gibidir; bir çılgınlık sona ererken aniden yeni bir furya alevlenir. Geçtiğimiz birkaç yıla bakarsak yüksek yoğunluklu interval antrenmanların ve yüksek ağırlıklarla çalışmanın trend olduğunu görürüz. Özellikle biz erkekler, bu sert disiplinlerden çok zevk aldık. Ancak şu an çökmüş durumdayız. Daha sonra işin içine kökeni yüzlerce yıl öncesine dayanan ve bedeni ve zihni aynı anda rahatlatmayı vadeden yoga girdi. Kalça kaslarınızda bir gerginlik mi var? Yoga açar. Bel ağrılarınızdan mı şikâyetçisiniz? Yoga rahatlatır. Stres seviyeniz tansiyonunuzu mu etkiliyor?
Cevabı biliyorsunuz.
Yoga bu günlerde tüm sıkıntılara karşı kullanılabilecek bir Ayurveda panzehri olarak görülüyor. Biz erkekler de bugüne kadar mat’larımızı milyonlarca kez serdik ve şimdilerde yoga yapanların yüzde 28’ini oluşturuyoruz.
İşin ironik tarafı, yoganın sağlığınız üzerinde kesin bir etkisi olmadığı gibi, size zararı olabilir. Journal of Bodywork and Movement Therapies’de yayımlanan son araştırmaya göre,
yoga yapanların yüzde 10’u yoganın fayda sağlamak yerine iskelet kaslarında ağrıya sebebiyet verdiğini düşünüyor. Yogayı tedavi programınızın bir parçası olarak kullanmayı düşünüyorsanız, sıkı durun: aynı araştırmaya göre, sakatlığı bulunan kişilerin yüzde 21’i sakatlıklarının yogayla daha da iyi hale gelmek yerine kötüleştiğini söylüyor.

Her derde deva gösterilen bu sporun en sinsi yönü, muhtemelen aldığınız zararın boyutunu çok geç olmadan fark edemiyor oluşunuzdur. Gerilmiş bir hamstring kası kendini açıkça belli ederken, eklem kapsüllerinde, ligamentlerde ve tendonlarda oluşan bağ doku sakatlıklarında işler değişir. Herhangi bir kan akışı ve acı olmadığı için bu bölgeleri esnettiğinizde canınız yanmaz. Ancak bu şekilde iyileşmezler de. Aksine, zaman geçtikçe eklemi yerinden çıkartabilir, hiza sorunu yaratabilir ve daha da kötüsü, bunları fark etmeyebilirsiniz. Karışık ve göz alıcı hareketler, vücudunuzu hazır olmadığı bir postür için bükülmeye zorlar. Çoğunlukla yanlış yapılan yoga pozları, sağlığınız ve mobiliteniz için uzun vadede büyük bir tehlike unsurudur.
Yanlış anlaşılma olmasın: güvenli ve kontrollü bir tutumla yoga yapmak, antrenman portföyünüzü kuvvetlendirecektir. Fakat gerçek şu ki aynı anda vücudunuzu kuvvetlendirmenin, hareketlerinizi geliştirmenin ve stresin kökünü kurutmanın, ayağınızı kulağınızın arkasına çekerek kalbinizin merkezine ulaşmaya çalışmaktan daha etkili yolları var. Yoga, anksiyeteyi düşürüp zihinsel duruluğa ulaşmanız için sizden kibarca nefesinize odaklanmanızı ve düşünceleri kafanızdan uzaklaştırmanızı isterken, ‘adrenalin zeni’ denilen hareketlerse bunu emreder.
Kaya tırmanışında hayallere dalmak aşağıya düşmenize, sörf esnasında konsantrasyonunuzu kaybetmekse ıslanmanıza neden olabilir. Ancak dağ bisikletinizle kaya parçalarıyla kaplı bir yamaca doğru yuvarlanırken de aklınıza pazartesi sabahı yapacağınız konferans gelebilir. Buna alternatif olarak, yüzme ve koşu gibi düşük yoğunluklu durağan antrenmanların kendini tekrarlayan yapısı da endorfin hormonu salgılayarak stres seviyenizi düşürmenize yardımcı olabilir. Üstelik bunları yaparken acı çekmenize ve “mutlu bebek” pozuna girmeye çalışmanıza gerek kalmaz. Her ne kadar scorpion handstand, flying pigeon ve one-legged crow gibi egzersizlerin sosyal medyada ilgi çekici etkisi olsa da, kendi iyiliğiniz için yoga trendinden uzak kalmayı deneyebilirsiniz.
 

İlgili Makaleler